Translation of "Pensé" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Pensé" in a sentence and their turkish translations:

Y pensé:

Aklıma bir fikir geldi:

- Pensé que estabas dormida.
- Pensé que estaban dormidas.

Uyuduğunu düşünüyordum.

Así que pensé:

Böylece düşünmeye başladım:

Y entonces pensé:

Şöyle düşündüm ben de,

Pensé: "Qué problema.

"Bu ciddi bir sorun." diye düşündüm.

Pensé que llorarías.

Ağlayacağınızı düşündüm.

- Pensé que teníamos un acuerdo.
- Pensé que teníamos un trato.

Anlaşmamız var sanıyordum.

- Simplemente pensé que estabas feliz.
- Simplemente pensé que eras feliz.

Mutlusun sanıyordum.

- Yo pensé que era cierto.
- Yo pensé que era verdad.

- Ben onun doğru olduğunu düşündüm.
- Ben bunun gerçek olduğunu zannediyordum.

- Pensé que querrías algo de tomar.
- Pensé que querría algo de tomar.
- Pensé que querríais algo de tomar.
- Pensé que querrías algo de beber.
- Pensé que querría algo de beber.
- Pensé que querríais algo de beber.

İçecek bir şey isteyebileceğini düşündüm.

Y pensé: "¿Y él?

ve "Peki ya o?" diye düşünüyorum.

Pensé que actuaría altruistamente,

Çok fedakâr olduğumu düşünürdüm

Y pensé sobre eso,

Bunun hakkında düşündüm.

Pensé que eras inteligente".

Zeki olduğunu sanıyordum." dedik.

Pensé: "Cielos, ¿qué pasa?".

"Tanrım, neler oluyor?"

Pensé que no vendrías.

- Senin gelmeyeceğini düşündüm.
- Gelmeyeceğini düşünmüştüm.

Pensé que querías verme.

Beni görmek istediğini düşündüm.

Pensé que vendría solo.

Onun yalnız geleceğini düşündüm.

Pensé que eras feliz.

Senin mutlu olduğunu düşündüm.

Pensé que fue graciosísimo.

Onun neşeli olduğunu düşündüm.

Pensé que estaba bromeando.

Şaka yaptığını düşündüm.

Pensé que Tom entendería.

Tom'un anlayacağını düşündüm.

Pensé que Tom recordaría.

Tom hatırlar diye sandım.

Pensé que te sorprendería.

Seni şaşırtacağımı düşündüm.

Pensé que estaba alucinando.

Halüsinasyon gördüğümü sandım.

Pensé que podríamos charlar.

Konuşabileceğimizi düşündüm.

Pensé que podrías ayudarme.

Bana yardım edebileceğini düşündüm.

Pensé que podrías ayudar

Yardım edebileceğini düşündüm.

Pensé que habías entendido.

Anladığını sanıyordum.

Pensé que querías esto.

Bunu istediğini düşündüm.

Pensé que querías esperar.

- Beklemek istediğini düşündüm.
- Beklemek istediğinizi düşündüm.

Pensé que eras canadiense.

Senin Kanadalı olduğunu düşündüm.

Pensé que habías terminado.

Hazır olduğunu düşündüm.

Pensé que tenías hambre.

Aç olduğunu düşündüm.

Pensé que estabas lesionado.

Yaralandığını düşündüm.

Pensé que eras otro.

Senin başka biri olduğunu düşündüm.

Pensé que le interesaría.

Bununla ilgileneceğini düşündüm.

Pensé que querrías ayudarme.

Bana yardım etmek isteyeceğini düşündüm.

Pensé que querrías esto.

Bunu isteyebileceğini düşündüm.

Pensé que desayunaríamos juntos.

Beraber kahvaltı yaparız diye düşünmüştüm.

Pensé que te gustaba.

Ondan hoşlandığını düşünüyordum.

Pensé que eras profesor.

Öğretmen olduğunu sanıyordum.

Pensé que me entendías.

Beni anladığını sanıyordum.

Pensé que sonaba bien.

Bunun iyi göründüğünü düşündüm.

Pensé que éramos amigos.

Arkadaş olduğumuzu düşünüyordum.

Pensé que me amabas.

Beni sevdiğini düşünüyordum.

Pensé que era Tom.

Ben onun Tom olduğunu düşündüm.

Pensé que estarías aquí.

Burada olacağını düşündüm.

No pensé en eso.

Bunu düşünmedim.

Pensé que era lunes.

Pazartesi olduğunu düşünüyordum.

