Translation of "Nedeni" in Hungarian

0.006 sec.

Examples of using "Nedeni" in a sentence and their hungarian translations:

Nedeni ne?

- Mi ennek az oka?
- Mitől van ez?

Yangının nedeni biliniyordu.

Tudták, hogy mi okozta a tüzet.

Patlamanın nedeni neydi?

Mi váltotta ki a robbanást?

Sormamın nedeni odur.

Ezért kérdeztem.

Nedeni önemli değil.

- Mindegy, hogy miért.
- Nem számít, hogy miért.

Gelmememin nedeni bu.

Ezért hiányoztam.

Nedeni oldukça açık.

Az ok eléggé nyilvánvaló.

Hastalığa yenilme nedeni, hastalığın

Sokkal inkább a daganat áttéteibe, mert az továbbterjed

Suçun ana nedeni nedir?

- Mi a bűntett fő oka?
- Mi a bűncselekmény fő oka?

Onun öfkelenmesinin nedeni odur.

Ezért lett dühös.

Burada olmamın nedeni budur.

Nem ezért vagyok itt.

Ondan hoşlanmamamın nedeni bu.

Ezért nem szeretem.

Yangının nedeni henüz bilinmiyor.

A tűz oka egyelőre ismeretlen.

Cinayetin nedeni henüz bilinmiyor.

- A gyilkos indítéka még ismeretlen.
- Még nem ismerik a gyilkosság indítékát.

Meşgul olmamın nedeni budur.

Emiatt vagyok elfoglalt.

Orada olmamızın nedeni bu.

Ezért voltunk mi itt.

Beni dinlememenin nedeni ne?

Mi az oka, hogy nem hallgatsz rám?

Buraya geliş nedeni ne?

Mi az oka annak, hogy idejött?

Burada olmamızın nedeni bu.

Ezért vagyunk itt.

Migrenin nedeni hala bilinmemektedir.

A migrén okait még mindig nem ismerik.

Sanırım bunun nedeni sorduğum sorular.

Szerintem a kérdések miatt van, amiket feltettem.

Radarın ana kayaları görüntülemesinin nedeni

A radar azért képes feltárni az alapkőzetet,

Onun öfkeli olmasının nedeni odur.

Emiatt lett dühös.

Kazanın nedeni henüz belli değil.

Még nem világos a baleset oka.

Hâlâ hayatta olmamın nedeni bu.

Ezért vagyok még mindig életben.

Ben nedeni ayrıntılı olarak açıkladım.

Részletesen elmagyaráztam az okot.

Burada olmamın nedeni o değil.

Nem ezért vagyok itt.

Öğretmenden korkmanın hiçbir nedeni yok.

Nincs semmi okunk félni a tanártól.

Her şeyin bir nedeni vardır.

A dolgoknak okuk van.

Tom'un ölüm nedeni hâlâ belirsiz.

Tom halálát még mindig titokzatosság övezi.

Onu unutmanı söylememin nedeni bu.

Ezért mondtam, hogy ne foglalkozz vele.

Yalnız olmak istememenin nedeni budur.

Ez azért van, mert nem akarsz egyedül lenni.

Ve bu nedeni görebilmemi gerçekten istediler.

És nagyon szeretnék, ha megérteném az okát.

Yangının nedeni hakkında çok şüphe yoktur.

Egyáltalán nem kétséges, hogy mi okozta a tüzet.

Çocukları severim. Öğretmen olmamın nedeni budur.

Szeretem a gyerekeket. Ezért lettem tanár.

Benimle gelmek istememenin nedeni bu mudur?

Ez az oka annak, hogy nem akartál velem jönni?

Bunu yapmak istememenin gerçek nedeni nedir?

Mi a valódi oka annak, hogy nem akarod ezt csinálni?

Artık onunla olmak istememesinin nedeni bu.

Ez az oka, ami miatt nem akart már vele lenni.

Kimsenin sizinle çalışmak istememesinin nedeni bu.

Ez az, ami miatt senki nem akar veled dolgozni.

Bizim seni beraberimizde getirmemizin nedeni budur.

