Translation of "Nedeni" in Japanese

0.017 sec.

Examples of using "Nedeni" in a sentence and their japanese translations:

Bunun nedeni nedir?

どうして良い日なのでしょうか?

Cinayetin nedeni kıskançlıktı.

嫉妬がその殺人の動機だった。

Yangının nedeni bilinmemektedir.

火事の原因は不明である。

Yangının nedeni biliniyordu.

- 火事の原因が明らかになった。
- 火事の原因は分かっていた。

Niçin nedeni dinlemiyorsun?

どうしてお前は道理に従おうとしないのか。

Patlamanın nedeni neydi?

- 爆発の原因は何だったの?
- その爆発の原因は何ですか。

Sinirlenmesinin nedeni neydi?

彼女が腹を立てたのはいったいなぜだろう。

Kazanın nedeni bilinmiyor.

事故の原因は不明だ。

Yangının nedeni bilinmiyordu.

火災の原因は不明です。

Demansın en yaygın nedeni.

アメリカだけでも ほぼ6百万人もが アルツハイマーと診断されています

Hastalığa yenilme nedeni, hastalığın

がんが肺、肝臓、リンパ節、脳、骨 に広がり

Sizin tartışmanızın nedeni neydi?

君たちの喧嘩の原因はなんだったのか。

O yalanın nedeni nedir?

どういうわけであんな嘘をついたのですか。

Suçun ana nedeni nedir?

その犯罪の第一の要因は何ですか。

Toplantıda bulunmamasının nedeni budur.

そういう訳で彼はその会議に出席しなかった。

Onun sinirlenme nedeni odur.

そういうわけで彼は怒ったのだ。

Geç kalmamın nedeni odur.

そういうわけで遅くなったのです。

Onlara katılmamasının nedeni odur.

そういうわけで、彼女は彼らに加わらなかったのです。

Onun öfkelenmesinin nedeni odur.

そういうわけで彼は怒ったのだ。

Önerini reddetme nedeni açık.

彼が君の申し出を断った理由は明白だ。

Geç gelmemin nedeni bu.

- これが私が遅れた理由です。
- そういうわけで遅刻しちゃったのよ。

Kazanın nedeni bizce bilinmiyor.

事故の原因は我々には不明である。

Basına inanmamın nedeni budur.

私が新聞の存在価値を信じるのはそのためだ。

Benim durumumun nedeni nedir?

この健康状態、原因は何なんだ?

Kedileri sevmememin nedeni budur.

そう言うわけで私は猫が嫌いなんです。

İşi bırakmamın nedeni budur.

こういう理由で私は仕事を辞めた。

Onu kovmamın nedeni bu.

こういうわけで私は彼を首にした。

Buraya gelmemin nedeni budur.

こういうわけで私はここへ来ました。

Sana katılmamamın nedeni bu.

こういうわけで私はあなたに反対なのです。

Yaptığının bir nedeni olmalı.

彼のやったことには何か理由があるに違いない。

Başarmamın nedeni şanslı olmamdı.

私が成功したのは運がよかったからです。

Yoksulluğun nedeni nüfus artışıydı.

人口の増加こそが貧困を招いた。

Sanırım bunun nedeni sorduğum sorular.

私が投げかけた質問のせいだと思います

Radarın ana kayaları görüntülemesinin nedeni

レーダーで基盤岩が検出できる理由は

Yangının nedeni onun sigara izmaritiydi.

火事の原因は彼のタバコの火の不始末だ。

Onun üzgün görünmesinin nedeni nedir?

なぜ彼女はあんなに悲しそうなのだろう。

Arabayla gitmemeni söylememin nedeni odur.

- だから車で行くなといったんですよ。
- だからこそ、車で行くなといったんですよ。
- だから車で行くなって言ったんじゃん。

Onun başarısızlığının ana nedeni tembelliktir.

彼の失敗の第一の要因は怠惰である事だ。

Yakınmak için hiçbir nedeni yok.

彼には不平の種なんか一つもない。

Onun öfkeli olmasının nedeni odur.

そういうわけで彼は怒ったのだ。

Onun kendisini öldürmesinin nedeni bilinmiyor.

彼女が、自殺した理由は知られていない。

Buraya gelmemin nedeni bu değil.

そんなことで私はここに来たんじゃないんだよ。

Tom'un hastalığının nedeni aşırı yemekti.

- トムの病気は食べすぎが原因だった。
- トムは食べすぎが原因で病気になった。

Ben nedeni ayrıntılı olarak açıkladım.

私は詳しくその理由を説明した。

Ölüm nedeni bir kalp kriziydi.

死因は心臓発作だった。

Nedeni olmadan bana hakaret etti.

彼は理由もなしに私を侮辱した。

Okula geç kalmasının nedeni budur.

そういうわけで彼は学校に遅刻したのです。

Tom'un ölüm nedeni hâlâ belirsiz.

トムの死因は未だに謎に包まれている。

Tom'la konuşmak istememin nedeni bu.

だからトムと話がしたいんだよ。

Bu trajedinin gerçek nedeni nedir?

この悲劇の本当の原因は何ですか。

Onun sana kızma nedeni bu.

こういうわけで彼は君に腹を立てたのです。

Onun üniversiteye girme nedeni buydu.

こういうわけで、彼はその大学に入学した。

Bunun nedeni, ağacın ışığa, güneşe yönelmesi

木は太陽に向かって― 伸びていくからだ

Ve bu nedeni görebilmemi gerçekten istediler.

