Translation of "Muhatap" in English

Bob bir muhatap arıyordu.

Bob was looking for someone to talk with.

Kendine bir muhatap bul.

Find somebody to talk to.

O sorunla zaten muhatap oldum.

I've already dealt with that problem.

Her ikinizle daha sonra muhatap olacağım.

I'll deal with you both later.

İşim gereği her türlü insanla muhatap oluyorum.

I come into contact with all kinds of people in my work.

- Bob konuşacak birini arıyordu.
- Bob bir muhatap arıyordu.

Bob was looking for someone to talk with.

- Tom artık benimle muhatap olmaktan kaçınıyor.
- Tom artık beni görmezden geliyor.

Tom is now avoiding me.

O bir avukat olduktan kısa süre sonra, o bile eski arkadaşlarıyla muhatap olmadı.

Soon after she became a lawyer, she wouldn't even give her old friends the time of day.

- Tom benden sakınıyor.
- Tom benden uzak durmaya çalışıyor.
- Tom benimle muhatap olmak istemiyor.
- Tom kaçıyor benden.

Tom is avoiding me.

- Bir trafik polisinin yılbaşı gecesinde muhatap olduğu her on sürücüden beşi sarhoştur.
- Bir trafik polisinin yılbaşı gecesi uğraşmak zorunda kaldığı her on sürücüden beşi alkollüdür.

Five out of ten drivers a traffic cop has to deal with on New Year's Eve night are drunk.