Translation of "Kurtarabilir" in English

0.020 sec.

Examples of using "Kurtarabilir" in a sentence and their english translations:

Bu hayatını kurtarabilir.

It may save your life.

Gezegeni kurtarabilir miyiz?

Can we save the planet?

Tom'u kurtarabilir misin?

Can you save Tom?

Tom'u kurtarabilir miyiz?

Can we save Tom?

Onları kurtarabilir misin?

Can you save them?

Onu kurtarabilir misin?

Can you save him?

Onları kurtarabilir miyiz?

Can we save them?

Onu kurtarabilir miyiz?

Can we save him?

Bu, hayatını kurtarabilir.

It could save your life.

O, hayatını kurtarabilir.

- He can save your life.
- He may save your life.

Ve milyarlarca dolar kurtarabilir.

and billions of dollars.

Ve hatta hayat kurtarabilir.

and even save lives.

Bu tavsiyeler hayatını kurtarabilir.

These tips may save your life.

Bu birçok hayat kurtarabilir.

This could save many lives.

Belki Tom bizi kurtarabilir.

Maybe Tom can save us.

Sadece barış dünyayı kurtarabilir.

Only peace can save the world.

Sadece onlar bizi kurtarabilir.

Only they can save us.

Belki bizi başka biri kurtarabilir.

Maybe someone else can help us.

Bu yeni ilaç hayatlar kurtarabilir.

This new medicine may save lives.

Peki Dana'yı daha hızlı kurtarabilir miydik?

But could we have gotten to Dana faster?

Onlar yakalamadan evvel onu kurtarabilir misin?

Can you help her out before they get her?

Sadece bir acil operasyon hastanın hayatını kurtarabilir.

Only an immediate operation can save the patient's life.

Şu anda evliliğimi yalnızca bir çocuk kurtarabilir.

At the moment only a child can save my marriage.

Bilgisayarlar bizi bir sürü zamandan ve sorundan kurtarabilir.

Computers can save us a lot of time and trouble.

Bir otelde yangın kaçışının nerede olduğunu bilmek hayatınızı kurtarabilir.

Knowing where the fire escape is in a hotel may save your life.

Ama onu doğru şekilde kullanmayı bilirsek ihtiyacımız olduğunda bizi kurtarabilir.

but if we know how to use it correctly can truly save us in our hour of need.

Ancak Flaminius hala gururunu kurtarabilir, sadece bir gün yürüyüş mesafesinde.

But Flaminius can still redeem himself, and he is only one day's march away.

- Belki bizi başka biri kurtarabilir.
- Belki bize başka biri yardımcı olabilir.

Maybe someone else can help us.

Bu gerçekten sizi kurtarabilir. Sadece sığınak kazmak için değil, çığlar için de gerekli.

It can really save you. Not only for digging shelters, but also for avalanches.

Epinefrin, hava yollarının etrafındaki kasları gevşeterek ve tamamen kapanmasını engelleyerek birisinin hayatını kurtarabilir.

Epinephrine can save someone's life by relaxing the muscles around the airways and preventing them from closing completely.