Translation of "Taşrada" in English

0.003 sec.

Examples of using "Taşrada" in a sentence and their english translations:

Taşrada yaşayan türklerin

Those turks that live in rural areas

- Kırsalda büyüdüm.
- Taşrada büyüdüm.

I grew up in the country.

Taşrada sizi korumaya hazır yaşayacaklar ...

They will live in the countryside ready to protect you…

- Taşrada yaşıyorum.
- Şehir dışında yaşıyorum.

I live upstate.

Leyla taşrada dolaşmaya devam etti.

Layla continued to wander in the outback.

Taşrada eski âdetler, kolay kolay kaybolmadı.

Old practices died hard in the country.

Tom taşrada yaşarken asla kapılarını kilitlemedi.

Tom never locked his doors when he lived in the country.

Leyla taşrada hemen hemen ölmüş bulundu.

Layla was found almost dead in the outback.

Şehirde yaşamak taşrada yaşamaya göre gerçekten farklıdır.

Living in the city is really different to living in the country.

Fadıl taşrada yeni bir ev satın aldı.

Fadil bought a new house in the country.

Küçükken büyükanne ve büyükbabalarımla taşrada çok vakit geçirdim.

When I was little, I spent a lot of time in the country with my grandparents.

Leyla taşrada yalnız başına uzun bir gece geçirdi.

Layla spent a long night alone in the outback.

- Babam köyde yaşıyor.
- Babam kırsalda yaşıyor.
- Babam taşrada yaşıyor.

My father lives in the country.

- Babam şehir dışında yaşıyor.
- Babam köyde yaşıyor.
- Babam kırsalda yaşıyor.
- Babam taşrada yaşıyor.

My father lives in the country.