Examples of using "Vivir" in a sentence and their turkish translations:
Ben yaşamak istiyorum.
- Yaşamaya çalışıyorum.
- Maçı idare ediyoruz.
Yaşamama izin ver.
Orada yaşardım.
Burada yaşamayı seviyor musun?
Burada yaşamayı seviyorum.
Almanya'da yaşamak istiyor musun?
Yalnız yaşamak istemiyorum.
Burada yaşamak istemiyorum.
Yaşamak için yemelisin.Yemek için yaşamamalısın.
O burada yaşardı.
Tom yaşamak istiyordu.
Yaşamak istemiyorum.
Tom yaşamak istiyor.
Benimle birlikte yaşayabilirsin.
O, yaşamı için çalışıyor.
Yaşamak tehlikelidir.
Yalnız yaşamaktan nefret ediyorum.
Ben yalnız yaşamayı tercih ederim.
Yaşamayı hak etmiyorum.
Burada yaşamak istiyorum.
Yaşamak savaşmak demektir.
Nerede yaşamak istersin?
Ben yaşamak için yerim.
Ben rahat biçimde yaşamak istiyorum.
Fransa'da yaşamak isterdim.
- Yalnız yaşamaya alışkınım.
- Tek başıma yaşamaya alışığım.
Basit yaşamalıyız, böylece diğerleri de basit yaşayabilir.
Havasız yaşamak imkansızdır.
Yalnız yaşamaya alışkınım.
Sensiz yaşayamam.
Yaşamak için bir nedenim yok.
Yaşamak için fazla aptalsın.
- Televizyon olmadan yaşayamam.
- Televizyonsuz yaşayamam.
Kırsalda yaşamayı şehirde yaşamaya tercih ediyorum.
ya da yaşanacak yerler.
Umarım çok uzun yaşarım.
O yaşamamalı.
Yaşa ve yaşat.
Tek başıma yaşamaya başladım.
Tek yaşamaya katlanamam.
Böyle yaşamak hoşuna gidiyor mu?
Yaşamaktan bıktın mı?
Ben Curaçao'da yaşamak istiyorum.
Avustralya'da yaşamak istiyorum.
Böyle yaşayamayız.
Boston'da yaşamak istiyorum.
Amerika'da yaşamak istiyorum.
Seninle yaşamaktan hoşlanıyorum.
İtalya'da yaşamak istiyorum.
Nerede yaşamak istersiniz?
Ebediyen yaşamak istiyorum.
Sizce yaşayabilecek miyim?
Burada yaşamak istemiyorum.
Nerede yaşayacaksın?
Ben o tür bir hayat yaşayamam.
Tek başıma yaşamak istemiyorum.
Ben Katar'da yaşıyordum.
Yaşamak kolay değildir.
- Tek yaşamaya katlanamam.
- Yalnız yaşamaya dayanamıyorum.
Susuz yaşayabilirim.
Boston'da yaşamak ister misin?
Seninle yaşamak istemiyorum.
Ben Brezilya'da yaşamak istiyorum.
Ben onunla yaşayabilirim.
Biz yaşamak için yeriz.
Bu olmadan yapabilirim.
Bizim yaşamak için yemek yememiz gerekir.
Hava olmadan yaşayamayız.
Elinden geldiği sürece yaşamak istiyor.
insanlar çalışmak için yaşayacaklarına,yaşamak için çalışıyorlar.
Susuz yaşayamazsın.
Susuz yaşamak imkansızdır.
Ben o tür bir hayat yaşayamam.
Şehirde yaşamak kırsalda yaşamaktan oldukça farklıdır.
Artık Boston'da yaşamak istemiyorum.
Tek başımıza yaşayamayız.