Translation of "Verdiler" in English

0.007 sec.

Examples of using "Verdiler" in a sentence and their english translations:

Gitmeme izin verdiler.

They let me go.

Atlarına su verdiler.

They gave their horses water.

- Sana bilgi verdiler mi?
- Size bilgi verdiler mi?

Did they give you any information?

- Sigarayı bırakacaklarına söz verdiler.
- Sigara içmeyi bırakacaklarına söz verdiler.

- They promised that they'd quit smoking.
- They promised they'd quit smoking.

Ve eşleştiğine karar verdiler,

and included that it was a match.

Bana bir kitap verdiler,

they gave me a book.

Sözlerime biraz önem verdiler.

They paid little attention to my words.

Senatörler bir karar verdiler.

Senators made a decision.

Yargıçlar bir karar verdiler.

The judges made a decision.

Çocuğa büyükbabasının adını verdiler.

They named the boy after his grandfather.

Onlar bana istediğimi verdiler.

They gave me what I wanted.

Onlar evlenmeye karar verdiler.

They decided to get married.

Gemiye Mayflower adını verdiler.

They named the ship the Mayflower.

Göstericiler sinagogu ateşe verdiler.

The protesters burnt down the synagogue.

Onlar cevap verdiler mi?

Have they responded?

Onlar konuşmaya son verdiler.

They put an end to the conversation.

Onlar atlarına su verdiler.

They watered their horse.

Odaya girmeye karar verdiler.

They decided to enter the room.

Ona Jane adını verdiler.

They named her Jane.

Hepsi derhal yanıt verdiler.

They all responded immediately.

Polisler ateşle karşılık verdiler.

The cops fired back.

Çocuğa büyükbabanın adını verdiler.

They named the child after the grandfather.

Tom'a kaçma fırsatı verdiler.

They gave Tom a chance to escape.

- Onlar bebeğe Jane adını verdiler.
- Onlar bebeklerine Jane adını verdiler.

They named their baby Jane.

- Teke tek dövüşmeye karar verdiler.
- Göğüs göğüse çarpışmaya karar verdiler.

They decided to fight mano-a-mano.

Bana yanlarında bir sandalye verdiler.

They offered me a seat next to them.

Bana kesin gizlilik sözü verdiler

They promised me total confidentiality.

Ama bize gümüş paralar verdiler.

But they gave us silver coins.

Böylece masum olduğuma karar verdiler.

Thus they decided that I was innocent.

Onlar kızlarına Helen adını verdiler.

They named their daughter Helen.

Onlar köpeklerine Lucky adını verdiler.

They named their dog Lucky.

Eski kısıtlamayı kaldırmaya karar verdiler.

They decided to abolish the old restriction.

Köye New Amsterdam adını verdiler.

They called the village New Amsterdam.

Önümüzdeki ay evlenmeye karar verdiler.

- They decided to marry next month.
- They've decided to get married next month.

Onlar kazanın farklı versiyonlarını verdiler.

They gave different versions of the accident.

Uzay gemisine "Discovery" adını verdiler.

They gave the spaceship the name “Discovery”.

Gelecek ay evlenmeye karar verdiler.

They decided to get married the next month.

Onlar kütüphaneye benim adımı verdiler.

They named the library after me.

Birbirlerine hızlı bir öpücük verdiler.

They gave each other a quick kiss.

Geçmişin yaralarını aşmaya karar verdiler.

They have decided to put aside old wounds.

Daha sıkı çalışmaya karar verdiler.

They resolved to work harder.

Onlar oğullarına John adını verdiler.

They named their son John.

Ona bir kaçma şansı verdiler.

They gave him a chance to escape.

Bana bir miktar kredi verdiler.

They gave me a line of credit.

Eski binayı yıkmaya karar verdiler.

They decided to pull down the old building.

Onlar istediğimi yapmama izin verdiler.

They let me do whatever I wanted.

