Translation of "Final" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Final" in a sentence and their turkish translations:

- Al final lo dejé.
- Al final abandoné.

Sonunda vazgeçtim.

Llegamos al final

yahu sonuna yetiştik böyle

Revelaste el final.

Sonunu söyledin.

Al final fracasé.

Sonunda başarısız oldum.

En ese momento final,

kapımıza dayandığında

Que pasó al final

sonunda ne oluyordu

Lucharon hasta el final.

Onlar sonuna kadar savaştılar.

Al final, Tom regresará.

Tom sonunda geri dönecek.

Al final, Tom renunció.

Tom nihayet istifa etti.

Esto es el final.

Bu sondur.

Al final, no confesamos.

Sonunda, itiraf etmedik.

¡Luchemos hasta el final!

Sonuna kadar savaşalım!

El final se precipitó.

Son ansızın geldi.

Al final nos divorciamos.

Sonunda boşandık.

Defendiendo a uno hasta el final o malvado hasta el final

birini sonuna kadar savunmak veya sonuna kadar kötülemek

Por favor, añade un punto final al final de tu frase.

Lütfen cümlenin sonuna nokta koy.

Y su pregunta final fue:

Son sorusu ise

No puede ser el final.

Şu anda ölemem.

Pero al final de eso,

ancak bunun sonunda,

Al refugio final, la fortaleza.

savunma katmanlarının üstesinden gelmeye zorlayacaktır.

Hemos tomado una decisión final.

Biz nihai bir karar aldık.

Me quedaré hasta el final.

Sonuna kadar kalacağım.

No puedo ver el final.

Sonunu göremiyorum.

Esta es mi oferta final.

Bu son teklifim.

La justicia prevalecerá al final.

Adalet sonunda galip gelecek.

El final de la cancion

nakarat'ı her tekrarında oluyor.

Al final alcanzamos un compromiso.

Sonunda bir uzlaşmaya vardık

Al final descubrió cómo hacerlo.

Sonunda onu nasıl yapacağını keşfetti.

Tom al final se marchó.

Tom sonunda terk etti.

Al final Tom se rendirá.

Tom sonunda pes edecek.

Tú al final me olvidarás.

Sonunda beni unutacaksın.

Ella luchó hasta el final.

Sonuna kadar savaştı.

Al final alcanzamos un acuerdo.

Sonunda bir uzlaşmaya vardık.

Nosotros resistiremos hasta el final.

Sonuna kadar devam edeceğiz.

Él al final lo consiguió.

Sonunda başardı.

Firme al final del documento.

Kağıdın sonunda isminizi imzalayın.

Pretendo luchar hasta el final.

Ben sonuna kadar mücadeleye niyet ediyorum.

- Se paró al final de la fila.
- Se paró al final de la línea.

Sıranın sonunda durdu.

Y ahora, el gran truco final.

Şimdi, büyük finalden önce son bir marifet daha,

Se estrechaba hacia su final inevitable,

kaçınılmaz sona yaklaşmasını izlerken

Y termina con un final feliz.

ve mutlu sonla biten bir şey.

Al final, hablamos como cinco minutos.

Bu adamla konuşmayı yaklaşık beş dakikada bitirdim.

El final del ciclo lunar mensual.

Ay'ın bir aylık döngüsü tamamlanıyor.

Lo explicaré al final del video.

videonun sonunda onu da açıklayacağım

La historia tiene un final feliz.

Hikaye mutlu bir şekilde sona erer.

Al final se fue el hombre.

Adam sonunda gitti.

Gracias por leerlo hasta el final.

- Sonuna kadar okuduğun için teşekkürler.
- Sonuna kadar okuduğunuz için teşekkürler.

Ella está elaborando un trabajo final.

O, bir dönem ödeviyle ilgili çalışıyor.

Su esquema resultó erroneo al final.

Onun planı sonunda bozuldu.

Réescribamos el final de la obra.

Oyunun sonunu yeniden yazalım.

Al final el experimento tuvo éxito.

