Translation of "Buscar" in Turkish

0.035 sec.

Examples of using "Buscar" in a sentence and their turkish translations:

Buscar

Yukarı Bak

Supe dónde buscar.

Nerede arayacağımı biliyordum.

¿Piensas buscar un trabajo?

Bir iş bulmayı düşünüyor musun?

Salí a buscar comida.

Yemek bulmak için çıktım.

No sabía dónde buscar.

Nereye bakacağımı bilmiyordum.

Es hora de buscar comida.

Yemek bulma vakti geldi.

Ya no sé dónde buscar.

Artık nereye bakacağımı bilmiyorum.

Tengo que buscar mi bolígrafo.

Dolma kalemimi aramak zorundayım.

Nadie quiere buscar mi auto.

Hiç kimse arabamı aramak istemiyor.

Voy a buscar mi coche.

Benim arabayı alacağım.

Ve a buscar a Tom.

Tom'u bulmaya git.

¿Puedes ayudarme a buscar trabajo?

Bir iş bulmama yardım edebilir misin?

¿Puedes ir a buscar leña?

Ateş için biraz odun almaya gider misin?

Su trabajo es buscar clientes.

Onların işi müşterileri aramak.

Tendremos que buscar otras opciones.

Biz başka seçenekler aramalıyız.

Has intentado buscar trabajo, ¿verdad?

İş bulmaya çalıştın, değil mi?

Iré a buscar a Tom.

Gidip Tom'u bulacağım.

¿Puedes ir a buscar ayuda?

Yardım çağırabilir misin?

A buscar una solución alternativa.

motive eden şeyi bulmuştum.

- Decidió buscar información en otra parte.
- Él decidió buscar información en otro sitio.

Başka yerde bilgi aramaya karar verdi.

Debemos apresurarnos y buscar más criaturas.

Acele edip birkaç böcek daha yakalamalıyız.

Comencé a buscar una explicación científica.

bilimsel bir açıklama aramaya başladım.

Ella salió para buscar un taxi.

O, bir taksi aramak için dışarı çıktı.

Deja de posponer buscar un empleo.

Bir iş bulmayı ertelemekten vazgeç.

Yo te recomendaría buscar otro sitio.

Başka bir yer aramanı öneriririm.

Él empezó a buscar un trabajo.

O bir iş aramaya başladı.

Voy a buscar algo de comer.

Yiyecek bir şey almayacağım.

¿Querés que te pase a buscar?

Seni almamı ister misin?

Uso Yahoo! para buscar en Internet.

Ben internette arama yapmak için Yahoo'yu kullanırım.

Fuimos al bosque a buscar insectos.

Böcek aramak üzere ormana girdik.

¿Me ayudas a buscar mis llaves?

Anahtarlarımı aramama yardım eder misin?

Necesito ir a buscar mi laptop.

- Dizüstü bilgisayarımı almaya gitmem gerekiyor.
- Dizüstü bilgisayarımı almaya gitmeliyim.

¿Te ayudo a buscar la llave?

Anahtarlarını aramana yardım edeyim mi?

Iré a buscar el libro mañana.

Yarın kitabı almaya gideceğim.

Tom tiene que buscar un trabajo.

Tom bir iş aramak zorundadır.

Tom ha empezado a buscar trabajo.

Tom iş aramaya başladı.

- Tom ha empezado a buscar un nuevo empleo.
- Tom empezó a buscar un trabajo nuevo.

Tom yeni bir iş aramaya başladı.

- Él vino a New York para buscar trabajo.
- Él vino a Nueva York para buscar trabajo.

New York'a iş aramak için geldi.

Hay una gran diferencia entre buscar a gente hermosa y buscar la hermosura de la gente.

Güzel insan aramakla insandaki güzelliği aramak arasında büyük bir fark var.

Debemos buscar otro modo de conseguir refugio.

Sığınak yapmanın başka bir yolunu bulmamız gerek.

Para buscar criaturas, ya sea en edificios

ideal bir yer. Hem evlerde,

Pero tomará tiempo volver a buscar agua.

ama geri dönüp su almak çok zaman alacak.

Y usa la nariz para buscar comida.

Yemeği de burnuyla bulur.

La familia debe seguir y buscar agua.

Aile yoluna devam edip su bulmalı.

Te ayudaré a buscar un buen médico.

İyi bir doktor bulmana yardımcı olacağım.

Vamos a buscar por toda la nave.

Bütün gemiyi arayacağız.

Quiero que dejes de buscar a Tom.

Tom'u aramanı durdurmanı istiyorum.

Esta noche tenemos que buscar a Tom.

Bu gece Tom'u bulmalıyız.

Tengo que ir a buscar a Tom.

Gidip Tom'u bulmalıyım.

Voy a tener que buscar otra secretaria.

Ben başka bir sekreter bulmalıyım.

Tom empezó a buscar un trabajo nuevo.

Tom yeni bir iş aramaya başladı.

Buscar la felicidad solo te hace infeliz.

Mutluluğu aramak seni sadece mutsuz eder.

