Translation of "Dolaşmaya" in English

Dolaşmaya çıktık.

We went out for a stroll.

Ve dünyayı dolaşmaya başladım.

and was traveling the world.

Dan dünyayı dolaşmaya karar verdi.

Dan decided to travel the world.

Leyla taşrada dolaşmaya devam etti.

Layla continued to wander in the outback.

Sami etrafta dolaşmaya devam etti.

Sami continued to walk around.

Bağış toplamak için araçla dolaşmaya başladılar.

They started a drive to raise a charity fund.

Tom Mary'nin yerini dolaşmaya karar verdi.

Tom decided to mosey on over to Mary's place.

Küçük çocuklar onları sürekli izlemiyorsanız dolaşmaya eğilimlidirler.

Small children tend to wander off if you don't watch them all the time.