Translation of "Usan" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Usan" in a sentence and their turkish translations:

Pero no usan anticonceptivos.

fakat kontrasepsiyon kullanmıyor.

Muchos niños los usan.

Bir sürü çocuk onları giymektedir.

Políticos que usan la religión

dini kullanan siyasetçiler

Todos los franceses usan boina.

Bütün Fransızlar bere takar.

¿Qué salsas usan los abjasios?

Abhazlar hangi sosları kullanır?

Algunas personas no usan pijamas.

Bazı insanlar pijama giymezler.

Estas niñas usan faldas blancas.

Bu kızlar beyaz gömlek kullanıyor.

Claramente, usan esta cueva de refugio.

Muhtemelen bu mağarayı sığınak olarak kullanıyorlar.

Porque no usan las redes sociales

Çünkü onlar sosyal medya kullanmıyorlar

Ellos no usan sillas ni mesas.

Onlar sandalye ya da masa kullanmazlar.

Los que usan esvásticas, capuchas y antorchas.

gamalı haç, kukuleta ve meşalelerle dolaşanları konuşmuyorum.

Lo usan para evitar sentir tanta sed.

eskiden kullandıkları bir yöntem.

Bueno, los que usan fez y mienten

iyi de başına fes takıp yalan söyleyenler

Las damas usan abanicos cuando hace calor.

Hava sıcakken bayanlar yelpaze kullanırlar.

Los cables se usan para trasmitir electricidad.

Kablolar elektrik iletmek için kullanılır.

A medida que usan una región del cerebro,

Bir beyin bölgesini kullandığınızda,

Esa es una táctica que usan muchos políticos.

Ve bu, birçok siyasetçinin de kullandığı bir taktik.

Los puentes flotantes se usan en pequeñas ciudades.

ponton köprüler küçük şehirlerde kullanılıyor,

Los semáforos se usan para regular el tráfico.

Trafik ışıkları trafiği düzenlemek için kullanılır.

¿Aún se usan las guillotinas en ciertos países?

Giyotin belirli ülkeler tarafından hâlâ kullanılıyor mu?

Usan este libro en la clase de español.

Onlar bu kitabı İspanyolca sınıfında kullanıyor.

Aunque se usan muchos tipos diferentes de lámparas LED,

Ve birçok farklı LED türü bulunmakta.

usan el celular mientras conducen y exceden la velocidad

araba sürerken mesaj yazıp hızlanmaları,

La ponen por debajo y la usan como serrucho.

Bunu altına koyup bir testere gibi kullanacaksınız.

De la cuenta de algunos maestros que usan zoom

Zoom kullanan bazı öğretmenlerin hesabından

Los policías de Nueva York usan uniformes azul oscuro.

New York City polisleri koyu mavi üniforma giyer.

Ya no se usan mucho las botellas de vidrio.

Cam şişeler artık çok kullanılmaz.

Los humanos son los únicos animales que usan ropa.

İnsanlar sadece elbise giyen hayvanlardır.

Escuché que muchas chicas usan bikinis en esa playa.

O sahilde çok sayıda kızın bikini giydiğini duyuyorum.

E incluso se usan cables de fibra óptica como estos

hatta yapay ışık kullanımını azaltmak amacıyla

Podemos tomar los ejercicios y técnicas que usan los astronautas

çalıştıkları için, astronotlar için kullandığımız egzersizleri

Pero usan un lenguaje sorprendentemente amable y se llevan bien.

Fakat şaşırtıcı ölçüde nazik bir dil kullanarak geçinmeyi başarıyorlar.

Y a veces usan su dedo para cepillarse los dientes.

hatta bazen dişlerini parmaklarıyla fırçalıyorlar.

En todo el mundo se usan autos fabricados en Japón.

Japonya'da yapılan arabalar tüm dünyada kullanılmaktadır.

Las personas que usan tenedores mayormente son de Europa, América del Norte y Sur; los que usan palillos son del este de Asia y los que usan sus dedos son de África, Medio Oriente, Indonesia e India.

Çatal kullanıcıları temel olarak Avrupa, Kuzey Amerika ve Latin Amerika'da; yemek çubuğu kullanıcıları Doğu Asya'da ve parmak kullanıcıları ise Afrika, Orta Doğu, Endonezya ve Hindistan'dadırlar.

Unas 50 000 personas usan el BSL como lenguaje de referencia.

50.000 den fazla insan BSL yani İngiliz işaret dilini ana dili olarak kullanıyor.

