Translation of "Geçirme" in English

0.004 sec.

Examples of using "Geçirme" in a sentence and their english translations:

Kaza geçirme riskini göze aldı.

He ran the risk of having an accident.

Parayı ona vermeyi aklından bile geçirme.

Don't even consider giving him the money.

Beyaz bir Noel geçirme olasılığı nedir?

- What are the chances that we'll have a white Christmas?
- What are the chances we'll have a white Christmas?

Amigdala ele geçirmesi ve duygusal ele geçirme.

amygdala hijacking and emotional hijacking.

Tom zimmetine para geçirme suçunu kabul etti.

Tom pleaded guilty to embezzlement.

Bilgisayar oyunları onun için bir zaman geçirme biçimidir.

Computer games are a way for him to pass time.

Vakit geçirme yerine bir iş bulmaya gitsen daha iyi.

You'd better go find a job instead of fucking around.

Balık tutmayı çok seviyorum. Bu oldukça sakinleştirici bir zaman geçirme yöntemi.

I like to fish; it's a very relaxing way to spend the day.

Kaza geçirme ihtimaline karşın biz her zaman bir emniyet kemeri takmak zorundaydık.

We always had to put on a safety belt in case we had an accident.

Yoldan uzakta bulunan annesi ile birlikte, Duke şirketinden zimmetine para geçirme planına devam edebildi.

With his mother out of the way, Duke was able to proceed with his plan to embezzle the money from the company.

Her gün sebze ve meyve yiyen insanların kalp krizi geçirme olasılıklarının daha düşük olduğunu duydum.

I've heard that people who eat vegetables and fruit every day are less likely to have a heart attack.

- Çinli firmalar, dünya pazarını ele geçirmek için bir arayış başlattı.
- Çinli firmalar dünya pazarını ele geçirme arayışına girdi.

Chinese firms have embarked on a quest to conquer the world market.