Translation of "Köpeğini" in English

0.008 sec.

Examples of using "Köpeğini" in a sentence and their english translations:

Köpeğini götür.

Take your dog away.

Köpeğini kaybetti.

He lost his dog.

Köpeğini getirme.

Don't bring your dog.

Köpeğini sevmiyorum.

I don't like your dog.

- O, köpeğini beslemeyi unuttu.
- Köpeğini beslemeyi unuttu.

She forgot to feed her dog.

Köpeğini nehre götürecek.

She will take her dog to the river.

Onların köpeğini okşamıyorum.

I'm not petting their dog.

Köpeğini yanında getirme.

Don't bring your dog with you.

Tom köpeğini seviyordu.

Tom loved his dog.

Tom'un köpeğini sevmiyorum.

I don't like Tom's dog.

Köpeğini okula getirdi.

He brought her dog to school.

Komşu, köpeğini yürütüyor.

The neighbor is walking her dog.

Tom köpeğini kovaladı.

Tom chased after his dog.

Tom, köpeğini okşuyor.

Tom is patting his dog.

Tom köpeğini dolaştırıyor.

Tom is walking his dog.

Tom köpeğini eğitiyor.

Tom is training his dog.

Tom köpeğini kaybetti.

Tom lost his dog.

Mary köpeğini kaybetti.

Mary lost her dog.

Sami köpeğini yürütüyordu.

Sami was walking his dog.

Tom köpeğini arıyor.

Tom is looking for his dog.

Tom köpeğini gezdirdi.

Tom walked his dog.

Tom köpeğini seviyor.

Tom is petting his dog.

Sami köpeğini özlüyor.

Sami misses his dog.

Köpeğini dışarıda bırak.

Leave your dog outside.

- Jane köpeğini yürüyüşe götürdü.
- Jane köpeğini yürüyüşe çıkardı.

Jane took her dog for a walk.

- Tom, Mary'nin köpeğini tanımıyordu.
- Tom, Mary'nin köpeğini tanımadı.

Tom didn't recognize Mary's dog.

Tom parkta köpeğini gezdirdi.

Tom walked his dog in the park.

Küçük çocuk köpeğini kucakladı.

The little boy embraced his dog.

Tom köpeğini ağaca bağladı.

Tom tied his dog to the tree.

Köpeğini bana ödünç ver.

Lend me your dog.

O, köpeğini beslemeyi unuttu.

She forgot to feed her dog.

O, köpeğini odamda bıraktı.

She left her dog in my room.

Sadece köpeğini evimde istemiyorum.

I just don't want your dog in my house.

Tom köpeğini seninle bırakmayacak.

Tom won't leave his dog with you.

Tom köpeğini yürüyüşe götürdü.

Tom took his dog for a walk.

Tom köpeğini okula getirdi.

Tom brought his dog to school.

Tom birinin köpeğini ezdi.

Tom ran over someone's dog.

Dan Linda'nın köpeğini yaraladı.

Dan injured Linda's dog.

Dan küçük köpeğini gezdiriyor.

Dan is walking his small dog.

Dan köpeğini sakinleştirmeye çalışıyordu.

Dan was trying to calm his dog.

Köpeğini kaybettin, değil mi?

You lost your dog, didn't you?

Tom Mary'nin köpeğini vurdu.

Tom shot Mary's dog.

Tom köpeğini evde bıraktı.

Tom left his dog at home.

Jane köpeğini yürüyüşe götürdü.

Jane took her dog for a walk.

Köpeğini ne ile beslersin?

What do you feed your dog?

Köpeğini ne kadar beslersin?

How much do you feed your dog?

Tom köpeğini beslemeyi unuttu.

Tom forgot to feed his dog.

Tom'un köpeğini bulamayacağını hissediyordum.

I had a feeling that Tom wasn't going to be able to find his dog.

O Tom'un köpeğini sevmez.

She doesn't like Tom's dog.

Tom köpeğini veterinere götürdü.

