Translation of "çevresine" in English

0.006 sec.

Examples of using "çevresine" in a sentence and their english translations:

O, çevresine uyum sağladı.

He adapted to his environment.

Tom çevresine göz attı.

Tom glanced around.

Bu büyük kayanın çevresine dolayabilirim.

Either, go around this big block of rock...

Şu bloğun çevresine. Kaskımızı takalım.

Get it around this block. Helmet on.

Tom belinin çevresine kazağını bağladı.

Tom tied his sweater around his waist.

Dan Linda'nın arkadaş çevresine katıldı.

Dan joined Linda's circle of friends.

Kendini yeni çevresine uyarlamaya çalıştı.

He tried to adapt himself to his new surroundings.

Erkek kardeşlerim sürekli çevresine şakalar yapıyor.

My brothers are always joking around.

O hızla kendini yeni çevresine alıştırdı.

He quickly accustomed himself to his new surroundings.

Sami benzini Leyla'nın evinin çevresine serpti.

Sami splashed gasoline around Layla's house.

Sami, Leyla'nın ceset parçalarını şehir çevresine dağıttı.

Sami scattered Layla's body parts around the city.

Yetki sizde. Hadi bu halatı bağlayalım. Belki şunun çevresine.

You're in charge. Let's tie the rope off. Maybe around here?

Da, General Bonaparte'ın yakın çevresine asla tam olarak girmedi.

never quite made it into General Bonaparte’s inner circle.

Mesela güneş ışığından faydalanmak için bir yıldızın çevresine bir obje koymak,

put worldlets around a star to capture free sunlight,

- Tom bir an durakladı ve çevresine bakındı.
- Tom bir an durakladı ve etrafına bakındı.

Tom paused for a moment and looked around.