Translation of "Para" in English

0.008 sec.

Examples of using "Para" in a sentence and their english translations:

Para

Money

- Para konuşur.
- Para kraldır.

- Money talks.
- Money is king.

- Para kokmaz.
- Para paradır.

Money does not smell.

- Para güçtür.
- Para iktidardır.

Money is power.

- Para biriktirdi.
- Para biriktiriyordu.

- He saved money.
- He was saving money.

- Para bitti.
- Para gitti.

The money is gone.

Para kutusunda hiç para kalmadı.

None of the money was left in the money box.

- Ben para istiyorum.
- Para istiyorum.

I want money.

- Para çok kötüdür.
- Para korkunçtur.

The money is terrible.

- Para biriktiriyordu.
- Para tasarruf ediyordu.

He was saving money.

Para kazanmak için para harcamalısın.

You have to spend money to make money.

- Para ağaçlarda yetişmez.
- Para kolay kazanılmıyor.
- Para ağaçta yetişmiyor.

- Money does not grow on trees.
- Money doesn't grow on trees.

para toplamaktı.

is raising money.

para verdi.

for them.

Odaklanalım: Para.

subject: money.

Para öğütücü

A CRUSHER OF MONEY

Para israfı.

- It's money down the drain.
- That is money down the drain.
- That's money down the drain.

Para isteme.

Don't ask for money.

Para emrinizde.

The money is at your disposal.

Para bitirilmedi.

The money has not been used up.

Para nerede?

Where's the money?

Para kayboldu.

The money disappeared.

Para istemiyorum.

I'm not asking for money.

Para harcamamalıyız.

We shouldn't spend money.

Para kaybetti.

She lost money.

Para biriktirdi.

She saved money.

Para yok.

There's no money.

Para çal.

Steal money.

Sadece para.

It's just money.

Para gereklidir.

Money is needed.

Para kuyuda.

The money is in the well.

Para kazanıyorum.

I'm earning money.

Para iyidir.

The money is good.

Para istedim.

I wanted money.

Para sorumludur.

Money is in charge.

Para Sami'deydi.

Sami had the money.

Para istemedim.

I didn't ask for money.

Deli para.

That's a hell of a lot of money.

Para istiyoruz.

We want money.

Para kokmaz.

- Money does not smell.
- Money has no smell.

- Para biriktirmem lazım.
- Para biriktirmem gerekiyor.

I need to save money.

- Para insanı değiştirir.
- Para insanları değiştirir.

Money changes people.

- Çok para harcama.
- Çok para harcamayın.

Don't spend too much money.

- Bende para yok.
- Bende para Hak getire.
- Bende para mafiş.

I don't have money.

- Para Tom'u kötü yola sürüklüyordu.
- Para Tom'u bozuyordu.
- Para Tom'u yozlaştırıyordu.

Money was corrupting Tom.

- Ne kadar para?
- Çok fazla para mı?

Too much money?

- Para iyi bir şekilde kullanıldı.
- Para değerlendirildi.

The money has been put to good use.

- Büyük miktarda para bağışladı.
- Çok para bağışladı.

He donated a lot of money.

- Hakiki para değil.
- Bu gerçek para değil.

- It's not real money.
- It isn't real money.

- Ben biraz para istiyorum.
- Biraz para istiyorum.

- I want some money.
- I want a little money.

- Para bağışlamak istiyor.
- Para bağışında bulunmak istiyor.

He wants to donate money.

- Hiç para istemiyorum.
- Ben hiç para istemiyorum.

- I do not want any money.
- I don't want any money.

- Kaç para alacağım?
- Ne kadar para alacağım?

How much will I get paid?

- Para tüm kötülüklerin köküdür.
- Para bütün kötülüğün köküdür.
- Para tüm kötülüklerin anasıdır.

Money is the root of all evil.

"Seçkinci Para Babaları"

"Disgusting Corporate Propaganda,"

Bunlara para kazandırmayalım.

and don't give them our money.

para topladığını söylüyor

says he's collecting money

Para cezasına çeviriliyor

Converting to fines

Abi para yok

No money

şimdi para kazanacaktı

would make money now

Adanın hükümetine para.

money to the island’s government.

Yeterince para kazanıyorlar.

get from all of those foreign armies.

Para değer ölçüsüdür.

Money is the measure of worth.

Çok para vardır.

There is a lot of money.

Para şirkete aittir.

The money belongs to the company.

Tüm para bitti.

All the money was gone.

Çuvalla para kazanıyor.

She's making money hand over fist.

Para çalmakla suçlandı.

He was accused of stealing money.

O, para almazdı.

He would not take the money.

Para olmadan yaşayamazsın.

You can't survive without money.

Para her şeydir.

Money is everything.

Para gökten düşmüyor.

Money doesn't fall out of the sky.

Para istiyor musunuz?

Do you want money?

Para parayı çeker.

Money makes money.

Para iadesi istiyorum.

I'd like to get a refund.

Para için dileniyor.

She panhandles for money.

O, para verdi.

She gave money.

Para üstünüzü unuttunuz.

- You have forgotten your change.
- You've forgotten your change.

Bilet kaç para?

How much is the ticket?

Kime para borçluyuz?

Who do we owe money to?

O kolay para.

It's easy money.

Tom para istiyor.

Tom wants money.

Tom para istedi.

Tom wanted money.

Onlara para ver.

Give them money.

Biraz para istiyorum.

I want a little money.

Ne para israfı!

- What a waste of money!
- What a waste of money.

Para onu özgürleştirdi.

Money freed him.

Para nerede, Tom?

Where is the money, Tom?

Para konusunda haklısın.

You're right on the money.

Para şimdi nerede?

Where's the money now?

Bu para benim.

This money is mine.