Translation of "önem" in English

0.006 sec.

Examples of using "önem" in a sentence and their english translations:

Çok önem taşıyor.

It matters a lot.

Tekrar insanlara önem veren

We need a new playbook that sees people again.

Sözlerime biraz önem verdiler.

They paid little attention to my words.

Kendi güvenliklerine önem vermediler.

They paid no attention to their safety.

Tom sağlığına önem gösterir.

Tom cares about his health.

Tom'u önem verdiğini söyleyebilirim.

I can tell you cared about Tom.

Özel yaşamıma önem veririm.

I value my privacy.

Bu yüzden önem veriyorum.

That's why I care.

Önem vermemizin nedeni bu.

That's why we care.

- Onun eksanterik hareketlerine önem vermemelisiniz.
- Onun eksanterik hareketlerine hiç önem vermemelisin.

You shouldn't pay any attention to his eccentricities.

Toplumumuz acı çekenlere önem göstermiyor.

They - our society doesn't really value suffering.

Paraya çok fazla önem vermemeliyiz.

We should not place too much emphasis on money.

O, olaya büyük önem verdi.

He attached great importance to the event.

Bu konuya çok önem verdi.

He put great emphasis on this point.

Konuşulan İngilizceye büyük önem verdi.

He put great emphasis on spoken English.

O bu konuya önem vermektedir.

He attaches importance to this matter.

Gerçekten önem verdiğimi düşünüyor musun?

Do you really think I care?

Onlar o konuya önem verdi.

They considered that topic important.

Başka hiç kimseye önem vermiyorum!

- I don't care about anyone else.
- I don't care about anybody else.

Neden bu kadar önem veriyorsun?

Why do you care so much?

Tom Mary'nin önem verdiğini biliyordu.

Tom knew that Mary cared.

Tom temizliğe çok önem verdi.

Tom was a stickler for cleanliness.

Onun oraya gitmesine önem verdik.

We made a point of his going there.

Randevulara zamanında gitmeye önem veririm.

I make a point of being in time for appointments.

Onlar temizliğe büyük önem verdi.

They attached great importance to cleanliness.

Onların ağımıza sızmasına önem veremeyiz.

- We cannot let them infiltrate our network.
- We cannot allow them to infiltrate our network.

Neden bu olaya önem veriyorsunuz?

Why do you attach importance to this incident?

Neye önem veriyorlar, fikriniz var mı?

Do you have any idea what they care about?

Polen taşımada çok büyük önem taşıyor

pollen is very important in carrying

Niğbolu yürüyüşü sırasında büyük önem taşıyordu.

during the Nicopolis campaign.

Onun uyarılarına daha fazla önem vermelisin.

You should pay more attention to his warnings.

Çoğu kadın modaya çok önem verir.

Most women make much of fashion.

Onun söylediklerine çok fazla önem yüklüyorsun.

You attach too much importance to what he says.

Her şeyden önce, sağlığıma önem veririm.

Above all, I take care of my health.

Tom'un tüm önem verdiği şey para.

All Tom cares about is money.

O ona önem verecek birini istiyor.

She wants someone who pays attention to her.

Bu soru büyük bir önem taşımaktadır.

This question is one of great importance.

Bu hayati önem taşıyan bir konu.

It's a matter of vital importance.

Toplumun ne düşündüğüne neden önem vermeliyim?

Why should I care what society thinks?

Savaşı kazanıp kazanmamamız çok önem arz edecek.

It will be very important whether we win the battle or not.

Tüm eleştrilerine önem verirsem, olduğum yerde olmam.

If I cared about all your criticism, I wouldn't be where I am.

Ne zamandan beri ne düşündüğüme önem veriyorsun?

Since when do you care about what I think?

Bu şeyleri önem sırasına göre sıralamaya çalış.

Try to prioritise these things.

Tom senin düşündüğünden daha fazla önem verir.

Tom cares more than you think.

Tüketiciler genelde kaliteden ziyade miktara önem verir.

Usually, consumers would take quantity over quality.

Eğer onların neye önem ve değer verdiğini anlamazsanız

If you don't understand what they care about and what they value,

Beyindeki enerji üretimi için büyük bir önem taşıyor.

is really key for energy production in the brain.

Eğitim ve öğretime önem veren bir müdür yardımcısı

an assistant manager who cares about education and training

Aslında yarasalar muazzam derecede önem taşıyor insanlık için

In fact, bats are of tremendous importance for humanity.

Şehre yapılan saldırılarda ise büyük bir önem taşıdı

It was of great importance in the attacks on the city.

