Translation of "Refugio" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Refugio" in a sentence and their turkish translations:

Vamos a necesitar refugio.

Barınağa ihtiyacımız olacak.

Al refugio final, la fortaleza.

savunma katmanlarının üstesinden gelmeye zorlayacaktır.

Claramente, usan esta cueva de refugio.

Muhtemelen bu mağarayı sığınak olarak kullanıyorlar.

Otros ya han reclamado este refugio.

Bu sığınağa önceden el konulmuş.

Él buscó refugio de la lluvia.

O, yağmurdan dolayı sığınak aradı.

El viejo dio refugio al niño.

Yaşlı adam çocuğa barınak verdi.

O hacemos el refugio definitivo. ¡Un iglú!

Ya da en iyi sığınağı yapabiliriz. Bir iglo!

Debemos buscar otro modo de conseguir refugio.

Sığınak yapmanın başka bir yolunu bulmamız gerek.

De hacer un refugio para las comunidades,

barınacak bir yer inşa eden sanattır.

Teniendo a la gente en un refugio,

insanların evlerinde kapalı olması, ...

- El patriotismo es el último refugio de los canallas.
- El patriotismo es el último refugio de un sinvergüenza.

Vatanseverlik bir hainin son sığınağıdır.

Este es, de hecho, un buen refugio natural.

Bu oldukça iyi bir doğal sığınak.

Ella dijo: "Estoy buscando un tipo de refugio.

Dedi ki, "bana ait olan"

¿Acaso no será siempre el amor un refugio?

Aşk daima bir sığınak değil midir?

Bajaste de las altas montañas al refugio del desfiladero,

Yüksek dağlardan aşağı inip korunaklı eteklere indi.

Se está haciendo tarde. Debo pensar en un refugio,

Pekâlâ, artık geç oluyor, sığınağı düşünmemiz gerek.

Bien, se hace tarde. Debemos pensar en un refugio.

Pekâlâ, artık geç oluyor. Sığınağı düşünmemiz gerek.

Teniendo a la gente enojada por estar en un refugio,

insanların evlerinde kapalı kalma emirlerine kızgın olması, ...

Temer y buscar refugio en una zona de guerra, por ejemplo,

örneğin, savaş alanındaki korku hissi ve korunmak için eğilmek -

Estoy en el refugio, a salvo del viento y del mal clima,

Sığınaktayım, rüzgâr almıyorum, kötü havadan korunuyorum

Lo único que tengo de refugio es brezo mojado, musgo y roca.

Burada sığınak yapabileceğim tek şey ıslak çalılar, yosun ve taşlar.

La ansiamos casi tanto como anhelamos la comida, el refugio y el sexo.

Neredeyse yemeğe, barınağa ve sekse ihtiyaç duyduğumuz kadar.

Un refugio en la naturaleza es el único modo de sobrevivir al clima.

Vahşi hayatta iyi bir sığınak hayatta kalmanın tek yoludur.

Tom empezó a trabajar como voluntario en el refugio de desposeídos cuando aún seguía en la escuela secundaria.

Tom hâlâ lisede iken evsizler barınağında bir gönüllü olarak çalışmaya başladı.

A diferencia de las aves, las cuales alimentan y dan refugio a sus polluelos, los peces abandonan sus huevos.

- Yavrularını besleyen ve koruyan kuşların aksine balıklar yumurtalarını terk eder.
- Yavrularını besleyen ve barındıran kuşların aksine balıklar yumurtalarını terk eder.

Y me contemplo en los años puestos que se fueron. Y bueno, la compañera es mi refugio, de las tensiones, y viceversa.

gençlik yıllarımdaki hâlime bakıyorum, ki çoktan geçti gitti. Gerilimler karşısında hayat arkadaşıma sığınıyorum. O da bana sığınıyor.