Sonunda deney başarılı oldu.

Y al final del día, lávala."

Ve gün sonunda, yıkamaya bırakın.

Lo conocí al final del andén.

Onunla platformun sonunda karşılaştık.

Sabía que Tom llegaría al final.

Tom'un er geç ortaya çıkacağını biliyordum.

Tom está dando su examen final.

Tom final sınavına giriyor.

Al final, Jane no lo compró.

Jane onu satın almaktan vazgeçti.

Guardé lo mejor para el final.

En iyisini en sona sakladım.

El final es mucho más interesante.

Bitişi çok daha ilginçtir.

Esta historia tiene un final triste.

Bu hikayenin mutsuz bir sonu var.

Tenemos que resistir hasta el final.

Sonuna kadar dayanacağız.

Lee el final de la página.

- Sayfanın altını oku.
- Bir sayfanın alt kısmını okuyun.

Hemos llegado al final del camino.

Yolun sonuna geldin artık.

- La historia acabó bien.
- La historia tuvo un final feliz.
- La historia tenía un final feliz.

Hikayenin mutlu bir sonu vardı.

- Escribe tu nombre al final de la hoja.
- Escriba su nombre al final de la hoja.

Kağıdın alt kısmına adınızı yazın.

"Tras el final del verano de 1919

"1919 yazının sonu

Ya puedo ver el final. Casi llegamos.

Sonunu görebiliyorum. Neredeyse vardık.

Pero al final, decidí preservar la historia

Ama sonunda, bakır levha gravürleri ve tipo açıklamalarını kullanarak

El resultado final es que nos equivocamos.

Sonuç olarak da batırırız.

No te preocupes, resulta bien al final".

Merak etme, sonunda her şey iyileşir."

Suena a historia con final feliz, ¿verdad?

Kulağa bir başarı hikâyesi gibi geliyor, değil mi?

Al final de esto, millones de murciélagos

bunun sonunda ise milyonlarca yarasa

Deja que lo lleven hasta el final

çeksinler yahu sonuna kadar çeksinler

Al final, nos dieron monedas de plata.

Ama bize gümüş paralar verdiler.

Vuestra asistencia influirá en vuestra calificación final.

Katılımınız final derecenizi etkileyecektir.

Le dejamos a él la decisión final.

Son kararı ona bıraktık.

La habitación está al final del salón.

Oda salonun sonundadır.

Los dos equipos participan en la final.

İki takım final maçında karşı karşıya geldi.

Al final mi hermana mayor se casó.

Ablam sonunda evlendi.

No tienes que esperar hasta el final.

Sonuna kadar beklemek zorunda değilsin.

¿Hay un final feliz para esta historia?

Bu hikaye için bir mutlu son var mı?

Tengo tres exámenes a final de año.

Sene sonunda üç tane sınavım var.

Hemos dejado lo mejor para el final.

En iyisini sona sakladık.

Prefiero las novelas con un final feliz.

Mutlu sonu olan romanları tercih ederim.

Al final, ¿qué compraste el otro día?

Son olarak, son gün ne aldınız?

Vi una luz al final del túnel.

Tünelin bitiminde bir ışık gördüm.

Al final los dos se quedaron dormidos.

Sonunda ikisi de uykuya daldı.

Me gustan las historias con final triste.

- Hüzünlü sonları olan hikayeleri severim.
- Hüzünlü biten hikayeleri severim.

El héroe murió al final del libro.

Kahraman, kitabın sonunda öldü.

No conozco el final de la historia.

Hikayenin sonunu bilmiyorum.

No tienes que quedarte hasta el final.

Sonuna kadar kalmak zorunda değilsiniz.

El partido final no fue tan emocionante.

Final maçı çok heyecan verici değildi.

Pagamos nuestras facturas a final de mes.

Ayın sonunda faturalarımızı ödemeliyiz.

Al final, todo el mundo se muere.

Herkes sonunda ölür.

Al final, él se casó con ella.

Nihayet evlendi onunla.