Türkiye olarak bizim bu araştırmalara önem vermemiz gerekiyor

We have to give our attention to Turkey as this research

Okul hakkında neye önem veriyorsun? Yarın oraya gidebilirsin.

What do you care about school? You can go there tomorrow.

İyi beslenme bir bebeğin büyümesi için hayati önem taşımaktadır.

Good nutrition is vital for an infant's growth.

İnsanlar günümüzde popüler kültüre eskisinden daha çok önem vermekte.

People attach more importance to popular culture today than in the past.

Ne zamandan beri herhangi birinin ne düşündüğüne önem veriyorsun?

Since when do you care what anyone thinks?

Ne zamandan beri başka birinin ne düşündüğüne önem veriyorsun?

Since when do you care what anybody else thinks?

Onun yardımı, bu planın başarısı için hayati önem taşıyor.

Her help is vital to the success of this plan.

Tom çocuklar yedikten sonra yemek yemeye önem vermediğini söyledi.

- Tom said he didn't mind eating after the children ate.
- Tom said that he didn't mind eating after the children ate.

- İnsanların nasıl göründüğüyle pek ilgilenmiyorum.
- İnsanların görünüşlerine pek önem vermiyorum.

I attach little importance to a person's appearance.

- Hiç kimse ne düşündüğüme önem vermez.
- Ne düşündüğüm kimsenin umurunda değil.

- No one cares what I think.
- Nobody cares what I think.

- Hiç kimse ne düşündüğüne önem vermez.
- Ne düşündüğün kimsenin umurunda değil.

- Nobody cares what you think.
- No one cares what you think.

- Hiç kimse onun ne düşündüğüne önem vermez.
- Ne düşündüğü kimsenin umurunda değil.

No one cares what she thinks.

Tom ve Mary; kimsenin onlardan hoşlanmıyor gibi görünmesine önem veriyor gibi görünmüyordu.

- Tom and Mary didn't seem to care that no one seemed to like them.
- Tom and Mary didn't seem to care that nobody seemed to like them.

- Hiç kimse onun ne düşündüğüne önem vermez.
- Onun ne düşündüğü kimsenin umurunda değil.

No one cares what he thinks.

Endotrakeal tüp takarken gırtlağa zarar vermemek her zaman önem arz eden bir konudur.

Epiglottal damage is always a concern when inserting an endotracheal tube.

Saldırı ve zaferlere daha önem veren, her zaman saldırılarda bulunan olan bir ordu olacaktı.

than in ruling the conquered lands.

Sadece bir pusula ile gezinmeye çalışıyorsanız yönü koruduğu için bu projeksiyon büyük önem taşır.

which is a big deal if you are trying to navigate the ocean with only a compass.

Caribou ultraviyole ışığı görebilir. Bu yetenek sert Arktik ortamda yaşamaları için hayati önem taşımaktadır.

Caribou can see ultraviolet light. This ability is crucial to their survival in a harsh Arctic environment.

İnternette gizliliğime önem vermiyordum, ama geçenlerde bir kimlik hırsızı benim kimlik bilgilerimle banka hesabımı boşalttı.

I didn't use to care about my online privacy but lately an identity thief impersonated me and emptied my bank account.

İnternetin uçsuz bucaksız imkânları dünyanın dört bir köşesine yayıldıkça okul dışı öğrenim de okulda öğrenim kadar önem kazandı.

As the vast opportunities of the Internet reach every corner of the globe, learning outside of school has become as important as learning in school.

Eğer gerçekten aile değerlerine önem veren bir milletsek, çoğu kadının doğum yapmak için ücretli izin bile alamadığı gerçeğine katlanmazdık.

If we’re truly a nation of family values, we wouldn’t put up with the fact that many women can’t even get a paid day off to give birth.

"Aslında beni hiç sevmiyorsun. Tek önem verdiğin şey matematik!" "Ne münasebet, seni seviyorum!" "Kanıtla!" "Peki. Sevdiğim şeyler A kümesi olsun..."

"You don't really love me at all. You only care about your math stuff!" "Not at all, I do love you!" "Prove it!" "Okay. Let A be the set of the objects I love..."

- Çiçeklerle ne zamandır ilgileniyorsun?
- Çiçekleri ne zamandır seviyorsun?
- Çiçeklere ne zamandır önem veriyorsun?
- Çiçekleri ne zamandır önemsiyorsun?
- Çiçeklere ne zamandır ilgi duyuyorsun?
- Çiçeklere ne zamandır özen gösteriyorsun?

Since when do you care about flowers?