Translation of "Fogata" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Fogata" in a sentence and their turkish translations:

Podríamos hacer una fogata,

Belki bir ateş yakabiliriz

La fogata sigue encendida.

Kamp ateşi hâlâ yanıyor.

Número uno: hacer una fogata.

Birinci önceliğimiz, ateş.

Esta fogata hace una gran diferencia.

Bu ateş büyük bir fark yaratıyor.

Los juegos son como una fogata compartida.

Oyunlar, kamp ateşi gibidir.

Tom está sentado junto a la fogata.

Tom kamp ateşine yakın oturuyor.

No fue Tom quien prendió la fogata.

Kamp ateşini yakan Tom değildi.

Hacía frío, así que prendimos una fogata.

Hava soğuktu, bu yüzden ateş yaktık.

Ellas se reunieron alrededor de la fogata.

Onlar kamp ateşi etrafında toplandılar.

Oigo el helicóptero. Debemos ir hacia la fogata.

Helikopteri duyabiliyorum. İşaret ateşine ulaşmamız gerek.

Pero creo que podemos ahuyentarlos si hacemos una fogata.

Ama sanırım büyük bir ateş yakarsak onu caydrıcı olarak kullanabiliriz.

Pero creo que podemos ahuyentarlo si hacemos una fogata.

Ama büyük bir ateş yakarsak bunu caydırıcı olarak kullanabiliriz.

¿O voy a detenerme y a hacer una fogata?

Yoksa durup ateş mi yakayım?

Los niños están cantando en torno a la fogata.

Çocuklar kamp ateşi etrafında şarkı söylüyorlar.

Bien, ¿opinan que debemos parar e intentar hacer una fogata?

Pekâlâ, durup ateş yakmayı denememizi istediniz demek?

Siempre es bueno hacer una fogata. Ahuyenta a los depredadores.

Ateş yakmak her zaman iyidir. Avcıları uzak tutar.

Este es un momento para reunirnos en torno a una fogata virtual,

Şimdi; takımınızla, ailenizle, sevdiklerinizle,

Siempre es bueno hacer una fogata, va a ahuyentar a los depredadores.

Ateş yakmak her zaman güzeldir, avcıları bizden uzak tutar.

Halloween fue traída a Norteamérica por inmigrantes de Europa que celebraban la cosecha alrededor de una fogata, compartían historias de fantasmas, cantaban, y se adivinaban la fortuna.

Cadılar Bayramı Kuzey Amerika'ya, bir şenlik ateşi etrafında hasadı kutlayan, birbirlerine hayalet hikayeleri anlatan, şarkı söyleyen ve fal bakan Avrupalı göçmenler tarafından getirilmiştir.