Translation of "Duyarsız" in English

0.006 sec.

Examples of using "Duyarsız" in a sentence and their english translations:

Tom duyarsız.

- Tom is insensitive.
- Tom is numb.
- Tom is unmoved.

Ben duyarsız görünmek istemiyorum.

I don't want to seem insensitive.

Tom'un duyarsız olduğunu düşünüyorum.

- I think Tom is insensitive.
- I think that Tom is insensitive.

O, sıkıntıya karşı gerçekten duyarsız.

He is really dull to hardship.

Bu yönetmen eleştiriye duyarsız değil.

This director is not insensitive to criticism.

Nasıl bu kadar duyarsız olabiliyorsun?

How can you be so insensitive?

Tom nasıl bu kadar duyarsız olabilir?

How could Tom be so insensitive?

- Chris'i sevmiyorum çünkü o çok kaba ve duyarsız.
- Çok kaba ve duyarsız olduğu için Chris'ten hoşlanmıyorum.

I dislike Chris because he is very rude and insensitive.

O zamandan beri iki aydır etrafa duyarsız haldesin.

After that, you were in a state of stupor for two months.

Dan Matt'i kör ve duyarsız olduğu için sevmiyor.

Dan dislikes Matt because he's blunt and insensitive.

Mary Tom'un çok duyarsız ya da böyle bir şey olduğunu söyledi.

Mary said that Tom was too insensitive, or something such.

- Tom duyarsız kulaklı.
- Tom'un müzik kulağı yok.
- Tom'da müzik kulağı yok.

- Tom doesn't have an ear for music.
- Tom is tone deaf.