Translation of "Podríamos" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Podríamos" in a sentence and their turkish translations:

Podríamos leer.

Okuyabiliriz.

Podríamos caminar.

Yürüyebiliriz.

¿Podríamos hablar francés?

Fransızca konuşabilir miyiz?

Podríamos hacer una fogata,

Belki bir ateş yakabiliriz

Pensé que podríamos charlar.

Konuşabileceğimizi düşündüm.

Podríamos escribir un libro.

Bir kitap yazabiliriz.

¿cómo podríamos continuar como antes?

nasıl tıpkı eski biçimde yaşamaya devam ederdik ki?

De hecho, hasta podríamos decir

Hatta şunu da söyleyebiliriz,

Podríamos haber subestimado su capacidad.

- Onun yeteneklerini küçümsemiş olabiliriz.
- Onun yeteneğini hafife almış olabiliriz.

¿Podríamos cambiarlo para el lunes?

Onun yerine onu pazartesi günü yapabilir miyiz?

Nosotros quizás podríamos tener suerte.

Biz şanslı olabiliriz.

Sugiero que podríamos hacer eso.

Onu yapabileceğimizi belirtiyorum.

Mañana podríamos estar todos muertos.

Yarın hepiniz ölebilirsiniz.

Pensábamos que no podríamos detenerlo.

Onu durduramayacağımızı düşündük.

Podríamos no tener tanto tiempo.

Çok fazla zamanımız olmayabilir.

Y ¿podríamos digitalizar fundamentalmente la empatía

Global kronik hastalıklardaki eğilimlere ölçeklenebilir

¿Cómo podríamos empatizar con su dolor?

Onların acılarıyla empati kurmayı seçemez miyiz?

Queríamos ver qué tal podríamos hacerlo.

Başarabileceklerimizi görmek istedik.

¿Podríamos hacer que la gente dijera,

İnsanlara şunu dedirtebilir miyiz:

Pensé que podríamos hacer esto juntos.

Bunu birlikte yapabileceğimizi düşündüm.

Pensé que podríamos juntarnos más tarde.

Daha sonra buluşabileceğimizi düşündüm.

Creo que podríamos ser buenos amigos.

Sanırım iyi arkadaşlar olabiliriz.

- Es posible que muramos.
- Podríamos morir.

Ölebiliriz.

Podríamos estudiar francés el próximo año.

Önümüzdeki yıl fransızca çalışabiliriz.

Por suerte, podríamos no tener que hacerlo.

Neyse ki belki de bunu yapmak zorunda değiliz.

¿Podríamos tener traducción instantánea para los jóvenes,

Dünyanın herhangi bir yerinde gençlerin kendi dilerinde

Los que podríamos llamar "los presos políticos"

"Siyasi tutuklular" diyebileceğin bizler

Podríamos construir grandes máquinas, llamadas árboles artificiales,

Havadaki karbondioksiti kazıyacak büyük makineler

Pero podríamos haber escuchado sobre eso entonces

bizim ise anca o zaman haberimiz olabildi

No podríamos ir un paso más allá

biz bir adım bile ilerleyemedik

En ese momento, incluso podríamos ir solos

Bizde o dönemde ise tek başına bile gidebiliyordu

Si no hubiera agua, no podríamos vivir.

Su olmasaydı, yaşayamazdık.

Podríamos verte a las dos y media.

Seni 2.30'da karşılayabiliriz.

- Podemos intentarlo.
- Creo que podemos.
- Podríamos hacerlo.

Deneyebiliriz.

Si no hubiera sol, no podríamos vivir.

Güneş olmasa yaşayamayız.

- A lo mejor nos podríamos juntar alguna vez y almorzar.
- Tal vez podríamos juntarnos alguna vez y almorzar.

Belki bir ara buluşabiliriz ve öğle yemeği yiyebiliriz.

Porque sin eso, podríamos no estar hoy aquí.

o olmasaydı şu an burada olmayabilirdik.

Y nos mostró mundos que podríamos haber perdido.

ve kaçırmış olabileceğimiz dünyaları bize gösterdiğini hatırlayın.

Y pensamos que podríamos acompañarlos en el stream.

ve düşündük de bir canlı yayın sırasında aranıza katılalım dedik.

Quise saber cómo podríamos alcanzar nuestro potencial ilimitado

Sınırsız potansiyelimize nasıl erişebileceğimizi bilmek istedim.

Podríamos salir juntos como hicimos el año pasado.