Tom salió a buscar algo para comer.

Tom yiyecek bir şey aramak için dışarı çıktı.

Tom ha empezado a buscar un trabajo.

Tom bir iş aramaya başladı.

Es inteligente usar luz ultravioleta para buscar escorpiones.

Aslında akrep ararken UV ışık kullanmak oldukça akıllıcadır.

Entonces, ¿quieren buscar un escorpión con luz ultravioleta?

UV ışığı kullanarak akrep avına çıkmak istiyorsunuz demek?

La respuesta natural es buscar destruir la máquina,

burada doğal tepki mekanizmayı yok etmek,

Te iré a buscar a las 2:30.

2.30'da seni alacağım.

Voy a ir a buscar a Tom ahora.

Şimdi Tom'u almaya gideceğim.

Él vino a New York para buscar trabajo.

- Bir iş aramak için New York'a geldi.
- İş aramak için New York'a geldi.

¿Por qué no vas a buscar a Tom?

Niçin Tom'u bulmaya gitmiyorsun?

Hubo que buscar un guía para el viaje.

Gezi için bir rehber bulmak gerekliydi.

La esposa de Tomás lo pasó a buscar.

Tom'un karısı onu aldı.

Tom ha empezado a buscar un nuevo empleo.

Tom yeni bir iş aramaya başladı.

Vaya a buscar un médico inmediatamente, por favor.

Derhal bir doktor getirt.

Debemos bajar por esta montaña y buscar a Dana.

Bu dağdan inip Dana'yı aramalıyız.

Entonces quieren buscar un escorpión con la luz ultravioleta.

UV ışığı kullanarak akrep avına çıkmak istiyorsunuz demek?

Debemos apresurarnos y buscar más criaturas Escuchen. ¿Oyen eso?

Acele edip birkaç böcek daha yakalamalıyız. Dinleyin, duyuyor musunuz?

Será emocionante buscar un lugar para aterrizar por aquí.

Burada inecek yer bulmaya çalışmak heyecan verici olacak.

Cuando íbamos a buscar a Mónica, vimos algo aterrador.

Monica'yı almak için gidiyorken, korkutucu bir şey gördük.

Él tuvo que buscar su habitación por sí solo.

Odasını kendi başına aramak zorundaydı.

Ve a buscar a Tom y después vuelve aquí.

Gidip Tom'u al ve sonra buraya geri dön.

¿Quieres que espere hasta que me vengas a buscar?

Benim için gelene kadar benim beklememi ister misiniz?

Fui a la ciudad a buscar un buen restaurante.

Kasabaya, iyi bir restoran aramaya gittim.

Y buscar esas cualidades que hacen a un buen líder,

ve insanları daha iyi lider yapan niteliklere bakmaktır,

Caminábamos para ir a buscar agua de las corrientes cercanas.

Yakındaki akarsulardan su almak için yürürdük.

Usamos un diccionario para buscar el significado de las palabras.

Kelimelerin anlamlarını bulmak için sözlük kullanırız.

- Voy a coger mi coche.
- Voy a buscar mi coche.

Arabamı alacağım.

Tengo hambre, así que voy a buscar algo para comer.

Açım, bu yüzden yiyecek bir şeyler alacağım.

Muplis es una pequeña herramienta para buscar oraciones en lojban.

Muplis Lojban cümleleri aramak için küçük bir araçtır.

Creo que tienes que buscar un trabajo a media jornada.

Bence yarı zamanlı bir iş aramak zorundasın.

Es un buen hábito buscar palabras nuevas en un diccionario.

Yeni kelimeleri sözlükte aramak iyi bir alışkanlıktır.

Tom dejó de buscar el tesoro y volvió a casa.

- Tom hazine aramayı durdurdu ve eve gitti.
- Tom hazine aramayı bıraktı ve eve döndü.

- Tom quiso llamar a Mary.
- Tom quería buscar a Mary.

Tom Mary'yi aramak istedi.

Temer y buscar refugio en una zona de guerra, por ejemplo,

örneğin, savaş alanındaki korku hissi ve korunmak için eğilmek -

Entonces, ¿debo cavar? ¿O debo volver a buscar agua para sacarla?

Kazalım mı? Yoksa geri dönüp suyu aldıktan sonra çıkartmayı mı deneyeyim?

Estamos en la Tierra para buscar la felicidad, no para encontrarla.

Biz mutluluk aramak için dünyadayız, onu bulmak için değil.

No hace falta saberlo todo, basta con saber en dónde buscar.

Her şeyi bilmen gerekmiyor, sadece nerede arayacağını bilmen gerekiyor.

Hay que buscar uno que haya sido injustamente desatendido por otros,

insanlar tarafından haksızca göz ardı edilmiş önemli bir problemi arayıp bulun,

Tom me pidió que fuera a buscar a Mary al aeropuerto.

Tom havaalanında Mary'yi almamı rica etti.

Lo que debemos buscar es algún lugar con sombra, alejado del sol.

Yapmak istediğimiz şey gölgelik bir yer bulup onları güneşten saklamak.