Translation of "Verdiğini" in English

0.012 sec.

Examples of using "Verdiğini" in a sentence and their english translations:

Gitmeye karar verdiğini bilmiyordum.

I didn't know he had decided to leave.

Kadına bağımsızlık verdiğini söylüyorlardı.

They're practical, you know, they allow women to be independent.”

Tom'un zarar verdiğini biliyorum.

- I know Tom is hurting.
- I know that Tom is hurting.

Onu Tom'a verdiğini gördüm.

I saw you give it to Tom.

Anahtarı Tom'a verdiğini sandım.

- I thought I had given Tom the key.
- I thought that I had given Tom the key.

Tom'a para verdiğini biliyorum.

- I know you were giving Tom money.
- I know that you were giving Tom money.

Tom vaaz verdiğini uygulamıyor.

Tom doesn't practice what he preaches.

Tom'u önem verdiğini söyleyebilirim.

I can tell you cared about Tom.

Bunu onlara verdiğini gördüm.

I saw you give it to them.

Bunu ona verdiğini gördüm.

I saw you give it to him.

Güzel tat verdiğini düşünüyorum.

- I think it tastes good.
- I think that it tastes good.

Kalmaya karar verdiğini düşündük.

We thought you had decided to stay.

Bizim sessizliğimizin izin verdiğini anladım.

allows abuse like this to continue.

Biraz mekanik ses verdiğini biliyorsun.

you know you sounded a little bit mechanical.

Tom Mary'nin önem verdiğini biliyordu.

Tom knew that Mary cared.

Yanlış bir karar verdiğini düşünüyorum.

I think you've made the wrong decision.

Bunu sana kimin verdiğini biliyorum.

I know who gave that to you.

Tom'un bir parti verdiğini bilmiyordum.

I didn't know Tom was having a party.

Tom'un ne söz verdiğini bilmiyorum.

I don't know what Tom has promised.

Jackson'ların bir parti verdiğini düşündüm.

- I thought the Jacksons were having a party.
- I thought that the Jacksons were having a party.

Tom'a eski ceketini verdiğini düşündüm.

- I thought you gave Tom your old jacket.
- I thought that you gave Tom your old jacket.

Tom'un bir parti verdiğini düşündüm.

- I thought Tom was having a party.
- I thought that Tom was having a party.

Size Tom'un bana verdiğini göstereceğim.

I'll show you what Tom gave me.

Neye karar verdiğini bize bildir.

Let us know what you decide.

Tom anahtarlarını kime verdiğini söylemedi.

Tom didn't say who he'd given his keys to.

Bunu bana kimin verdiğini düşünüyorsun?

Who do you think gave me this?

Neye karar verdiğini bana bildir.

Let me know what you decide.

Ona karşı karar verdiğini düşündüm.

- I thought you'd decided against it.
- I thought that you'd decided against it.

Bana Tom'a ne verdiğini söyle.

Tell me what you gave Tom.

Tom şemsiyesini kime verdiğini hatırlayamadı.

Tom couldn't remember who he'd lent his umbrella to.

Bana onlara ne verdiğini söyle

Tell me what you gave them.

Bana ona ne verdiğini söyle.

Tell me what you gave him.

Ona ne verdiğini bana söyle.

Tell me what you gave her.

Tom'un onu kime verdiğini bilmiyorum.

I don't know who Tom gave that to.

Tom'un nasıl tepki verdiğini hatırlamıyorum.

I don't remember how Tom reacted.

Aşırı tepki verdiğini düşünmüyor musun?

Don't you think you're overreacting?

Sami, Leyla'ya zarar verdiğini biliyordu.

Sami knew he was hurting Layla.

Tom'un bisikletini kime verdiğini bilmiyorum.

I don't know who Tom gave his bicycle to.

Tom'a gerçekten değer verdiğini kanıtla.

Prove that you really value Tom.

- Sağ elin verdiğini sol el görmemelidir.
- Sağ elin verdiğini sol el bilmemelidir.

The left hand should not know what the right hand is doing.

- O tavsiyeyi Tom'a kimin verdiğini öğrenmem gerekiyor.
- O tavsiyeyi Tom'a kimin verdiğini öğrenmeliyim.

I need to find out who gave Tom that advice.

AB'den çıkmak için oy verdiğini söyledi

And he told me that he had voted to leave,

Televizyonun çocuklara zarar verdiğini düşünüyor musunuz?

Do you think television does children harm?

Tom, Mary'nin bir parti verdiğini biliyordu.

Tom knew that Mary was throwing a party.

Mary'ye John'un numarasını Tom'un verdiğini düşündüm.

- I thought Tom would give Mary John's phone number.
- I thought that Tom would give Mary John's phone number.

Bak Tom, onu Mary'ye verdiğini biliyorum.

Look, Tom, I know you gave it to Mary.

Bunu sana kimin verdiğini bilmek istiyorum.

I want to know who gave that to you.

Tom'un o bilgiyi kime verdiğini bulmalıyım.

I've got to find out who Tom gave that information to.

Tom'un sana dedesinin kemanını verdiğini duydum.

I heard Tom gave you his grandfather's violin.

Mahremiyetine ne kadar değer verdiğini biliyorum.

I know how much you value your privacy.

Tom'un Mary'ye bir çiçek verdiğini gördüm.

I saw Tom give a flower Mary.

Senin zaten bir karar verdiğini düşündüm.

- I thought you'd already made a decision.
- I thought that you'd already made a decision.

