Translation of "Kazmak" in English

0.003 sec.

Examples of using "Kazmak" in a sentence and their english translations:

Baksanıza, kazmak çok kolay.

Look at this, pretty easy to dig into.

Derin kazmak zorunda kalacağız.

We're going to have to dig deep.

Daha derine kazmak zorundasın.

You have to dig deeper.

Sekizinciyi kuyuyu kazmak bir riskti.

Drilling that eighth well was a risk.

- Onu söylemeye hakkım vardı.
- Kazmak zor bir iştir.

I had the right to say that.

Bu gerçekten sizi kurtarabilir. Sadece sığınak kazmak için değil, çığlar için de gerekli.

It can really save you. Not only for digging shelters, but also for avalanches.

Bir aydır bir damla yağmur düşmedi. Bu yüzden bir kuyu kazmak zorunda kaldılar.

Not a drop of rain fell for a month, so they had to dig a well.

Bir metre çapında ve iki metre derinliğinde bir çukur kazmak yaklaşık 2.5 saatimi aldı.

It took me about two and a half hours to dig a hole one meter in diameter and two meters in depth.

Bir kadınla tartışmak suyu boğmaya çalışmak, ateşi yakmak, toprağı kazmak ya da havayı yakalamaya çalışmak gibidir.

Arguing with a woman is like trying to drown the water, burn the fire, dig the soil or catch the air.

Kim olduklarını bilmediğimiz insanların arasında, çok uzak bir ülkedeki savaş yüzünden burada gaz maskeleri denemek ve hendekler kazmak zorunda olmamız ne kadar korkunç, fantastik, inanılmaz.

How horrible, fantastic, incredible it is that we should be digging trenches and trying on gas-masks here because of a quarrel in a far away country between people of whom we know nothing.