Translation of "Tantas" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Tantas" in a sentence and their turkish translations:

Tengo tantas ideas.

Çok sayıda fikrim var.

Las mujeres tienen tantas inhibiciones.

Bildiğiniz üzere kadınların birçok kısıtlaması var.

Pero con tantas madres protectoras

Ama yavruları koruyan bunca anne varken...

Dejá de hacer tantas preguntas.

Çok soru sormayı bırak.

Tantas cosas interesantes están sucediendo.

Devam eden çok sayıda ilginç şey var.

Porque había tantas piedras del cielo

çünkü bir sürü gök taşı da vardı

Tengo tantas cosas que quiero decirte.

Sana söylemek istediğim bir sürü şey var.

Tengo tantas cosas que no necesito.

İhtiyaç duymadığım pek çok şeyim var.

Hay tantas cosas que quiero decirte.

Sana söylemek istediğim çok şey var.

¿Por qué haces siempre tantas preguntas?

Neden her zaman bu kadar çok soru soruyorsun?

Aún tengo tantas preguntas que hacerte.

Hâlâ sana soracak çok sorum var.

No veo tantas diferencias entre ellos.

- Aralarında çok fark görmüyorum.
- Onlar arasında çok fark görmüyorum.

Tras tantas citas, por fin se besaron.

O kadar çok buluşmadan sonra, sonunda öpüştüler.

Vamos a necesitar tantas herramientas como podamos conseguir

Kullanabildiğimiz kadar aracı kullanmalıyız ki,

Segundo, no necesita comer tantas moscas por año.

İkincisi, yıl boyunca çok fazla sinek yemesi gerekmiyor.

No puedo responder tantas preguntas a la vez.

Bir seferde pek çok soruya cevap veremiyorum.

Asegúrate de que no preguntes tantas preguntas estúpidas.

Çok sayıda aptalca sorular sormadığından emin ol.

¿Cómo conseguiste tantas cosas en tan poco tiempo?

Kısa sürede bu kadar şeyi nasıl başardın?

Hay que hablar con tantas personas como sea posible,

mümkün olduğu kadar çok sayıda insanla

La razón principal por la que tantas economías asiáticas,

Çin ve Vietnam'ın komünist toplumları da

Debemos rastrear y capturar tantas criaturas venenosas como podamos.

Olabildiğince fazla sayıda zehirli yaratık yakalamaya çalışacağız.

Durante este tiempo participó en tantas obras diferentes que

Bu süre zarfında o kadar çok çeşitli çalışmalarda yer aldı ki

Tom me solía hacer tantas preguntas acerca de Boston.

Tom bana Boston hakkında çok soru sorardı.

Él seguía repitiéndose que no debía decir tantas mentiras.

Çok yalan söylememesi gerektiğini kendine söylemeye devam etti.

No hace falta que me lo repitas tantas veces.

Onu bana defalarca tekrar etmene gerek yok.

Entonces queman tantas calorías como en 5 minutos de aerobic,

5 dakikalık bir aerobik çalışması, 10 dakikalık bir dans

Como está loco por las películas, ve tantas como puede.

O, filmleri çok sevdiği için, izleyebildiği kadar çok sayıda film izler.

Nunca antes las mujeres han gozado de tantas oportunidades como hoy

Geçmişteki kadınların şu andaki kadar çok fırsatı hiç olmadı.

Hay tantas estrellas en el cielo que no puedo contarlas todas.

Gökyüzünde birçok yıldız var onların hepsini sayamam.

Tengo tantas cosas que decirte que no sé por dónde empezar.

Sana anlatacak o kadar çok şeyim var ki nereden başlayacağımı bilmiyorum.

Tengo tantas cosas para decirte que no sé por dónde empezar.

Sana söyleyecek o kadar çok şey var ki, nereden başlayacağımı bilmiyorum.

- David tiene tantas amigas que no puede acordarse de los nombres de todas.
- David tiene tantas novias que no consigue recordar el nombre de todas ellas.

- David'in o kadar çok kız arkadaşları var ki o onların isimlerinin hepsini hatırlayamıyor.
- David'in isimlerini aklında tutamayacağı kadar kız arkadaşı var.

Debemos reemplazar los antídotos. Debemos rastrear y capturar tantas criaturas venenosas como podamos.

O panzehrin yerine yenisini koymalıyız. Bu yüzden olabildiğince fazla sayıda zehirli yaratık yakalamaya çalışacağız.

David tiene tantas amigas que ni siquiera se acuerda de todos sus nombres.

David'in o kadar çok arkadaşı var ki onların tüm isimlerini bile hatırlayamıyor.

De las tantas especies de monos en Sudamérica, solo los micos nocturnos se mueven al anochecer.

Güney Amerika'daki birçok maymun arasından... ...sadece gece maymunları geceleri harekete geçer.

- ¿Por qué hay tanta gente deshonesta en el mundo?
- ¿Por qué hay tantas personas deshonestas en el mundo?

Dünyada neden bu kadar çok namussuz insan var?

Tantas presas lo convierten en un campo de entrenamiento ideal para que un joven jaguar aprenda a valerse por sí mismo.

Bu kadar çok av olması burayı ideal bir eğitim alanı yapar. Kendi başının çaresine bakmayı öğrenen bir jaguar için mesela.

¿Que por qué hay tantas motos en esta ciudad? Pues porque son más baratas que los carros y hay más gente pobre que rica.

Neden bu şehirde pek çok motosiklet var? Pekala, arabalardan daha ucuz olduğu ve zenginlerden daha çok fakir insanlar olduğu içindir.

Pero sería triste recoger estas frases y guardárnoslas para nosotros, porque se pueden hacer tantas cosas con ellas… Por eso Tatoeba está abierta, nuestro código fuente está abierto. Nuestra información está abierta al público.

Ama biliyorsunuz, tüm bu cümleleri toplamak ve kendimiz için saklamak hazin olacaktır. Ki Tatoeba'nın açık olmasının nedeni budur. Bizim kaynak kodumuz açıktır. Bizim bilgimiz açıktır.