Onu sana kimin verdiğini bilmek istiyorum.

I want to know who gave you that.

Tom bunun olmasına izin verdiğini söylüyor.

Tom says you let it happen.

Tom'un bana ne verdiğini gördün mü?

Did you see what Tom gave me?

Tom kendine doğru kararı verdiğini söyledi.

Tom told himself that he had made the right decision.

Onu sana kimin verdiğini hatırlamıyor musun?

Don't you remember who gave you that?

Tom onu denemeye karar verdiğini söylüyor.

Tom says he's decided to give it a try.

Öyleyse bana neye karar verdiğini söyle.

Tell me then what you've decided.

Ne yapmaya karar verdiğini bize bildir.

Let us know what you decide to do.

Tom'un şu anda zarar verdiğini biliyorum.

- I know Tom is hurting right now.
- I know that Tom is hurting right now.

Tom valizin anahtarını Mary'ye verdiğini hatırlıyor.

Tom remembers giving Mary the key to the suitcase.

Tom, Mary'ye söz verdiğini unutmuş olmalı.

- Tom must've forgotten what he promised Mary.
- Tom must have forgotten what he promised Mary.

Onu Tom'a vermeye söz verdiğini sanıyordum.

- I thought you had promised to give that to Tom.
- I thought that you had promised to give that to Tom.

Tom onu ona kimin verdiğini söyledi?

Who did Tom say gave him that?

Bunu sana kimin verdiğini merak ediyorum.

I'd like to know who you gave that to.

Tom bunu Mary'ye kimin verdiğini biliyor.

- Tom knows who gave Mary that.
- Tom knows who gave that to Mary.

Tom'un neden gitmemeye karar verdiğini öğrenmek istiyorum.

I'd like to find out why Tom decided not to go.

Mary telefon numarasını Tom'a verdiğini itiraf etti.

Mary confessed that she had given Tom her phone number.

Tom'a niçin çok fazla para verdiğini bilmiyorum.

I don't know why you gave Tom so much money.

Allahın sana verdiğini almalısın ve tadını çıkarmalısın.

You must take what God gives you and make the most of it.

Tom bana işini bırakmaya karar verdiğini söyledi.

- Tom told me that he'd decided to quit his job.
- Tom told me he'd decided to quit his job.

Bu bilgiyi Tom'a kimin verdiğini merak ediyorum.

I wonder who gave Tom that information.

Tom neden onu sana verdiğini söyledi mi?

Did Tom say why he gave it to you?

Biz Fransız Devriminin neden patlak verdiğini öğrendik.

We learned why the French Revolution broke out.

Ne zaman Roma'dan ayrılmaya karar verdiğini bilmiyorum.

I don't know when he decided to leave Rome.

Onu sana kimin verdiğini bana söylemeni istiyorum.

I want you to tell me who gave you that.

Bana eski alet çantanı kime verdiğini söyle.

Tell me who you gave your old toolbox to.

Bu kararı nasıl verdiğini daha sonra açıkladı.

He explained later how he made this decision.

Tom Mary'nin akıllı bir karar verdiğini düşünmüyor.

- Tom doesn't think that Mary made a wise decision.
- Tom doesn't think Mary made a wise decision.

Tom Mary'nin işini bırakmaya karar verdiğini bilmiyordu.

- Tom didn't know that Mary had decided to quit her job.
- Tom didn't know Mary had decided to quit her job.

Tom zaten Mary'ye parayı verdiğini iddia etti.

Tom claimed that he'd already given Mary the money.

Tom Mary'ye resmi ona kimin verdiğini sordu.

Tom asked Mary who had given her the picture.

Tom öyle bir söz verdiğini hatırlamadığını söylüyor.

- Tom says that he doesn't remember having made such a promise.
- Tom says he doesn't remember having made such a promise.

Tom Mary'nin o karar niçin verdiğini anlayamadı.

Tom couldn't understand why Mary had made that decision.

Tom'un bunu bana neden verdiğini merak ediyorum.

- I wonder why Tom gave me this.
- I wonder why Tom gave this to me.

Tom'un neden bunu bana verdiğini merak ediyorum.

- I wonder why Tom gave me this.
- I wonder why Tom gave this to me.

Tom bana bunu yapmamaya karar verdiğini söyledi.

- Tom told me that he's decided not to do that.
- Tom told me he's decided not to do that.

Tom bana bunu yapmaya karar verdiğini söyledi.

- Tom told me that he's decided to do that.
- Tom told me he's decided to do that.

Tom, ebeveynlerinin istediğini yapmasına izin verdiğini söyledi.

- Tom said his parents let him do what he wants to do.
- Tom said his parents allow him to do what he wants.
- Tom said his parents let him do what he wants.
- Tom said his parents allow him to do what he wants to do.
- Tom said that his parents allow him to do what he wants.

Tom, Mary'nin kazanmasına izin verdiğini itiraf etti.

- Tom admitted that he let Mary win.
- Tom admitted he let Mary win.

O şapkayı Tom'a kimin verdiğini merak ediyorum.

I wonder who gave Tom that cap.

O gerdanlığı Mary'ye kimin verdiğini biliyor musun?

- Do you know who gave Mary that necklace?
- Do you know who gave that necklace to Mary?

Tom Mary'nin kendisine bir şey verdiğini söyledi.

- Tom said Mary gave him something.
- Tom said Mary gave something to him.
- Tom said that Mary gave something to him.
- Tom said that Mary gave him something.