Geçen yıl yaptığımız gibi birlikte dışarı çıkabiliriz.

Marte es un lugar prometedor donde podríamos vivir.

Mars yaşayabileceğimiz geleceği parlak bir yer.

¿Podríamos volar a la luna si tuviéramos alas?

Kanatlarımız olsaydı, aya uçabilir miydik?

Pensé que podríamos salir por algo de comer.

Ben dışarı çıkabileceğimizi ve yiyecek bir şey alabileceğimizi düşündüm.

Pensé que podríamos quedarnos aquí el día entero.

Bütün gün burada kalabileceğimizi düşündüm.

Pensé que podríamos ir caminando a casa hoy.

Bugün eve yürüyebileceğimizi düşündüm.

Hemos visto lo que pensamos que no podríamos.

Görülebilir olmadığını düşündüğümüz şeyleri gördük.

Podríamos fingir como si no hubiera pasado nada.

Bu asla olmamış gibi yapabilirdik.

Me pregunté cómo podríamos hacer lo correcto como nación.

nasıl tekrar ulus olarak doğruyu başarabileceğimizi merak ettim.

Comencé a preguntarme cómo podríamos cambiar nuestras reuniones cotidianas

Ben de düşünmeye başladım, nasıl yapsak da günlük toplantılarımızda

Podríamos obtener una ganancia potencial de USD 4 billones.

4 trilyon dolarlık bir değer ortaya çıkarmış oluruz.

Si no fuera por el agua, no podríamos vivir.

Su olmasaydı, yaşayamazdık.

También podríamos quedarnos aquí hasta que el tiempo mejore.

Hava düzelene kadar burada kalabilirsiniz.

Sin el Sol, no podríamos vivir en la Tierra.

Güneş olmasaydı, dünyada yaşayamazdık.

Podríamos aprender nuestras viejas guerras de fuentes chinas y rusas

eski savaşlarımızı Çin ve Rus kaynaklarından öğrenebiliyorduk

Sin tu ayuda, no podríamos llevar a cabo nuestro plan.

Yardımın olmadan planımızı uygulayamayacağız.

Juzgando por el aspecto del cielo, mañana podríamos tener nieve.

Gökyüzünün görünüşüne bakılırsa yarın kar yağabilir.

Es triste saber que nosotros podríamos morir en cualquier momento.

Bizim her an ölebilir olduğumuzu bilmek üzücü.

Podríamos llegar a tiempo si camináramos un poco más rápido.

Biraz daha hızlı yürürsek onu zamanında yapabiliriz.

Sé una cosa que podríamos hacer que puede ser divertida.

Ona yapabileceğimiz bir şeyin eğlenceli olabileceğini biliyorum.

Supongo que podríamos tratar de encontrar a Tom nosotros mismos.

Sanırım Tom'u kendimiz bulmaya çalışabiliriz.

- Podríamos aprender mucho el uno del otro.
- Podríamos aprender mucho la una de la otra.
- Podemos aprender mucho los unos de los otros.

Birbirimizden birçok şey öğrenebiliriz.

Podríamos pensarlo de este modo; no solo se trata de finanzas:

Yani, şöyle düşünebilirsin -- ki sadece finansta da değil:

Tenemos más manzanas de las que podríamos comer en un día.

Bir günde yiyebileceğimizden daha fazla elmamız var.

Y una vez la pastilla está impresa, podríamos añadirle algo de parafernalia.

İlacı bastığımızda, biraz eğlenceli ayrıntı ekleyebiliriz.

Si no fuera por el aire, no podríamos vivir en la Tierra.

- Eğer hava olmasa dünyada yaşayamayız.
- Hava olmasaydı dünyada yaşayamazdık.

No necesitamos ningún voluntario más, pero podríamos utilizar un poco más de dinero.

Bizim daha fazla gönüllüye ihtiyacımız yok ama biz biraz daha fazla para kullanabiliriz.

No hablemos mal de la gente del campo. Sin ellos, nosotros no podríamos vivir en París.

Kırsaldan gelen insanlar hakkında kötü konuşmayalım. Onlar olmadan Paris'te yaşayamadık.

Miren, podríamos refugiarnos bajo estas rocas. Y es todo lo que necesitan, algo de sombra para protegerse del sol.

Bakın, şu çıkıntı yapan kayalığın altına sığınabiliriz. İhtiyacınız olan bu, sadece güneşten kaçıp gölgeye girmek.