Examples of using "Caminar" in a sentence and their turkish translations:
Yürümeyi tercih ederim.
Yürü!
Yürümeyi tercih ederim.
Yürüyebiliriz.
Yürüyebiliyordum.
Bebeğin yürüyebilir.
Hani yürüyemiyorum
O yürüyecek.
Yürüyemiyorum.
Güçlükle yürüyebiliyorum.
Yürüyemiyordum.
Tom yürüyebiliyor.
Yürümeyi seviyorum.
Bebek yürüyebiliyor.
O artık yürüyemiyor.
Yalnız yürümeyi seviyorum.
Gerçekten yürümek istiyor musun?
- Çıplak ayakla yürümeyi sever misin?
- Yalın ayak yürümeyi sever misin?
Sanırım yürümeyi tercih ederim.
Yürüyüş için dışarı çıkabilir miyim?
Bebeğim yürüyebiliyor.
- Ben daha ileri yürüyemem.
- Ben daha fazla yürüyemem.
Biz yürüyeceğiz.
Yavaş yavaş yürümek zorundayım.
Tom zar zor yürüyebiliyor.
Yürümekten hoşlanmam.
O bebek nasıl yürüneceğini bilir.
O yalnız yürümekten hoşlanır.
- Yürüyüşe itirazım yok.
- Yürümek umurumda değili
Tom güçlükle yürüyebiliyordu.
Artık yardım olmadan yürüyemiyordu.
Daha uzağa yürüyemem.
Yorgundu fakat yürümeye karar verdi.
Gece gündüz yürüyebilirim.
Ayaklarımızı yürümek için kullanırız.
Yürüyemeyecek kadar çok yorgunum.
Eve yürümek istemiyorum.
Yürüyüş mükemmel bir egzersizdir.
- Ne kadar hızlı yürüyebilirsin?
- Ne kadar hızlı yürüyebilirsiniz?
Canım yürümek istemiyor.
O, yürüyüş yapmaya çok düşkün.
Yürümek en iyi egzersizdir.
Bu işaret "yürüme" anlamına gelir.
Orada kolayca yürüyebiliriz.
Yalnız başına yürüyüşe çıkmaktan hoşlanır.
Erkek kıvırcık temkinli davranmalı.
çalışmayı ve uzayda yürümeyi öğrendi .
Bebekler yürümeden önce emeklerler.
Sarhoş adam düz yürüyemiyordu.
Baba, artık yürüyemiyorum. Beni taşı.
Bir gün yürüyebileceksin.
- Yürüyüş yapmayı severim.
- Ben yürümeyi severim.
- Yürümeyi severim.
Büyükbabam yürüyüşü sever.
- Yürüyebiliyor musunuz?
- Yürüyebilir misin?
- Yürüyebilir misiniz?
Koşmadan önce yürümeyi öğren.
Yaralı asker güçlükle yürüyebiliyordu.
- Bu ayakkabılarla yürüyemem.
- Bu pabuçlarla yürüyemem.
O benimle yürümekten hoşlanır.
Doğada yürümekten hoşlanırım.
Biz yürümeye başladık.
Tom her sabah yürüyüşe gider.
Canım yürüyüş için dışarı çıkmak istiyor.
Bisiklete binmeyi yürümeye tercih ederim.
Yürümektense bir taksiye binmeyi tercih ederim.
Tom tek başına yürüyüş yapmayı sever.
Bu hastaların yürüme sorunu var.
Yalnız başına yürümeyi tercih ederim.
Yürümek için ideal bir gündü.
Nehir boyunca yürümeyi seviyorum.
Ben dağlarda yürümekten hoşlanırım.
Hemşire onun yürümeyi denemesini tavsiye etti.
Yağmur durduğunda yürüyüşe çıkarız.
Bir otobüs beklemektense yürümeyi tercih ederim.
Özellikle sabahları yürümeyi severim.
Uzun mesafeleri yürümeye alışkın değilim.
Yağmurda yürümek beni rahatsız etmez.
Her gün yürümeye alışkınım.
Taksi olmadığı için, yürümek zorunda kaldım.
Yürümektense bir taksiye binmeyi tercih ederim.
O kadar yorgunum ki güçlükle yürüyebiliyorum.
Canım çok hızlı yürümek istemiyor.
Ben uzun mesafeler yürümeye alışkın değilim.
Bazen yürümekten kendimi yorgun hissediyorum.
Tom arabadan inmek ve yürümek istedi.
O, kahvaltıdan önce bir yürüyüş yaptı.