Translation of "Piedras" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Piedras" in a sentence and their turkish translations:

No tires piedras.

Taşları atmayın.

¿Juego 3 piedras hoy?

bugün 3 taş oynar mıyım?

piedras utilizadas en la construcción

inşaatında kullanılan taşlar

No tires piedras al río.

Kayaları nehre fırlatmayın.

Los niños le lanzaron piedras.

Çocuklar ona taş attı.

Ella recogió unas piedras hermosas.

Güzel taşlar topladı.

Reposamos encima de unas piedras.

Bazı taşların üstünde dinlendik.

Porque había tantas piedras del cielo

çünkü bir sürü gök taşı da vardı

En el examen de estas piedras

bu taşlarda yapılan incelemede

De hecho, algunas personas coleccionan piedras.

Bazı insanlar aslında kayalar toplarlar.

Le dije que no tirara piedras.

Ona taş fırlatmamasını söyledim.

Seguiremos dando vuelta estas piedras más grandes.

Bu tür büyükçe taşların altına da bakmaya devam edeceğiz.

Le estoy tirando piedras a los cuervos.

Ben kargalara taş atıyorum.

Una mina es donde encuentras piedras preciosas.

Bir maden değerli madenleri bulduğun yerdir.

Los manifestantes arrojaron piedras a la policía.

Protestocular polise taş attı.

Me encanta reunir piedras en la playa.

Sahildeki taşları toplamayı severim.

En cómo mover monolitos, o mover grandes piedras.

büyük taşların nasıl kaldırıldığı hakkında çokça deneysel arkeolojimiz var.

Debo tener mucho cuidado al voltear estas piedras.

Ama bu taşları çevirirken çok dikkatli olmak gerekiyor.

Pero a veces 3 piedras eran muy agradables

ama bazen de 3 taş çok zevkliydi

Trajo las piedras lunares que recolectó con robots

Robotlarla topladığı ay taşlarını getirmişti

Tom le está tirando piedras a los pájaros.

Tom kuşlara taş atıyor.

Mejor me pongo esto. ¡Habrá piedras sueltas por ahí!

Bunu takmak istiyorum. Yukarıda bir sürü gevşek kaya olabilir!

Solo debo tener mucho cuidado al voltear las piedras.

Ama bu taşları çevirirken çok dikkatli olmak gerekiyor.

Las piedras utilizadas en la construcción de estas pramitas

bu pramitlerin inşaatında kullanılan taşların

Hay figuras de animales en relieve en estas piedras

bu taşların üstünde kabartma hayvan figürleri var

Entonces, ¿qué están comiendo, bebiendo, tomando piedras o comida?

Peki bu insanlar ne yiyecek, ne içecek, taş mı yiyecek bu insanlar?

¿Alguna vez le has tirado piedras a los cuervos?

- Hiç kargalara taş attın mı?
- Kargalara hiç taş attın mı?

Frutas cítricas: limas duras como piedras de diamantes en bruto.

Turunçgil meyve: kaya gibi, elmas sertliğinde misket limonları.

Sino el rito cultural de conferir vida a las piedras.

bir taşı hayata geçirmek için gerçekleştirilen kültürel ritüel.

Y los escorpiones adoran esconderse en arbustos y debajo de piedras.

Akrepler her zaman çalıları ve taşların altına saklanmayı severler.

Aquellos que viven en casas de cristal no deberían tirar piedras.

Sırça köşkte oturanlar başkalarına taş atmamalılar.

Los mineros las usaban para subir y bajar piedras de la montaña.

Madenciler bu eski zincirleri dağlarda taş taşımak için kullanıyorlardı.

Y a los escorpiones les gusta esconderse en arbustos y bajo piedras.

Akrepler her zaman küçük çalıların ve taşların altına saklanmayı severler.

Se trajeron piedras importantes de lugares importantes que son más antiguos que usted

kendinden daha eski olan önemli yerlerden önemli taşlar getirtildi

Ahora un juego que muchos de mis compañeros en mi infancia no sabían 3 piedras

şimdi benim çocukluğumdaki akranlarımın bile birçoğunun bilmediği bir oyun 3 taş

Recogió cerca de 100 conchas y piedras… y luego cruzó los brazos sobre su vulnerable cabeza.

belki 100 tane kabuk ve taşı toplamış, kollarını da savunmasız kafasının üzerine doğru katlıyor.

Las galeras también se usaban para transportar carga de alto valor, como especias, sedas o piedras preciosas.

Kadırgalar ayrıca baharat, ipek veya değerli taşlar gibi yüksek değerli kargoları taşımada da kullanılırdı.

Entre las piedras preciosas se encuentran la aguamarina, la amatista, la esmeralda, el cuarzo y el rubí.

Bazı değerli taşlar akuamarin, ametist, zümrüt, kuvars ve yakuttur.

La gran pramita, que se construirá más tarde, usa un promedio de dos millones y medio de piedras.

daha sonra inşaat edilcek olan büyük pramitte ise ortalama iki buçuk milyon taş kullanılıyor

Eso es todo lo que puede ser. Si colocamos estas piedras cada 4 minutos, la construcción lleva 20 años.

işte bunların hepsi olabilir. Bu taşları her 4 dakika bir yerleştirirsek işte inşaatı 20 yıl sürüyor

Las piedras fueron trasladadas a la cima de la colina, y después de que se terminó la construcción, la parte espiral más externa fue destruida y se convierte en lo que es hoy.

taşlar kaydırılarak tepeye kadar çıkarılıyordu inşaat bittikten sonra ise en dış sarmal kısım yıkılarak bugün ki halini alıyor