Onlar köpeklerine Cookie adını verdiler.

They named their dog Cookie.

Gazeteler olaya çok yer verdiler.

The newspapers gave a lot of space to the affair.

Onlar gazeteciye bir röportaj verdiler.

They granted the journalist an interview.

Hep bir ağızdan cevap verdiler.

They answered in chorus.

Onlar fabrikayı kapatmaya karar verdiler.

They decided to shut down the factory.

Birbirlerine iyi geceler öpücüğü verdiler.

They kissed each other goodnight.

Onlar köpeğe Shiro adını verdiler.

They called the dog Shiro.

Onlar bir dizi konser verdiler.

They gave a series of concerts.

Otobüsleri kullanmaktan vazgeçmeye karar verdiler.

They agreed to stop using the buses.

Onlar çocuklarına Thomas adını verdiler.

They named their child Thomas.

Onlar televizyonlarını satmamaya karar verdiler.

They decided not to buy the television.

Onlar arabalarını satmamaya karar verdiler.

They decided not to sell the car.

Tom'a bir parça kek verdiler.

They gave a piece of cake to Tom.

Yılbaşı gecesi birbirlerine hediye verdiler.

They gave each other presents on New Year's Eve.

- Onlar kedilerine Tom ve Jerry adını verdiler.
- Kedilerine Tom ve Jerry adını verdiler.

They named their cats Tom and Jerry.

Ve buna "bankacılık problemi" adını verdiler.

And they called this the "banking problem."

Halka açık havuzu boşaltmaya karar verdiler.

rather than let black families swim, too.

Onlar satılık bir ev ilanı verdiler.

They advertised a house for sale.

Onlar 12:00'de ziyafet verdiler.

They had a banquet at 12:00.

Öğle yemeği için toplantıya ara verdiler.

They interrupted the meeting for lunch.

Tom ve Mary öpüşmeye son verdiler.

Tom and Mary stopped kissing.

Sue ve John evlenmeye karar verdiler.

Sue and John decided to get married.

Onların her ikisi de ifade verdiler.

They both gave statements.

Onlar bir hediye seçmeme izin verdiler.

They let me pick a present.

Tom ve Mary evlenmeye karar verdiler.

Tom and Mary have decided to get married.

Onlar bize son bir şans verdiler.

They gave us one last chance.

Onlar sana bir şans daha verdiler.

They gave you another chance.

Londra'nın bir banliyösüne yerleşmeye karar verdiler.

They decided to settle in a suburb of London.

Onlar onun bebeğine Jane adını verdiler.

They named her baby Jane.

Tom ve Mary evlenmemeye karar verdiler.

- Tom and Mary decided not to get married.
- Tom and Mary have decided not to get married.

Onlar bana bir parça tavsiye verdiler.

They gave me a piece of advice.

Tom ve Mary ayrılmaya karar verdiler.

Tom and Mary decided to leave.

Kaçan hükümlüler yollarını ayırmaya karar verdiler.

The escaped convicts agreed to part ways.

Onlar hukuk fakültesine gitmeye karar verdiler.

They made up their mind to go to law school.

Onlar İngiliz taraftarlarına Muhafazakarlar adını verdiler.

They called British supporters Tories.

Büyük bir saldırı başlatmaya karar verdiler.

They decided to launch a major attack.

Birbirlerini tehdit ettiler ve ele verdiler.

They threatened and denounced each other.

Ekstra yiyeceği geride bırakmaya karar verdiler.

They decided to leave extra food behind.

Tom ve Mary onu bana verdiler.

Tom and Mary gave me that.

Onlar yapmak istediklerimizi yapmamıza izin verdiler.

They let us do what we wanted to do.

Onun için sana ne ücret verdiler?

What did they charge you for that?

Tom ve Mary boşanmaya karar verdiler.

Tom and Mary have decided to get divorced.

Sami ve Leyla uzlaşmaya karar verdiler.

Sami and Layla decided to reconcile.