Translation of "Han" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Han" in a sentence and their turkish translations:

- ¿Han ido?
- ¿Han salido?

Onlar gittiler mi?

- Han venido.
- Ellas han venido.
- Ellos han venido.

Onlar geldiler.

- Ellos han ido.
- Ellas han ido.
- Se han ido.
- Se han marchado.

Onlar gitti.

- Se han ido.
- Han salido.

Onlar gitti.

- ¿Se han ido?
- ¿Se han marchado?

Onlar gittiler mi?

- Te han engañado.
- Los han engañado.

Seni aptal yerine koydular.

- Se fueron.
- Se han ido.
- Se han marchado.

Onlar gitmişti.

- ¿Han ordenado el correo?
- ¿Han distribuido el correo?

Posta tasnif edildi mi?

Se han escuchado.

...karşılık buluyor.

Todos han quedado

herkes çok oldu kaldı

Te han engañado.

Aptal yerine konuldun.

Han venido todos.

Onların hepsi geldi.

Me han engañado.

Kandırıldım.

¿Le han visto?

O, görüldü mü?

¿Lo han visto?

O, görüldü mü?

Han sido detenidos.

Onlar tutuklandı.

Me han disculpado.

Beni affettiler.

Me han secuestrado.

Kaçırıldım.

¿Han dicho algo?

Herhangi bir şey söylediler mi?

Todos han votado.

Herkes oy verdi.

No han querido.

İstemediler.

- Me han robado el móvil.
- Me han afanado el celular.

Benim cep telefonum çalındı.

- Se han fundido los fusibles.
- Se han fundido los plomos.

Sigorta atmış.

¿Ya lo han pensado?

Tamam mı?

¿Han hecho algún estudio?

Hiç araştırdınız mı?

han posibilitado mi trayecto.

çevrem ve akıl hocalarımdı.

han perdido su sintonía,

entonasyonlarını kaybettiler,

Muchos han viajado kilómetros.

Çoğu kilometrelerce yol tepmiştir.

No lo han secado,

hatta kuru bez yok,

Han anunciado su compromiso.

Nişanlarını açıkladılar.

Han pasado diez años.

On yıl geçti.

Los tiempos han cambiado.

Zaman değişti.

Las cosas han cambiado.

İşler değişti.

Han pasado tantos años.

- Aradan kaç sene geçmiş.
- Aradan uzun yıllar geçmiş.
- Kaç yıl olmuş.

Han decidido no venir.

Onlar gelmemeye karar verdi.

¿Adónde han ido todos?

Herkes nereye gitti?

¿Para qué han venido?

Buraya ne için geldiniz?

Los estudiantes han vuelto.

Öğrenciler geri döndü.

Han pasado tres días.

Üç gün oldu.

Han aumentado los sueldos.

Maaşlar arttı.

Ellos han perdido mucho.

Onlar çok şey kaybetti.

Sus padres han muerto.

Onun hem annesi hem de babası ölü.

Se han ido todos.

Onların hepsi gitti.

Ya se han casado.

Onlar zaten evlendiler.

Mis zapatos han desaparecido.

Benim ayakkabılar gitti.

Las reglas han cambiado.

Kurallar değişti.

Las leyes han cambiado.

Yasalar değişti.

Trece personas han muerto.

- On üç kişi hayatını kaybetti.
- On üç kişi öldü.

¿Qué te han dicho?

Sana ne dediler?

Los votantes han hablado.

Seçmenler konuştu.

Han arrancado tres páginas.

Üç sayfa koparıldı.

¿Han informado a Tom?

Tom'a bilgi verildi mi?

Han mejorado los negocios.

İş gelişti.

No me han despedido.

İşten kovulmadım.

Han cogido a Tom.

Tom yakalandı.

¿Han visto las noticias?

Haberi gördünüz mü?

¿Con quién han hablado?

Onlar kimle konuştu?

Han ganado muchas competiciones.

Onlar birçok yarışmaları kazandı.

Nuestros invitados han llegado.

Misafirlerimiz vardılar.

Han sido buenos soldados.

Sizler iyi askerlersiniz.

Las circunstancias han cambiado.

Şartlar değişti.

Han vendido la televisión.

Onlar televizyonu sattılar.

Las reuniones han concluido.

- Toplantılar bitti.
- Toplantılar sona erdi.

- Sus predicciones se han hecho realidad.
- Sus predicciones se han cumplido.

- Onun tahminleri gerçekleşti.
- Onun tahminleri doğru çıktı.

- Ellos han suspendido el examen.
- Ellos no han pasado el examen.

Sınavda başarısız oldular.

- Todos mis problemas han terminado.
- Todos mis problemas se han ido.

Tüm sorunlarım sona erdi.

- Los ordenadores han progresado rápidamente.
- Los ordenadores han hecho progresar rápidamente.

Bilgisayarlar hızla gelişti.

- Los paganos han deificado la vida y los cristianos han deificado la muerte.
- Los paganos han divinizado la vida y los cristianos han divinizado la muerte.

Putperestler hayatı tanrılaştırdılar ve hıristiyanlar ölümü tanrılaştırdılar.

- Tom y Mary han decidido romper.
- Tom y Mary han decidido romper su relación.
- Tom y Mary han decidido dejarlo.
- Tom y Mary han decidido separarse.

Tom ve Mary ayrılmaya karar verdiler.

- Ellos han vuelto.
- Ellas han regresado.
- Ellos están de regreso.
- Volvieron.
- Regresaron.

- Geri geldiler.
- Onlar geri geldiler.

- Todos sus secretos han sido revelados.
- Se han revelado todos sus secretos.

Bütün sırları gözler önüne serildi.

- No me han subido el sueldo.
- No me han dado un aumento.

Zam almadım.

Me han enseñado tres lecciones.

ama onlardan üç belirgin ders aldım.

Las cuerdas han sido cortadas.

İp parçalandı.

¿Cuántos de Uds. han acertado?

Şimdi, kaçınız bunu doğru tahmin etti?

Siempre han tenido esa habilidad.

Bu beceriye hep sahiptiniz.

Pero las cosas han cambiado,

Ama bir şeyler değişti

Si no los han visto

Eğer izlemediyseniz

Han pirateado programas de vacunación,

Aşı programları ele geçirildi

Parece que se han visto.

Görünüşe göre birbirlerini görmüşler.

58 dólares han sido retirados

58 dolar para çekilivermiş

Entonces, ¿han terminado los problemas?

Peki dertler bitti mi?

Me han robado el pasaporte.

Benim pasaportum çalındı.

Ya te han derrotado. ¡Ríndete!

Sen yenildin. Teslim ol!

Todas las hojas han caído.

Yaprakların hepsi döküldü.

Ellos se la han llevado.

Onlar onu götürdüler.

- Me secuestraron.
- Me han secuestrado.

- Onlar beni kaçırdı.
- Onlar beni kaçırdılar.

¿Cuánto han costado estas gafas?

Bu gözlük ne kadar tuttu?

Haz como te han dicho.

Sana söylenildiği gibi yap.

Ellos no han llegado aún.

Onlar henüz varmadılar.