Translation of "Yapıyor" in Korean

0.005 sec.

Examples of using "Yapıyor" in a sentence and their korean translations:

Bu gözlemi yapıyor:

그는 이렇게 관찰합니다:

Ne yapıyor, göremiyorum.

‎뭘 하는지는 보이지 않았죠

Genç yine hamle yapıyor.

‎젊은 수컷이 다시 시도합니다

Ona, "Demircilik işi yapıyor,

칸타바이한테 물었습니다.

Peki bunu nasıl yapıyor?

어떻게 확실히 할까요?

Sığınma yasalarında köklü değişiklikler yapıyor.

전보다 적은 수의 난민만 미국에서 보호받을 수 있게 만들었기 때문이죠.

(Beatbox yapıyor) Hey, naber millet?

(비트박스 중) 요! 잘 지내셨나요?

Köpek balıkları sürpriz saldırı yapıyor.

‎상어는 기습의 명수입니다

Belki bu beni biraz taraflı yapıyor

그 경험으로 제가 편견을 가지고 있을지도 모르겠습니다만,

Hastaneler genelde bizi daha hasta yapıyor.

오히려 병원에서 더 악화되죠.

Hayatımda çok faydalı bir iş yapıyor,

제 삶에 유용한 부분을 대신해주고 있죠.

Rakibi de çağrısına bir ek yapıyor.

‎경쟁자가 똑같은 떨림을 ‎더 요란하게 냅니다

Genlerini aktarmak için elinden geleni yapıyor.

‎자신의 유전자를 남기고자 ‎사력을 다합니다

Aslında insanlar inandıklarını ispatlayan şeyleri yapıyor.

사실 사람들은 그들이 믿는 것을 증명할 만한 일을 하게 됩니다.

Avuç içi kadar insanı inanılmaz zengin yapıyor.

소수만 엄청난 부자로 만드는 모델에요?

Sırtlanlar panik yaratmak için ellerinden geleni yapıyor.

‎하이에나는 전력을 다해 ‎코끼리를 당황시킵니다

Şanslıyız ki bazı topluluklar tam da bunu yapıyor.

실제로 몇몇 지역은 그렇게 해나가고 있습니다.

Işi Kristen yapıyor ama uzman doktor onu yönlendiriyor.

주치의의 지시를 따르면서 크리스틴은 주도적으로 수술을 진행해 나갑니다.

Harika espriler yapıyor ve çok güzel sorular soruyordu.

훌륭한 유머감각을 가졌고 더 훌륭한 질문들을 했습니다.

Lembeh, en yetenekli tuzak avcısına ev sahipliği yapıyor.

‎렘베해협에는 ‎최고의 매복 사냥꾼이 있습니다

Bunu kolay, hızlı ve daha az caydırıcı bir şekilde yapıyor.

매우 쉽고, 빠르며 덜 부담스러운 방식이에요.

Bir misk kedisi bu ağacı sahiplenmek için elinden geleni yapıyor.

‎사향고양이는 이 나무를 ‎제 것으로 하려고 애를 씁니다

Bu da burayı kamp için daha az uygun bir yer yapıyor.

야영지로 삼기에는 감점 요인입니다만

Büyük bir olayın son anını yakalamıştım. "Bu hayvan ne yapıyor?" diyorsun.

‎모든 상황이 끝날 무렵에 ‎제가 등장한 거였어요 ‎이 동물이 뭘 하는지 ‎모르겠더군요

Düşünüyoruz. Bunu Samsung Galaxy telefonundan yapıyor. Daha sonra, RENAULT-SAMSUNG arabasına

삼성 갤럭시를 통해서 말이야. 그러고 르노 삼성차를 타겠지.

Fakat Birleşik Krallık, çalışanların kovulmasını beklemek yerine, farklı bir şey yapıyor.

그러나 노동자들이 해고되기를 기다리는 대신 영국은 다른 일을 하고 있습니다.

Bir gece avcısı olan ölümcül engerek, en büyük tahribatı güneş battıktan sonra yapıyor.

야밤의 스토커인 녀석은 해가 지고 나서야 움직이기 시작합니다

Işıyan tek şey mercanlar da değil. Resifte yaşayan her çeşit yaratık yapıyor bunu.

‎산호만 빛나는 것이 아닙니다 ‎모든 종류의 산호초 생물이 ‎형광을 띱니다

Sonra bir baktım ki köpek balığı kollarından birini ısırmış, korkunç bir ölüm dönüşü yapıyor.

‎상어가 순식간에 ‎문어의 팔 하나를 꽉 물더니 ‎몸을 회전해 뜯어내려 했죠