Translation of "Planeo" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Planeo" in a sentence and their turkish translations:

Planeo ir allá.

Ben oraya gitmeyi planlıyorum.

- Planeo vivir cien años.
- Planeo llegar hasta los cien años.

Yüz yaşına kadar yaşamayı planlıyorum.

Planeo almorzar con él.

Onunla öğle yemeği yemeği planlıyorum.

Esta noche planeo estudiar.

Bu akşam çalışmayı planlıyorum.

Planeo emigrar a Australia.

Avustralya'ya göç etmeyi planlıyorum.

Planeo quedarme en la ciudad.

Şehirde kalmayı planlıyorum.

Planeo quedarme aquí tres días.

Üç gün burada kalmayı planlıyorum.

Planeo quedarme allí una semana.

Orada bir hafta kalmayı planlıyorum.

Planeo vivir en la ciudad.

Bu kentte yaşamayı planlıyorum.

Planeo trabajar en un burdel.

Bir genelevde çalışmayı planlıyorum.

Planeo estar ahí en persona.

Şahsen orada olmayı planlıyorum.

Planeo escribirle una carta a Judy.

Judy'ye bir mektup yazmayı planlıyorum.

Planeo ir a Europa en verano.

Yazın Avrupa'ya gitmeyi planlıyorum.

Yo planeo no beber nunca más.

Bir daha asla içki içmemeyi planlıyorum.

- Pienso ir allí.
- Planeo ir allá.

Ben oraya gitmeyi planlıyorum.

- Planeo terminar eso en dos o tres minutos.
- Planeo terminarlo en dos o tres minutos.

İki ya da üç dakika içerisinde onu bitirmeyi planlıyorum.

No planeo ser camarero toda mi vida.

Bütün hayatım boyunca garson olmayı planlamam.

Planeo pasar todo el día con Tom.

Bütün günü Tom'la geçirmeyi planlıyorum.

Planeo contratar a alguien que pueda hablar inglés.

Ben, İngilizce konuşabilen birini işe almayı düşünüyorum.

Planeo ir a Europa la semana que viene.

Gelecek hafta Avrupa'ya hareket etmeyi planlıyorum.

Planeo conseguir un empleo tan pronto como pueda.

Elimden geldiğince kısa sürede bir iş bulmayı düşünüyorum.

Mañana planeo llamar a Tom y pedirle que ayude.

Yarın Tom'la telefonda konuşmayı ve ondan yardım istemeyi planlıyorum.

Planeo dejar Boston tan pronto como me sea posible.

Elimden geldiğince kısa sürede Boston'dan ayrılmayı düşünüyorum.

Planeo ir en bibicleta por Shikoku el año que viene.

Gelecek yıl Shikoku çevresinde bisiklet sürmeyi planlıyorum.

Quiero coger un buen sitio, así que planeo llegar pronto.

İyi bir koltuk almak istiyorum bu yüzden erken gelmeyi planlıyorum.

Estoy estudiando inglés porque planeo ir a los Estados Unidos.

Amerika Birleşik Devletlerine gitmeyi planladığım için İngilizce okuyorum.

Planeo comprar un auto nuevo tan pronto pueda costearme uno.

Almaya gücüm yeter yetmez yeni bir araba almayı planlıyorum.

No quiero hacer lo que planeo hacer, pero no tengo alternativa.

Yapmayı planladığım şeyi yapmak istemiyorum ama başka seçeneğim yok.

Planeo hacer un año sabático antes de ir a la universidad.

Ben üniversiteye gitmeden önce bir yıl ara vermeyi planlıyorum.

Yo planeo viajar alrededor del mundo tan pronto como pueda costearlo.

Gücüm yeter yetmez dünya seyahati yapmayı planlıyorum.

Hoy planeo hablar sobre la importancia de los deportes en la sociedad moderna.

Bugün, modern toplumda sporun öneminden bahsetmeyi planlıyorum.

- Planeo ir a Europa la semana que viene.
- Tengo idea de viajar a Europa la semana que viene.

Gelecek hafta Avrupa'ya hareket etmeyi planlıyorum.