Ez az oka, hogy magunkkal hoztunk.

Sanırım her şeyin bir nedeni var.

Úgy gondolom, minden okkal történik.

Sana onu yapmak istemememin nedeni söyleyeyim.

- Hadd mondjam el az okot, ami miatt nem szeretném azt csinálni.
- Hadd mondjam el, miért nem akarom ezt tenni.

Araştırmam, bunun üç ana nedeni olduğunu gösteriyor.

A kutatásom szerint ennek három fő oka van.

Sanırım Tom'un hiç arkadaşının olmamasının nedeni bu.

Szerintem ezért nincsenek Tamásnak barátai.

Kazanın nedeni, cihazın soğutma sistemindeki bir arızaydı.

A baleset a készülék hűtőrendszerének meghibásodásából adódott.

Tom'un geç kalmak için hiçbir nedeni yok.

Tominak semmi oka nincs arra, hogy elkéssen.

Çalar saatim çalışmadı. Geç kalmamın nedeni budur.

Az ébresztőórám nem működött. Amiatt késtem el.

Bunun ilk nedeni, okyanusların çok geniş bir alanı,

Ennek egyik oka, hogy az óceánok hatalmasak,

Nahoşun hoş olmayan anlamına gelmesinin bir nedeni var.

az ellenszenves szó nem véletlenül jelent valami kellemetlent.

Ekonomik kalkınmada çok iyi performans göstermesinin temel nedeni

olyan bámulatos gazdasági fejlődést futott be,

Oğluyla gurur duymak için her türlü nedeni var.

Okkal büszke a fiára.

- Bu yüzden buradayız.
- Burada bulunmamızın nedeni işte bu.

E végett vagyunk mi itt.

Boşanma davası açmak için iyi bir nedeni vardı.

Nyomós oka volt benyújtani a válási papírokat.

Bu eski şişeleri saklamanın bir nedeni var mı?

Van valami oka annak, hogy ezeket a régi palackokat őrizgeted?

Çocukların yalan söylemesinin ana nedeni azar işitmekten kaçınmaktır.

A gyerekek főként azért hazudnak, hogy ne kerüljenek bajba.

O sadece uyuyor gibi yapıyor.Horlamamasının nedeni o dur.

Csak tetteti, hogy alszik; ezért nem horkol.

Konuşmalarımda uzmanların olmasına izin vermememin iyi bir nedeni var.

Jó okom van rá, hogy sosem hívok a műsoromba szakértőt:

Orada bulunmalarının nedeni, bir yıldan kısa bir süre önce

Megjelenésüket az indokolta, hogy alig egy éve

Onun kasabayı aniden terk etmesinin nedeni hala bir sır.

Még mindig titok, hogy miért hagyta ott a várost.

Bir önceki gece başlayan yangının nedeni sarhoş askerler olarak belirtilmişti

Előző éjjel tűz kezdődött, és részeg katonákat vádolták.

Google'a göre bunun nedeni, Mercator'un şekil ve açıları korumadaki yeteneği,

Mivel a Mercator vetület megőrzi az alakot és a szögeket,

Kadınlar ve erkekler için ayrı satranç şampiyonası düzenlenmesinin nedeni ne?

Mi az oka külön-külön női és férfi sakkbajnokságot rendezni?

O yorgun olduğunu söyledi ve eve erken gitmek istemesinin nedeni budur.

Azt mondta, hogy fáradt és ezért szeretne korábban hazamenni.

- Yolculuğunun amacı nedir?
- Gezinizin amacı nedir?
- Seyahatinin nedeni ne?
- Seyahatinin amacı ne?

Mi az utazásod célja?

- Tom'un öfkelenmek için hiçbir nedeni yoktu.
- Tom'un sinirlenmesini gerektirecek bir sebep yok.

- Tomnak nem volt oka haragra.
- Tominak semmi oka nem volt arra, hogy feldühödjön.

- Burada olmamın nedeni odur.
- O nedenle buradayım.
- Bu yüzden buradayım.
- Bu nedenle buradayım.

Ezért vagyok itt.