Translation of "Olasılığı" in English

0.046 sec.

Examples of using "Olasılığı" in a sentence and their english translations:

Olasılığı düşün.

Consider the possibility.

Aşağıdaki olasılığı önerecektim.

I was going to suggest the following possibility.

- Her olasılığı göze aldılar.
- Her olasılığı göz önünde bulundurdular.

They took every possibility into consideration.

Onun iyileşme olasılığı nedir?

What are the prospects for his recovery?

Tom o olasılığı düşünmemişti.

Tom hadn't considered that possibility.

O olasılığı zaten düşündüm.

I've already considered that possibility.

Bu olasılığı hesaba aldık.

We've allowed for that possibility.

Bunun olma olasılığı nedir?

What are the odds of that happening?

Bugün yağmur olasılığı yok.

- There is no chance of rain today.
- There's no chance of rain today.

Hayatta kalma olasılığı nedir?

- What is the likelihood of survival?
- What is the likelihood of surviving?

Bu olasılığı da düşündüm.

I've considered that possibility as well.

Yüksek yağış olasılığı var.

There is a high chance of precipitation.

Onun gelme olasılığı yok.

There's no possibility of his coming.

Tom her olasılığı araştırdı.

Tom explored every possibility.

- Bu olasılığı da göz önüne aldım.
- Bu olasılığı da düşündüm.

I've considered that possibility as well.

Tom'un tutuklanma olasılığı çok düşük.

The chance that Tom will get arrested is very slim.

Yarın yağmur olma olasılığı var.

Tomorrow, there's likely to be rain.

O olasılığı göz ardı edemem.

I can't rule out that possibility.

Bunun gerçekleşme olasılığı çok az.

- The chances that that happens are minimal.
- The chances that happens are minimal.

Tembel insanların başarma olasılığı yoktur.

Lazy people have no chance of success.

Tom'un geç kalma olasılığı var.

- There's a possibility that Tom will be late.
- There's a possibility Tom will be late.

Radyo sel olasılığı hakkında bizi uyardı.

The radio warned us of the possibility of flooding.

Onun zamanında gelme olasılığı çok yoktur.

There is not much possibility of his coming on time.

Onun iyi bir seçilme olasılığı var.

- He has a good chance of being elected.
- He has a good chance of being chosen.

Onun istifa etme olasılığı var mı?

Is there any possibility of his resigning?

Bu başka bir olasılığı tamamıyla dışlamaz.

This doesn't entirely rule out another possibility.

Tom'un geç kalma olasılığı var mı?

Is there any chance that Tom will be late?

Bu olasılığı da göz önüne aldım.

I've considered that possibility as well.

Onun söylediğinin doğru olma olasılığı var.

There is the possibility of what he said being true.

Beyaz bir Noel geçirme olasılığı nedir?

- What are the chances that we'll have a white Christmas?
- What are the chances we'll have a white Christmas?

Geç kalma olasılığı çok düşük değil.

I'm not very likely to be late.

Tom'un bunu yapabilmesi olasılığı Mary'yi endişelendirdi.

- The possibility that Tom might be doing that worried Mary.
- The possibility Tom might be doing that worried Mary.

Kırılmış kafatası, beyin kanamaları, aort yırtığı olasılığı

fractured skull, bleeds on his brain, a possible torn aorta

O, ağır hasta ve iyileşmesi olasılığı yok.

He is seriously ill and unlikely to recover.

Mülkün yıkılmasına neden olma olasılığı daha yüksektir

are more likely to cause property destruction

Olaylar arasındaki bağlantının olmaması olasılığı derhal reddedilebilir.

The possibility of a lack of connection between the events can be dismissed immediately.

Yaşamlarından memnun olma olasılığı %96 daha yüksek.

are 96% more likely to be satisfied with their lives.

- Bunu göz ardı edemeyiz.
- Bu olasılığı dışlayamayız.

We can't rule that out.

Köpekbalığı tarafından saldırıya maruz kalma olasılığı çok düşüktür.

The likelihood of being attacked by a shark is very low.

Bir sonraki saat içinde onun olma olasılığı nedir?

What is the likelihood of it happening within the next hour?

- Hiçbir ihtimali dışlama.
- Hiçbir olasılığı göz ardı etme.

Don't dismiss any possibility.

"Yırtıcı hayvan bulma olasılığı nehir yakınlarında yüzde 25'tir.

"There is a 25 percent probability of finding predators near the river.

Seni temin ederim ki o olasılığı göz önünde bulundurdum.

I assure you I've considered that possibility.

İki öğrencinin aynı doğum gününe sahip olması olasılığı nedir?

What is the probability that at least two students have the same birthday?

Aslında psikolojik olarak yıpranma ve daha erken yaşta ölme olasılığı

actually ended up more likely to burn out and in fact died younger

Kıta sahanlığının altında batma meydana geldikçe deprem olasılığı da artar.

As subduction occurs below the continental shelf, earthquakes become more likely.

- Bu anlattığının doğru olma olasılığı yok.
- O hikaye muhtemelen doğru olamaz.

- That story cannot possibly be true.
- That story can't possibly be true.

- Bu sefer Bob'un kazanma olasılığı yüksek.
- Bu sefer Bob muhtemelen kazanacak.

This time Bob is likely to win.

Düşen uçak parçalarından ölme olasılığı bir köpek balığı tarafından öldürülme olasılığından 30 kez daha büyüktür.

The chances of dying from falling airplane parts are 30 times greater than the chances of being killed by a shark.