Translation of "Riskini" in English

Karşılaşma riskini göze alamıyorlar.

with a potentially more advanced and hostile neighbor.

Bacağımın kırılması riskini istemiyorum.

I don't want to risk breaking my leg.

Riskini al ve onu yap.

Take your chance, and do it.

Kaza geçirme riskini göze aldı.

He ran the risk of having an accident.

Onu kaybetme riskini almak istemiyorum.

I don't want to risk losing it.

Tommy, işini kaybetme riskini göze almadı.

Tommy did not want to run the risk of losing his job.

Onlar onu yapma riskini göze almayacaklar.

They won't risk doing that.

Yakalanma ve tutuklanma riskini göze aldı.

He ran the risk of being caught and imprisoned.

Uyku yoksunluğu kalp krizi riskini artırır.

Sleep deprivation increases risk of heart attacks.

Ama asla direkt yüzleşme riskini göze alamazdı.

But he would never risk a direct confrontation.

Tek bir bardak alkol kanser riskini artırır.

A single glass of alcohol increases the risk of cancer.

Obezite, diyabet ve kalp hastalığı riskini arttırır.

Obesity increases risks of diabetes and heart disease.

Artı: Yiyecek alerjisi riskini de önemli ölçüde azaltırsınız.

Plus, you will have dramatically lowered the risk of food allergies.

Onlar düşman tarafından vurulma riskini göze almaya hazırdılar.

They were ready to run the risk of being shot by the enemy.

Sıcak ve rüzgarlı koşullar yarın yangın riskini arttıracaktır.

Hot and blustery conditions will exacerbate the risk of fire tomorrow.

Ona yardım etmek için işimi kaybetme riskini göze alıyorum.

I ran the risk of losing my job to help her.

Kırmızı ışıkta geçerseniz, bir kazaya neden olma riskini göze alırsınız.

- If you run a red light, you risk causing an accident.
- If you run a red light, you run the risk of causing an accident.

Eğer George sigara içmeyi bırakmazsa akciğer kanseri gelişme riskini göze alır.

If George doesn't stop smoking, he will run the risk of developing lung cancer.

Sadece çok uzağa gitme riskini alanlar birinin ne kadar uzağa gidebileceğini bilecektir.

Only those who risk going too far will know how far one can go.

Doktor ona eğer zayıflamazsa onun başka bir kalp krizi riskini artıracağını söyledi.

The doctor told him that if he did not lose weight, he was increasing the risk of another heart attack.

Bu yeşil takım elbiseler, biyolojik kirlenme riskini azaltmak için özel takım elbiselerdir.

Those green suits are special suits for reducing the risk of biological contamination.