Pero algunos animales usan la noche a su favor. SELVA NOCTURNA

Öte yandan bazı hayvanlar geceyi avantaja çevirir. YAĞMUR ORMANLARINDA GECE

Los camellos se usan a menudo para viajar por el desierto.

Develer genellikle çölde seyahat etmek için kullanılır.

Los humanos son los vehículos que los genes usan para propagarse.

İnsanlar genlerin kendilerini yaymak için kullandığı araçlardır.

A Tom no le gustan las mujeres que usan demasiado maquillaje.

Tom çok makyaj yapan kadınları sevmez.

A Tom no le gustan las chicas que usan tacos altos.

Tom yüksek topuklu ayakkabı giyen kızları sevmez.

A Tom no le gustan las chicas que usan mucho maquillaje.

Tom çok makyaj yapan kızları sevmiyor.

Tom piensa que las mujeres de Estados Unidos usan mucho perfume.

Tom Amerika'daki kadınların çok parfüm sürdüklerini düşünüyor.

Las características en el reloj de pulsera que usan son más altas

Kullandıkları kol saatindeki özellikler daha yüksek

¿Por qué el 20 % de las parejas usan el condón como método anticonceptivo,

Neden doğum kontrolü için çiftlerin yüzde 20'si kondoma

Los murciélagos usan sensores de calor en la nariz para elegir el blanco.

Yarasalar, burunlarının etrafındaki ısı algılayıcılarla hedef belirler.

"Una luz roja es lo que usan para controlar el tráfico en la calle".

"Kırmızı ışık trafik olduğunda yoldan geçerken kullanılıyor." dedi.

Pero si usan nuestra línea de ayuda en el Reino Unido, también oirán risas.

Ama bizim İngiltere'deki yardım hattımıza gelirseniz, siz de gülüşmeler duyarsınız.

Chicos que no usan ningún otro programa para evitar crear una vulnerabilidad de seguridad

güvenlik açığı oluşturmamak için başka hiçbir program kullanmıyor adamlar

Los cestos que ellos usan para transportar la fruta están elaborados con tiras de caña.

Onların meyve taşımak için kullandıkları sepetler kamış şeritlerinden yapılır.

Algunos países usan números ordinales para contar milenios, mientras que otros los cuentan usando números cardinales.

Bazı ülkeler bin yıllık dönemi saymak için sıra numaralarını kullanırken, diğerleri asıl sayıları kullanarak sayarlar.

Pero si ambos usan mascaras para detener la propagación de algunas de esas gotas más grandes,

Ama eğer ikinizde damlacıkların yayılımını engellemek için maske takarsanız

Apuntándo a destruir las cabezas de puente que los otomanos usan para cruzar hacia Valaquia, el ejército

Osmanlıların Eflak'a geçmek için kullandığı köprüleri yok etmeyi amaçlayan Vlad'ın Ordusu,

Pero al intentar mostrar algo en un mapa del mundo, los cartógrafos rara vez usan el mercator.

Ancak, bir dünya haritasında bir şeyler göstermeye çalışırken kartograflar, Mercator'ı nadiren kullanıyorlar.

Los osos polares usan su gran fuerza para atravesar la superficie. Pero, al menos, dos tercios de las cacerías fracasan.

Kutup ayıları muazzam güçlerini kullanarak yüzeyde delik açabilir. Fakat avların en az üçte ikisi hüsranla sonuçlanır.

De hecho, para moverse a cualquier velocidad el oso polar usa el doble de la energía que usan los demás mamíferos.

Aslında, herhangi bir hızda hareket etmek için kutup ayısı, çoğu diğer memelilerden iki katı daha fazla enerji harcar.

Muchos animales usan la visión de los colores para encontrar fruta. Es hora de una última comida antes de que sea muy difícil ver.

Pek çok hayvan meyve bulmak için renkli görüşten faydalanır. Görmek iyice zorlaşmadan önce son kez yemek gerek.

Aunque los programadores utilizan a diario el punto y coma, actualmente la mayoría de las personas usan el punto y coma sólo para los emoticones.

Bilgisayar programcıları her gün noktalı virgül kullanmalarına rağmen, bugünlerde birçok insan noktalı virgülleri sadece duyguları göstermek için kullanmaktadır.

El ciempiés del bosque asiático puede ser malo, pero no es tan maligno. En la medicina china, usan su veneno para tratar ataques y lesiones de piel.

Asya orman kırkayağı zararlı olabilir, ama hepten kötü değildir. Zehri, Çin tıbbında nöbetleri ve cilt yaralarını iyileştirmek için kullanılır.