Examples of using "Claramente" in a sentence and their turkish translations:
- Açıkça konuşun.
- Açık konuş.
Açıkça söyleyin.
Kesinlikle bir hava akımı var.
ne kadar derinden izole edildiğimi ve hep öyle olduğumu
çok net bir şekilde evet
Senin hatalı olduğun bellidir.
O açıkça yalan söyledi.
Sen açıkça hatalıydın.
Bu açıkça kaçınılmaz.
akıllı telefonlar tarafından
ve kesinlikle hayal kurmuyorlar.
- Yavaş yavaş ve net bir şekilde konuşun.
- Yavaş ve tane tane konuş.
Tom açıkça yıpranmış.
- Açıkçası yanılıyorsun.
- Belli ki yanılıyorsun.
Ben anlaşılır biçimde düşünmüyordum.
Tom açıkça hayal kırıklığına uğradı.
Şimdi onu çok açıkça görüyorum
Biyolüminansı çok net görebilirler.
Mümkün olduğu kadar açıkça kendini ifade et.
Onu yüksek sesle açıkça söyleyin.
Tom açıkça bir şey saklıyor.
Açıkçası Tom gitmek istemiyordu?
Tom açıkça galiptir.
Pasaport açıkça sahte.
Bu açıkça Tom'un sorumluluğu.
Açıkça memnun olduğunu doğruladı.
O, resmi açıkça gördü.
Biraz dua ettim ve açık bir şekilde, onlara
Muhtemelen bu mağarayı sığınak olarak kullanıyorlar.
Açıkçası, oldukça özelleştirilmiş bir araç.
çabucak büyümeye çalışıyor.
Açıkçası yolun başındayız,
göbeklitepe hakkında daha net konuşabilmek için
Açıkça görmek için çok karanlık.
Tom açıkçası çok mutlu değildi.
Bir şey apaçık yanlış.
Sonuçlardan açıkça memnundu.
Bu cümle açık bir şekilde yazılmadı.
Açık ki, en önemli nokta budur.
Tom kesinlikle Mary'nin kazandığından daha çok para kazanır.
Bakın, bu halat soğuk zincir güzergâhının bir parçası olmalı.
Ancak paniklediği belli olan parsın başka düşünceleri var.
Mümkün olduğunca açık konuşun lütfen.
Bazen görüşlerini ifade etmekte sorun yaşadı.
Olayı sanki daha dün olmuş gibi net hatırlıyorum.
Bakın, işte. Su içmek için buraya geldiği kesin.
ancak 13 yıldır, görüş kaybından dolayı
Tom kesinlikle patron olma kabiliyetine sahip.
o okul sistemi içinde gerçekleri öğrenmenin ne anlamı var ki?
Bakın, ateş de ona göre hareketlendi. Kesinlikle bir hava akımı var.
açık bir şekilde hastaların krallığına ait değildim artık.
bu kadar ortak yanım olması fikrine katlanamıyordum.
Kocam gözle görülür derecede kısa kolları olan şişman ve bodur biridir.
Otelden tüm parkı çok net bir şekilde görebiliyorduk.
O, geçerli Fransızca konuşuyor ama o anlaşılır biçimde Almancada daha akıcı.
Onların işi, haberleri açıkça ve dikkatlice okumaktır.
Fakat tabii ki sahip olduğum en büyük avantaj öz güven ve inanç.
Kate'in sesi diğer kızlarınkinden açıkça farklı.
Tom kesinlikle geçen cuma gecesi partiden hoşlanıyor gibi görünüyordu.
Yüksek sesle konuş ki herkes seni duyabilsin.
Ancak tepelerin yukarısında, Hannibal'ın gizlenmiş birlikleri rahatlıkla Roma yürüyüş kolunu görebilmekte.
Onun nehre iki tabanca attığını çok açıkça hatırlıyorum.
Dünyanın en büyük şarkıcıları ve ünlü müzisyenlerinin çoğu şişmandır ya da en azından bariz şekilde tombuldur.