Pensé que era lindo.

Onun sevimli olduğunu düşünüyordum.

Pensé que era invencible.

Ben yenilmez olduğumu düşündüm.

Pensé que estabas bromeando.

Ben senin dalga geçtiğini düşündüm.

- Pensé que se pondría más fácil.
- Pensé que haría más fácil.

Daha kolay olacağını düşündüm.

- Es tal como yo lo pensé.
- Era tal como yo pensé.

O tam düşündüğüm gibiydi.

- Pensé que a lo mejor querrías saber.
- Pensé que tal vez quisieran saber.
- Pensé que quizás quisieras saber.

Senin bilmek isteyebileceğini düşünmüştüm.

- Pensé que estabas en el gimnasio.
- Pensé que estaban en el gimnasio.

Ben senin spor salonunda olduğunu düşündüm.

- Al comienzo, pensé que estaba enfermo.
- Al comienzo, pensé que estaba enferma.

Önce hasta olduğumu düşündüm.

Pensé que era como Flipper.

Yüzgeç gibiydi.

Pensé que al donar dinero,

Para bağışlarsam bu problemi çözebilirim

Ingenuamente, pensé que podía elegir.

Tabii çocukluk saflığımla birinden birini seçeceğimi zannettim.

Entonces pensé sobre muchas cosas,

Bir sürü şey hakkında düşündüm.

Pensé que él no vendría.

Ben onun gelmeyeceğini düşündüm.

Nunca pensé que me aceptarían.

Beni kabul edeceklerini asla düşünmemiştim.

Pensé que él estaba aquí.

Onun burada olduğunu düşündüm.

No pensé que sería tanto.

O kadar çok olacağını düşünmedim.

Nunca pensé eso de ti.

Onu senin hakkında hiç düşünmedim.

Pensé que él vendría pronto.

Onun yakında geleceğini sandım.

Pensé en cambiar de trabajo.

İşimi değiştirmeyi düşündüm.

Pensé que él había muerto.

Onun öldüğünü düşündüm.

Pensé que él era inocente.

Onun masum olduğunu düşündüm.

Pensé que eras mi amigo.

Senin benim arkadaşım olduğunu düşündüm.

Pensé que él estaba enfermo.

Ben onun hasta olduğunu düşündüm.

Pensé que iba a morir.

Öleceğimi düşündüm.

Pensé que Tom querría saber.

Tom'un bilmek isteyeceğini düşündüm.

Pensé que Tom querría ayudarme.

Tom'un bana yardım etmek isteyeceğini düşündüm.

Pensé que Tom querría este.

Tom'un bunu isteyeceğini düşündüm.

Pensé que Tom intentaría ayudarnos.

Tom'un bize yardım etmeye çalışacağını sanıyordum.

Pensé que Tom se aparecería.

Tom'un ortaya çıkacağını düşündüm.

Pensé que Tom diría eso.

Tom'un onu söyleyeceğini düşündüm.

Pensé que Tom diría hola.

Tom'un merhaba diyeceğini sandım.

Pensé que Tom nunca aparecería.

Tom'un hiç gelmeyeceğini düşündüm.

Pensé que Tom prepararía desayuno.

Tom'un kahvaltı hazırlayacağını düşündüm.

Pensé que Tom estaría agradecido.

Tom'un minnettar olacağını sanıyordum.

Pensé que Tom preguntaría eso.

Tom'un onu soracağını düşündüm.

Pensé que nos divertiríamos juntos.

Birlikte eğleneceğimizi düşündüm.

Pensé que jamás oiría eso.

Onu asla duymayacağımı düşündüm.

Pensé que siempre estaría solo.

Her zaman yalnız olacağımı düşündüm.

Pensé que Tom había cambiado.

Tom'un değiştiğini düşündüm.

Pensé que teníamos más tiempo.

Daha fazla zamanımız olduğunu düşündüm.

Pensé que teníamos un trato.

Bir anlaşmamız olduğunu düşündüm.

Pensé en lo que dijiste.

Söylediğin hakkında düşündüm.

Pensé que podría encontrarte acá.

Seni burada bulabileceğimi düşündüm.

Pensé que podría ser útil.

Bunun yararlı olabileceğini düşündüm.

Pensé que era una broma.

Ben bunun bir şaka olduğunu düşündüm.

Pensé que Tom necesitaba ayuda.

Tom'un yardıma ihtiyaç duyduğunu sanıyordum.

Pensé que Tom era veterinario.

Tom'un bir veteriner olduğunu sandım.