私はその理由を理解するよう 求められていました

En iyi Mareşalini Hamburg'da tutmasının nedeni

ナポレオンがハンブルクで彼の最高の元帥を維持した正確な理由 。

Her zaman benim endişelerimin nedeni sensin.

- 君はいつも頭痛の種だ。
- お前はいつも私の心配の種だよ。

Başarısız olmanın nedeni yeterince sıkı çabalamamandır.

君が失敗したのは努力が足りなかったからだ。

Yangının nedeni hakkında çok şüphe yoktur.

火事の原因はだいたいわかっている。

Onun görüşünü destekleyememizin nedeni aşağıda verilecektir.

なぜ我々が彼の見解を支持できないかという理由を以下に述べよう。

Her zaman sağlıklı olmanızın nedeni odur.

それでいつも健康だったんだね。

Görevi ona tavsiye etmemin nedeni odur.

それで、私は彼をそのポストに推薦するのです。

O hasta. Burada olmamasının nedeni budur.

彼は病気である。それが彼がここにいない理由です。

Onun yokluğunun nedeni şiddetli baş ağrısıydı.

彼が休んだ理由はひどい頭痛がしたからだった。

Kötü bir not almamın nedeni çalışmamamdır.

- 私が悪い点をとった理由は、勉強しなかったということです。
- 私の成績が悪かった理由は、勉強しなかったからです。

Çocukları severim. Öğretmen olmamın nedeni budur.

- 私は子供が好きです。そういうわけで教師になったのです。
- 子どもが好きなんですよ。だから教師になったんです。

Herhangi bir boşanmanın ana nedeni evliliktir.

あらゆる離婚の主たる原因は結婚である。

Bazı insanlar yoksulluğu suç nedeni saymaktadır.

貧困が犯罪の源だという人もいる。

Sanırım her şeyin bir nedeni var.

人生に無駄なことなんて一つもないと思う。

Bunu yapmak zorunda olmamanın tek nedeni bu.

人ごとだと思って。

Kendi başına gitmemen gerektiğini söylememin nedeni buydu.

だから一人で行くなと言ったのですよ。

Eğitim için yurt dışına gitmeme nedeni odur.

そういうわけで、彼は海外留学しなかった。

Çalar saatim çalışmadı. Geç kalmamın nedeni budur.

目覚ましが鳴らなかった。だから遅れたのです。

İşini bırakması için her türlü nedeni var.

彼が仕事を辞めるのももっともだ。

Öyle yapmak için her türlü nedeni vardı.

- 彼がそうするのももっともだった。
- 彼がそうしたのも無理はない。

Bir İngilizce öğretmeni olmak istememin nedeni odur.

なぜなら私は英語の先生になりたいからです。

Oraya gitmek için özel bir nedeni yoktu.

彼にはそこへいく特別の理由はなかった。

Sanırım Tom'un hiç arkadaşının olmamasının nedeni bu.

それがトムに友達がいない理由なのだと思います。

Bazen iyi bir nedeni olmaksızın işe gitmez.

彼は時々正当な理由もなしに仕事を休む。

Trafik kazasının nedeni polis tarafından rapor edildi.

交通事故の原因が警察によって報告された。

- Yangının nedeni nedir?
- Yangına ne sebep oldu?

火災の理由は何か。

Tom'un geç kalmak için hiçbir nedeni yok.

トムは遅れる理由はない。

Bunun ilk nedeni, okyanusların çok geniş bir alanı,

第一の理由は正に海の大きさによるものです

Nahoşun hoş olmayan anlamına gelmesinin bir nedeni var.

意見の不一致が不愉快なのには 理由があります

Niçin? Çünkü ailesinin paraya ihtiyacı vardı. Nedeni o.

なぜなら彼の家にはお金が必要だったからです。

Oğluyla gurur duymak için her türlü nedeni var.

彼が息子を自慢するのはもっともです。

Onun dışarı çıkmak için ana nedeni Patty'yi görmekti.

彼が出かける主要な理由はパティに会うことだった。

Onun, çok öfkelenmek için iyi bir nedeni var.

彼がひどく怒るのも当然だ。

Boşanma davası açmak için iyi bir nedeni vardı.

彼女には離婚申請をする十分な根拠があった。

Bu eski şişeleri saklamanın bir nedeni var mı?

この古いビンを集めてることに何らかの理由があるの?

Tom'un geç kalmak için iyi bir nedeni vardı.

トムが遅刻するのもいたしかたなかった。

O kadar geç kalması için hangi nedeni gösterdi?

私達はそんなに遅れたことにどんな理由をいったのか。

Toplantıya katılamamamın nedeni şiddetli bir baş ağrımın olmasıydı.

私がその会合に出席できなかったのは、ひどく頭痛がしたからです。

Sanırım onun karısını öldürme nedeni hâlâ bir sır.

なぜ彼が妻を殺したのかは謎だと思う。

Bence bunun nedeni ilgi alanlarınızın önemsiz olması değil,

興味が重要でないのではなく

O ona hakaret etti. Onun sinirlenme nedeni budur.

彼は彼女を侮辱した。そういうわけで彼女は怒ったのだ。

Konuşmalarımda uzmanların olmasına izin vermememin iyi bir nedeni var.

独断的に話す人を 私の番組に出さない理由は

Hiç kimsenin cinayet için bir nedeni var gibi görünmüyordu.

その殺人の動機は誰にもないようだった。

Bu kadar ani istifa etmesinin bir nedeni var mı?

彼がそんなに突然辞職しなければならない理由が何かあるのですか。

Onun başarısız olma nedeni işini ihmal etmesinden dolayı idi.

彼が失敗したのは怠けたせいだ。