Translation of "Yerini" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Yerini" in a sentence and their spanish translations:

Efsaneleri arasındaki yerini sağlamıştır

la historia militar.

Annesinin yerini kim alacak?

¿Quién reemplazará a su madre?

Onun yerini kim alabildi?

- ¿Quién podría sustituirlo?
- ¿Quién podría reemplazarlo?

Tom masada yerini aldı.

Tom ocupó su lugar en la mesa.

Onun yerini kim alabilir?

- ¿Quién podría sustituirlo?
- ¿Quién podría reemplazarlo?

Ben babamın yerini alacağım.

Yo sustituiré a mi padre.

Tom'un yerini alamayacağımı biliyorum.

Sé que no puedo ocupar el lugar de Tom.

Kimse senin yerini alamaz.

Nadie puede sustituirte.

Ben onun yerini alacağım.

Tomaré su lugar.

Yaşlı birine yerini verdi.

Ella le dio su asiento a un anciano.

Öncelikle, size yerini zaten gösterdim.

Al principio les mostré esta ubicación.

Aile üyelerine yemeğin yerini gösteriyor.

y guían a los demás miembros de la familia hasta la comida.

Televizyonun kitapların yerini alacağını sanmıyorum.

No creo que la TV vaya nunca a tomar el lugar de los libros.

Rahip hasta adamın yerini aldı.

El sacerdote tomó el lugar del hombre enfermo.

Olay yerini detaylı olarak tanımladı.

Ella describió la escena en detalle.

Televizyonun, kitapların yerini alacağını sanmıyorum.

Yo no creo que la televisión vaya a reemplazar a los libros.

Ben Tom'un yerini alıyor olacağım.

Ocuparé el lugar de Tom.

Benim aşçılığım anneninkinin yerini tutamaz.

Mis aptitudes culinarias no pueden compararse a las de mi madre.

Böylece bir kadın senin yerini alabilir."

para que una mujer tome tu lugar".

çabukluk arayışımızda uygunluk kalitenin yerini almış.

y la comodidad supera a la calidad en la búsqueda por la rapidez.

Dünyanın herhangi bir yerini altüst edebilir.

Puede llevar la devastación a cualquier parte del mundo.

Şeker tatlandırıcı olarak balın yerini aldı.

El azúcar sustituyó a la miel como endulzante.

Plastik birçok geleneksel malzemenin yerini almaktadır.

Los plásticos han reemplazado a muchos materiales convencionales.

Polis olay yerini kordon altına aldı.

La policía acordonó la escena del crimen.

Bu fabrikada robotlar insanların yerini aldı.

Los robots han tomado el lugar de los hombres en esta fábrica.

Ben onun yerini alacak birini aradım.

Yo busqué a alguien que la sustituyera.

- Tom'u bulamadık.
- Tom'un yerini tespit edemedik.

No pudimos localizar a Tom.

Duygusal kalbin sembolizmi bugün hâlâ yerini koruyor.

El simbolismo del corazón emocional perdura hasta hoy.

...günler uzar ve karanlık yerini aydınlığa bırakır.

la duración del día aumenta y la oscuridad da paso a la luz.

Hubble onların etrafında dönüyor, böylece yerini saptayabiliyor.

Digamos que el Hubble gira alrededor suyo, y así puede orientarse.

Bu mektup için evin her yerini aradım.

Busqué la carta por toda la casa.

Onun yerini alabilecek birini bulmak kolay olmayacak.

No será sencillo encontrar a alguien calificado para sustituirlo.

Orta Amerika'da, ormanların yerini sığır çiftlikleri alıyor.

En Centroamérica, los bosques son reemplazados por explotaciones bovinas.

Bir İngilizce öğretmeni olarak onun yerini alamam.

No puedo sustituirla como profesor de inglés.

Caz saksafoncuları ve bestecileri arasındaki yerini garantiledi,

Saxofonistas y compositores de jazz. Y es la casa de una de las

...Meksika uzun dilli yarasası çiçeklerin yerini tespit eder.

los murciélagos hociquilargos mexicanos van directo a las flores.

Böylece avının yerini ölümcül bir nokta atışıyla belirliyor.

lo que le permite identificar a su presa con precisión mortal.

Belki bunu bilmiyorsun, ama kimse senin yerini alamaz.

Quizás no lo sepas, pero nadie podría remplazarte.

Yeni askerler kısa sürede savaşta kaybedenlerin yerini alacaklardı.

Dentro de poco, nuevos soldados remplazarán a los que cayeron en combate.

Parlak yıldızlar ile takımyıldızlarının. Böylece nokta atışıyla yerini bulur.

de las estrellas brillantes y de las constelaciones para encontrar su camino con precisión.

Tamam, şimdi halatı alalım. Sonra şu şeyin yerini belirlemeye çalışacağız.

Bien, ahora retiro la cuerda. Y, luego, intentamos hallar esa cosa.

... düşmanın yerini tespit edip yolunu kesip kesemeyeceği de kesin değildi.

si los romanos hubieran podido localizar e interceptar al enemigo a tiempo.

Hava kirliliği sorunundan dolayı bir gün bisiklet otomobilin yerini alabilir.

A causa del problema de la polución del aire, es posible que algún día la bicicleta reemplace al automóvil.

Ve şaşırtıcı bir şekilde, birbiri ardına devasa bir salonun yerini keşfettiler.

Y para su sorpresa, descubrieron el sitio de un enorme salón tras otro.

Uzun kara kış sonunda bitti ve yerini yumuşak ılıman bahara bıraktı.

El invierno, largo y cruel, por fin terminó, dejando lugar a una suave y templada primavera.

- Dumanlı trenler elektrikli trenlerle değiştirildi.
- Buharlı trenlerin yerini elektrikli trenler aldı.

Los trenes de vapor fueron sustituidos por trenes eléctricos.

- Mekanik ustası dükkânı saat 7'de açıyor.
- Usta iş yerini saat yedide açar.

El mecánico abre su taller a las siete.

Milyonlarcasının arasından tek bir feromon molekülünü tespit edebiliyor. Zikzak çizerek dişinin yerini daha iyi belirliyor.

que pueden detectar una molécula de feromona en millones. El vuelo en zigzag lo ayuda a determinar la posición de ella.

Daha sonra 1809'da Soult, Kral Joseph'in baş askeri danışmanı olarak Mareşal Jourdan'ın yerini aldı

Más tarde, en 1809, Soult reemplazó al mariscal Jourdan como principal asesor militar del rey José