Translation of "Suçunu" in English

İstediği suçunu affettirtebiliyor

He can forgive his wanted crime

Suçunu itiraf etti.

He confessed his guilt.

Sami suçunu gizledi.

Sami concealed his crime.

Hırsız, suçunu itiraf etti.

The thief admitted his guilt.

O suçunu itiraf etti.

- He admitted that he was guilty.
- He owned up to his fault.
- He admitted his guilt.
- He acknowledged his fault.

Bunun suçunu Tom'a yıkma.

Don't blame this on Tom.

Tom suçunu kabul etti.

Tom pleaded guilty.

Tom suçunu itiraf etti.

Tom has admitted his guilt.

O suçunu kabul etmeyecek.

He won't admit his fault.

Davalı suçunu itiraf etti.

The defendant admitted her guilt.

Dan suçunu gizlemeye çalıştı.

Dan tried to cover up his crime.

O, suçunu itiraf etti.

He confessed his crime.

Hırsız, suçunu kabul etti.

The thief admitted his crime.

Katil suçunu itiraf etti.

The murderer confessed his crime.

O,suçunu itiraf etti.

- He confessed his guilt.
- He owned up to his fault.
- He admitted his guilt.

Sami suçunu itiraf etti.

Sami admitted guilt.

- Korkarım o suçunu asla itiraf etmeyecek.
- Maalesef suçunu asla kabul etmeyecek.

I'm afraid he will never admit his guilt.

Hırsız istemeyerek suçunu itiraf etti.

The thief reluctantly admitted his guilt.

O, suçunu asla itiraf etmeyecektir.

He will never admit his fault.

Tom suçunu itiraf etmek zorunda.

Tom has to confess his crime.

Sanırım suçunu itiraf etme zamanı.

- I think it's time to come clean.
- I think that it's time to come clean.

Katil yakında suçunu itiraf edecek.

The murderer will soon confess his crime.

Sorgulama sırasında suçunu itiraf etti.

During the interrogation he admitted his guilt.

Müvekkilim suçunu kabul etmek istiyor.

My client wants to plead guilty.

Dan, suçunu örtbas etmeye çalıştı.

Dan tried to cover up his crime.

Tom Mary'nin suçunu kanıtlamaya çalıştı.

Tom tried to prove Mary's guilt.

Tom taciz suçunu kabul etti.

Tom pleaded guilty to harassment.

O, samimi olarak suçunu itiraf etti.

She frankly admitted her guilt.

Tom Ekim ayında suçunu kabul etti.

Tom pleaded guilty in October.

Tom adam öldürme suçunu kabul etti.

Tom pleaded guilty to manslaughter.

Bıçaktaki parmak izleri onun suçunu ortaya çıkardı.

The fingerprints on the knife attest to her guilt.

Suçunu kabul edip etmemesinin hiçbir önemi yok.

It doesn't matter whether she admits her guilt or not.

Suçunu çok açık bir şekilde itiraf etti.

He confessed his crime frankly.

Tom zimmetine para geçirme suçunu kabul etti.

Tom pleaded guilty to embezzlement.

Neden suçunu itiraf etmiyorsun ve gerçeği söylemiyorsun?

- Why don't you come clean and tell the truth?
- Why don't you just come clean and tell the truth?

Sami kasten adam öldürme suçunu kabul etti.

Sami pled guilty to voluntary manslaughter.

Dan bir ses kaydı ile Linda'nın suçunu kanıtladı.

Dan proved Linda's guilt with an audio recording.

Şüpheli suçunu itiraf edene kadar üçüncü dereceden suçlu sayıldı.

The suspect was given the third degree until he confessed his crime.

Sami her iki cinayet için de suçunu kabul etti.

Sami pled guilty to both murders.

Hayatımızın bir anında kaçımız "Erkek ol!" deme suçunu işlemedi ki?

How many of us have been guilty of saying "Man up!" at some point in our lives?

Polis Dan'ın suçunu kanıtlamak için cinayet silahını geri almak zorundaydı.

The police had to retrieve the murder weapon to prove Dan's guilt.

Tom alkollü araba kullanma suçunu kabullendikten sonra Belediye Başkanlığı adaylığından çekildi.

Tom gave up running for mayor after pleading guilty to drunken driving.

Alkollü araç kullanma suçunu kabul ettikten sonra belediye başkanlığı adaylığında çekildi.

He gave up running for mayor after pleading guilty to drunken driving.

Tom alkollü araba sürme suçunu kabullendi ve ehliyeti altı aylığına iptal edildi.

Tom pleaded guilty to drunken driving and his driver's license was suspended for six months.

Alkollü araç sürme suçunu kabul ettikten sonra geçen yıl beş gün hapishanede yattı.

Tom served five days in jail last year after pleading guilty to drunken driving.