Translation of "Yapıyor" in Chinese

0.007 sec.

Examples of using "Yapıyor" in a sentence and their chinese translations:

- Şaka yapıyor olmalısın!
- Şaka yapıyor olmalısın.

你一定是开玩笑!

Şaka yapıyor olmalısın!

- 你骗人!
- 你一定是开玩笑!

O kurabiye yapıyor.

他在做曲奇。

O diyet yapıyor.

- 她在节食中。
- 她在节食。

Kız ödev yapıyor.

这个女孩正在做家庭作业。

Ken ne yapıyor?

肯恩现在在做什么?

O, diyet yapıyor.

- 她在节食中。
- 她在节食。

Şaka yapıyor olmalısın.

你一定是开玩笑!

O ne yapıyor?

她在做什麼?

Tom ne yapıyor?

汤姆在做什么?

O bisküvi yapıyor.

他在做曲奇。

- Ken şu anda ne yapıyor?
- Ken şimdi ne yapıyor?

肯恩现在在做什么?

O sağırmış numarası yapıyor.

他装听不见。

Annem bir pasta yapıyor.

我的母親在做蛋糕。

O şimdi ne yapıyor?

现在他做什么?

O elinden geleni yapıyor.

他在全力以赴。

Onlar burada ne yapıyor?

他們在這裡做甚麼?

Daniel mango suyu yapıyor.

Daniel正在做芒果汁。

John şimdi ne yapıyor?

約翰現在在做什麼?

O bir yürüyüş yapıyor.

他正在散步。

Tom mutfakta çay yapıyor.

汤姆在厨房里泡茶。

Tom sevdiği şeyi yapıyor.

汤姆在做他喜欢做的事。

- O her zaman ticaret yapıyor.
- O, her zaman ticaret yapıyor.

他一直在做买卖。

O, sadece seninle şaka yapıyor.

他只是跟你開玩笑。

Kilo alacağı korkusuyla diyet yapıyor.

她是在为其担心她会发胖的饮食。

O, üniversitede tarih eğitimi yapıyor.

他在大学修读历史。

Pazar günleri teslimat yapıyor musunuz?

你们周日送货吗?

O eşcinsel olmuş numarası yapıyor.

他装同性恋。

Hafta sonunda ne yapıyor olacaksın?

你整個週末會做什麼?

Özel bir şey yapıyor musun?

你在做什麼特別的事嗎?

O yaşamak için ne yapıyor?

他靠什么维持生活?

Şaka yapıyor olmalısın! Pasaportumu bulamıyorum!

别吓我!我的护照不见了!

Adam bir telefon görüşmesi yapıyor.

男人正在用座机打电话。

Bir yolculuk için hazırlıklar yapıyor.

他正在籌備一次旅行。

Arkadaşınız son zamanlarda ne yapıyor?

你的朋友近来在忙些什么?

O, şimdi ev ödevini yapıyor.

她現在正在做她的功課。

Doğru olduğunu düşündüğün şeyi yapıyor musun?

你在做你覺得對的事嗎?

Yarın bu zamanda ne yapıyor olacaksın?

你明天这个时候会是在做什么?

O bir kız lisesinde öğretmenlik yapıyor.

他在一間女子中學教書。

O cumartesi öğleden sonraları ne yapıyor?

他在星期六下午做什么?

O, üniversiteye gitmek için tasarruf yapıyor.

他在攒钱上大学。

Mike sabahtan beri bir model uçak yapıyor.

迈克吃完早饭以后一直在做一个模型飞机。

- Ne yaptığımı biliyorum.
- Ne yapıyor olduğumu biliyorum.

我知道我在做什么。

- Baban ne iş yapar?
- Ne yapıyor baban?

你父亲是做什么的?

Bu şarkı beni vatan hasreti çeken yapıyor.

这首歌让我想家了。

- İngilizcede büyük ilerleme yapıyor.
- İngilizcede büyük ilerleme kaydediyor.

他的英語有很大的進步。

Bir bando cadde boyunca uygun adımlarla yürüyüş yapıyor.

一个管弦乐团沿着路前进

O, çok çalışmıyor ama okulda çok iyi yapıyor.

他並不怎麼努力讀書,但成績卻很好。

- O ayrıca Çince öğrenimi yapıyor.
- O da Çince çalışıyor.

他也学习汉语。

O daha iyi bir iş bulabilmek için İngilizceyi pratik yapıyor.

她練習英語以找更好的工作。

- O, Amerikan Tarihi eğitimini yapıyor.
- O, Amerikan Tarihi Bölümünü okuyor.

他学美国的历史。

- Çocuklar kumsalda kumdan kaleler inşa ediyorlar.
- Çocuklar plajda kumdan kaleler yapıyor.

孩子们正在海滩上用沙子堆沙堡。

- Tom tarih öğretiyor.
- Tom tarih dersi veriyor.
- Tom tarih öğretmenliği yapıyor.

汤姆教历史。