Translation of "Ona" in English

- Ona güvenebilirsin.
- Ona inanabilirsin.
- Ona inanabilirsiniz.

You can believe him.

- Ona güvendim.
- Ona güvenirim.

I trust her.

- Sarıl ona.
- Ona sarıl.

Give her a hug.

Ona ona katıldığımı söyledim.

I told him I agreed with him.

- Ona güvenilemez.
- Ona güvenilmez.

- She can't be trusted.
- She cannot be trusted.

- Ona inanma!
- Ona inanmayın.

Don't believe him.

- Ona güveniyorum.
- Ona güvenirim.

I trust her.

- Ona cevabı söylemeyin.
- Ona cevabı söyleme.
- Ona cevabı söylemeyiniz.
- Cevabı ona söyleme.
- Cevabı ona söylemeyin.
- Cevabı ona söylemeyiniz.

Don't tell him the answer.

- Ona güvenebilirsin.
- Ona bel bağlayabilirsin.

You can bank on that.

- Neden ona sormuyorsun?
- Ona sorsana.

Why don't you ask him?

- Ona katlanamıyorum.
- Ona tahammül edemiyorum.

I can't stand him.

- Onu ona önerdim.
- Ona önerdim.

I suggested that to him.

Ona ona yardım edeceğimi söyledim.

I told him I'd help him.

Ona ona yardım edeceğimizi söyledim.

I told him we would help him.

Ona ona yardım edeceğimizi söyledim?

I told her we would help her.

Ona ona ihtiyacın olmadığını söyle.

Tell him you don't need it.

Ona güvendim ve ona inandım.

I trusted her and I believed her.

- Ona işlemleri açıkladım.
- Ona yordamları açıkladım.
- Ona prosedürleri açıkladım.

I explained him the procedures.

ona söyledi.

told him.

Ona alışırsın.

You get used to it.

Ona güvenebilirsiniz.

- You can rely on him.
- You can count on him.

Ona yazdım.

I did write to him.

Ona dokunmamalısın.

You mustn't touch it.

Ona bağırmamalısın.

You must not shout at him.

Ona güvenemezsin.

You can't trust him.

Ona inanıyorum.

- I believe in him.
- I have trust in him.

Ona bakıyordum.

I was looking at her.

Ona katlanamıyorum.

I can't stand it.

Ona rastlamadım.

I haven't met her.

Ona güvenmiyorum.

I don't trust him.

Ona güvenilebilir.

- He can be trusted.
- He can be relied on.
- You can count on him.
- He can be counted on.

Ona güvenmeyin.

Don't rely on him.

Ona dokunma.

- Hands off.
- Hands off!

Ona güvendim.

I trusted him.

Ona gülündü.

She was laughed at.

Ona güveniyorum.

- I have confidence in him.
- I trust him.
- I'm counting on it.
- I trust her.
- I count on him.
- I count on her.

Ona dokunmayın!

- Don't touch it!
- Don't touch this!
- Don't touch him!

Ona güvenmemelisin.

You should not trust him.

Ona inanamadım.

I couldn't believe it.

Ona güvenilemez.

She can't be trusted.

Ona evlendi.

She married him.

Ona söylemeliydin.

You should have told him.

Ona dokunmayacağım.

I'm not going to touch it.

Ona soracağım.

I'll ask him.

Ona inanmaz.

He won't believe it.

Ona değerdi.

It was worth it.

Ona bakıyordu.

He was staring at her.

Ona bakma!

- Don't look at him!
- Don't look at him.

Ona inanamıyorsun.

You can't believe that.

Ona inanmıyorum.

- I don't buy that.
- I don't believe him.

Ona bakıyorum.

- I am looking at that.
- I'm looking at that.

Ona başlamalıyız.

We should get going on that.

Ona inandım.

I believed that.

Ona söylediler.

They told him.

Ona bakıyoruz.

We look after him.

Ona alışacağım.

I'll get used to it.

Ona bakamazsın.

You can't look at that.

Ona katlanamadım.

I couldn't stand it.

Ona inanamıyorum.

- I can't believe it!
- I can't believe it.

Ona bakabilirim.

I can take care of it.

Ona güvenme.

- Don't trust him.
- Don't count on it.

Ona güvenebilirsin.

You can trust him.

Ona bayıldım.

I fell for it.

Ona bak.

Look at him.

Ona güveniyordum.

I was planning on it.

Ona güvenemezsiniz.

You can't rely on him.

Ona aşıksın.

You are in love with him.

Ona bağırdım.

I yelled at him.

Ona inanabilirsin.

You can believe her.

Ona söyledim.

I told him.

Ona minnettarım.

I am indebted to him.

Ona sarıldı.

He hugged her.

Ona güveniyorum!

- I have trust in him.
- I trust him.

Ona söylemedim.

I didn't tell him.

Ona söylemeyeceğim.

I'm not going to tell her.