Translation of "Başladılar" in English

0.014 sec.

Examples of using "Başladılar" in a sentence and their english translations:

Desteklemeye başladılar.

-- a small purse.

Yürümeye başladılar.

They started walking.

Öpüşmeye başladılar.

They started kissing.

Koşmaya başladılar.

They started running.

- Bu yıl başladılar.
- Bu sene başladılar.

They began this year.

Kendilerini süslemeye başladılar.

They started to self-decorate.

Geri çekilmeye başladılar.

They began to fall back.

Kızlar gülmeye başladılar.

The girls began to laugh.

Birbirlerini öpmeye başladılar.

- They started kissing each other.
- They began to kiss.

Dans etmeye başladılar.

They started dancing.

Onlar konuşmaya başladılar.

- They entered into a discussion.
- They started talking.

Telefonda konuşmaya başladılar.

They started talking on the phone.

Sağanak yağmura rağmen başladılar.

They started in spite of the heavy rain.

Onlar saatler önce başladılar.

They started hours ago.

Hep birden koşmaya başladılar.

They began to run all at once.

Onlar derhal çalışmaya başladılar.

- They set to work at once.
- They started working right away.

Onlar hep birlikte başladılar.

They started all at once.

Onlar aynı zamanda başladılar.

They started at the same time.

Onlar taş toplamaya başladılar.

They started picking up stones.

Tom'a doğru yürümeye başladılar.

They began walking toward Tom.

Onlar art arda başladılar.

They started one after another.

Üçü birden gülmeye başladılar.

The three of them began to laugh.

Bazı insanlar ağlamaya başladılar.

Some people started crying.

Bazı insanlar gülmeye başladılar.

Some people started laughing.

Seyirciler aniden alkışlamaya başladılar.

The audience burst into applause.

Onlar ateş etmeye başladılar.

- They started firing.
- They started shooting.

Polisi görünce koşmaya başladılar.

They began to run when they saw the police.

Çocuklar kavga etmeye başladılar.

The boys started fighting.

Onlar onu dövmeye başladılar.

They begin beating her.

Onlar tepeye tırmanmaya başladılar.

They began to climb the hill.

- Leyla ve Sami çıkmaya başladılar.
- Leyla ve Sami flört etmeye başladılar.

Layla and Sami started dating.

- Tom ve Mary çıkmaya başladılar.
- Tom ve Mary flört etmeye başladılar.

Tom and Mary have started dating.

Ve tekrar tekrar konuşmaya başladılar.

and people talk over me again and again and again.

Öğrenciler hep birlikte okumaya başladılar.

The pupils began to read all together.

Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.

At last, they began to count down cautiously.

Onlar yeni bir işe başladılar.

They started a new business.

Tom ve Mary tartışmaya başladılar.

Tom and Mary started to argue.

Onlar hepsi birden gülmeye başladılar.

All at once they began to laugh.

Ikna edici kanıtlar biriktirmeye başladılar.

that China couldn't just deny it anymore.

Tom ve Mary yürümeye başladılar.

Tom and Mary started walking.

- Onlar tartışmaya başladı.
- Tartışmaya başladılar.

They began to argue.

Bazı insanlar dans etmeye başladılar.

Some people started dancing.

Bazı insanlar taş atmaya başladılar.

Some people started throwing rocks.

Annem ve babam endişelenmeye başladılar.

My parents began worrying.

Bol miktarda kıl kaybetmeye başladılar.

They begin losing copious amounts of hair.

Bir süre sonra yürümeye başladılar.

They began to walk after a while.

Güneş ve Ay parlamaya başladılar.

The sun and the moon had started to shine.

Beş yüz vagon ile başladılar.

They started with five hundred wagons.

Olası saldırılar için hazırlanmaya başladılar.

They began to prepare for possible hostilities.

Adamlar ileri doğru yürümeye başladılar.

The men began to march forward.

İnsanlar aynı anda koşmaya başladılar.

People started to run all at once.

Ayrılıkçılar havaalanını işgal etmeye başladılar.

The separatists began to occupy the airport.

Hokey oyuncuları kavga etmeye başladılar.

The hockey players started fighting.

Leyla ve Sami öpüşmeye başladılar.

Layla and Sami started kissing.

Sami ve Leyla sarılmaya başladılar.

Sami and Layla started hugging.

- Gene başladılar.
- Yine iş başındalar.

They're at it again.

- Sami ve Leyla gizlice buluşmaya başladılar.
- Sami ve Leyla gizli olarak buluşmaya başladılar.

