Translation of "Vermediler" in English

Bana zarar vermediler.

They haven't hurt me.

Onlar cevap vermediler.

They didn't answer.

Kendi güvenliklerine önem vermediler.

They paid no attention to their safety.

Onlar bana seçenek vermediler.

- They gave me no choice.
- They didn't give me a choice.

Aramaya çalıştım ama cevap vermediler.

I tried calling, but they didn't answer.

Aramayı denedim ama cevap vermediler.

I tried calling, but they didn't answer.

Onlar sana hiçbir şey vermediler.

They gave you nothing.

Sana çok yemek vermediler, değil mi?

They didn't feed you much, did they?

Tom'a veda etmeme bile izin vermediler.

They didn't even let me say goodbye to Tom.

Tom ve Mary çocuk sahibi olup olmayacaklarına henüz karar vermediler.

Tom and Mary haven't decided yet whether they'll have children.

Duyduğum son şey Tom ve Mary balaylarında nereye gideceklerine henüz karar vermediler.

The last I heard, Tom and Mary haven't yet decided where to go on their honeymoon.

Ben diğer çocuklarla elim sende oynamak istedim ama onlar bana izin vermediler.

I wanted to play tag with the other children, but they wouldn't let me.