Tom took his dog to the vet.

Tom Mary'nin köpeğini zehirledi.

Tom poisoned Mary's dog.

Sen köpeğini iyi çizmedin.

You didn't draw your dog well.

Komşumun köpeğini öldürmek istiyorum.

I want to kill my neighbor's dog.

Tom kendi köpeğini vurdu.

Tom shot his own dog.

Tom köpeğini tuvalete kilitledi.

Tom locked his dog in the bathroom.

Fadıl, Dania'nın köpeğini kaçırdı.

Fadil kidnapped Dania's dog.

Fadıl, Dania'nın köpeğini vurdu.

Fadil shot Dania's dog.

Tom köpeğini garaja kilitledi.

Tom locked his dog up in the garage.

Leyla kendi köpeğini öldürdü.

Layla killed her dog.

Tom'un köpeğini hiç görmedim.

I've never seen Tom's dog.

Mary köpeğini evde bıraktı.

Mary left her dog at home.

Tom köpeğini dışarıda bıraktı.

Tom left his dog outside.

Tom Mary'nin köpeğini öldürdü.

Tom killed Mary's dog.

Tom Mary'nin köpeğini sevmiyor.

Tom doesn't like Mary's dog.

Tom, Mary'nin köpeğini tanıdı.

Tom recognized Mary's dog.

Sami kendi köpeğini yedi.

Sami ate his dog.

Sami, Leyla'nın köpeğini biliyordu.

Sami knew Layla's dog.

Sami köpeğini geri aldı.

Sami got his dog back.

O dün köpeğini yıkadı.

He washed his dog yesterday.

Tom köpeğini gezdirmeye çıkardı.

Tom took his dogs for a walk.

Köpeğini o ağaca bağla.

Tie your dog to that tree.

Köpeğini bir direğe bağladı.

He tied his dog to a post.

O, her sabah köpeğini gezdirir.

He walks his dog every morning.

Gazeteyi getirmesi için köpeğini eğitti.

He trained his dog to fetch the newspaper.

Köpeğini makarnayla beslersen ne olur?

What happens if you feed your dog pasta?

Tom köpeğini yabancılara havlamaya koşullandırdı.

Tom conditioned his dog to bark at strangers.

Bu Ken. O köpeğini sever.

This is Ken. He loves his dog.

Neden senin köpeğini öldüreyim ki?

Why would I kill your dog?

Tom köpeğini benimle bırakmak istemedi.

Tom didn't want to leave his dog with me.

Kahvaltıdan önce köpeğini parka götürdü.

She took her dog to the park before breakfast.

O her sabah köpeğini gezdirir.

He walks his dog every morning.

Tom'un köpeğini yıkamasına yardım ettim.

I helped Tom give his dog a bath.

Tom köpeğini okşamak için eğildi.

Tom bent down to pet his dog.

Tom her sabah köpeğini gezdirir.

Tom walks his dog every morning.

Tom sandviçinin parçasıyla köpeğini besledi.

Tom fed his dog part of his sandwich.

Köpeğini bütün gün içeride bırakma.

- Don't leave your dog in the house all day.
- Don't leave your dog inside all day.

Tom bütün sabah köpeğini arıyordu.

Tom has been looking for his dog all morning.

Köpeğini tüm gün evde bırakma.

Don't leave your dog in the house all day.

Tom ve köpeğini parkta gördüm.

I saw Tom and his dog in the park.

Günde kaç kez köpeğini beslersin?

How many times a day do you feed your dog?

Köpeğini her gün yıkar mısın?

Do you wash your dog every day?

Tom köpeğini bir ağaca bağladı.

Tom tied his dog to a tree.

Tom köpeğini kimin öldürdüğünü biliyor.

Tom knows who killed his dog.

Tom köpeğini masa kırıntılarıyla besledi.

Tom fed his dog table scraps.

Tom Mary'nin köpeğini beslemeyi unuttu.

Tom forgot to feed Mary's dog.