Sami and Layla started meeting in secret.

Oysa artık bende etki yaratmaya başladılar!

But oh, they register with me now!

Ve bir süre sonra çarpışmaya başladılar

and after a while they started fighting

Sonbahar geldi ve yapraklar düşmeye başladılar.

Autumn came and the leaves started to fall.

Bilimciler bu soruların yanıtlarını bulmaya başladılar.

Scientists began to find answers to these questions.

Yağmur durduğu için, oyuna tekrar başladılar.

Since the rain stopped, they resumed the game.

Arkadaşlarım üç gün önce geziye başladılar.

My friends started the trip three days ago.

1980 yılında bu arabayı yapmaya başladılar.

They started making this car in 1980.

Tom ve Mary birbirlerine bağırmaya başladılar.

- Tom and Mary began yelling at each other.
- Tom and Mary started screaming at each other.

Tom ve Mary münakaşa etmeye başladılar.

- Tom and Mary began to argue.
- Tom and Mary began arguing.

Tom ve John kavga etmeye başladılar.

Tom and John began to fight.

Bir süre sonra yeniden yürümeye başladılar.

They began to walk again after a while.

Güçlerini zengin olmak için kullanmaya başladılar.

They began using their power to become rich.

Teksaslılar kendi ordularını organize etmeye başladılar.

The Texans began to organize their own army.

Bağış toplamak için araçla dolaşmaya başladılar.

They started a drive to raise a charity fund.

Fadıl ve Leyla ayrı düşmeye başladılar.

Fadil and Layla began to drift apart.

Fadıl ve Leyla evlilik konuşmaya başladılar.

Fadil and Layla began talking marriage.

Leyla ve Sami cinsel ilişkiye başladılar.

Layla and Sami began a sexual relationship.

Sami ve Leyla flört etmeye başladılar.

Sami and Layla began flirting.

Tom ve Mary birbirleriyle çıkmaya başladılar.

Tom and Mary have started dating each other.

Sami ve Leyla kavga etmeye başladılar.

- Sami and Layla began fighting.
- Sami and Layla started fighting.

Yanni ve Skura, Berberice konuşmaya başladılar.

Yanni and Skura started speaking Berber.

Onlar düdük sesini duyduklarında son hızla başladılar.

On hearing the whistle, they started at full speed.

Japonlar ne zaman parlatılmış pirinç yemeye başladılar?

When did the Japanese start eating polished rice?

Tokyo'da yeni bir tür araba satmaya başladılar.

They started to sell a new type of car in Tokyo.

Tom ve Mary birbirlerine saygı duymaya başladılar.

Tom and Mary have started respecting each other.

Avrupalılar, Amerikaları 15. yüzyıl sonunda keşfetmeye başladılar.

The Europeans began exploring the Americas in the late 15th century.

Tom ve Mary bir yol gezisine başladılar.

Tom and Mary embarked on a road trip.

İki adam akşamleyin caddede kavga etmeye başladılar.

Two men began to fight on the street at night.

Tom, Mary'nin kolunu tuttu ve yürümeye başladılar.

Tom took Mary's arm and they started walking.

Tom ve Mary tekrar kavga etmeye başladılar.

Tom and Mary have started fighting again.

Tom ve Mary son zamanlarda çıkmaya başladılar.

Tom and Mary have recently started dating.

İngilizler, Baltimore'a karşı bir kara saldırısıyla başladılar.

The British began with a land attack against Baltimore.

Sonra bütün kızlar birbiri ardına ağlamaya başladılar.

Then all the girls began to cry, one after the other.

Sami ve Leyla skandal bir ilişkiye başladılar.

Sami and Layla began a scandalous affair.

Tom ve Mary birbirleriyle tekrar konuşmaya başladılar.

Tom and Mary have started talking to each other again.

Tom ve Mary aynı zamanda konuşmaya başladılar.

Tom and Mary both started speaking at the same time.

Sami ve Leyla birbirlerine mektup yazmaya başladılar.

Sami and Layla started writing each other letters.

Ve onlarda buna en zengin olanlarından başladılar çünkü

And they have started with the wealthiest ones, since they’re the ones who needed

Nehrin kenarında yeni bir endüstri bölgesi kurmaya başladılar.

They began to develop a new industrial site near the river.

Kusura bakma seni anlayamadım tipinden yanıtlar vermeye başladılar.

giving answers like, "Sorry, I can not understand you."