Translation of "Yürütüyor" in English

Komşu, köpeğini yürütüyor.

The neighbor is walking her dog.

O, işi oğullarıyla yürütüyor.

He runs the business with his sons.

O, işleri kızlarıyla yürütüyor.

She runs the business with her daughters.

İşi babasının yerine yürütüyor.

He is managing the business for his father.

Tom peyzaj işi yürütüyor.

Tom runs a landscaping business.

Sami kendi teknoloji işini yürütüyor.

Sami runs his own tech business.

Fakat Escobar işlerini buradan yine yürütüyor

But Escobar is running his business here again

Tüm millet, yoksulluğa karşı bir savaş yürütüyor.

The whole nation is waging a war against poverty.

İktidar partisi muhalefete karşı bir karalama kampanyası yürütüyor.

The ruling party is running a smear campaign against the opposition.