Translation of "Miraban" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Miraban" in a sentence and their turkish translations:

Y miraban a sus portátiles.

ve bilgisayarlarına bakmalarını izledim.

Ellos me miraban en silencio.

Onlar sessizce beni izlediler.

Ellos tan solo me miraban fijamente.

sadece durup bana baktılar.

Casi siempre miraban a Adam Sandler.

neredeyse hep Adam Sandler'dır.

Pero, de hecho, al analizar lo que miraban

Ama ne izlediklerine bakarsanız,

Y me miraban como si sus manos estuviesen atadas,

Elimiz bağlı, yapacak bir şeyimiz yok der gibi yüzüme bakıyorlar

Algunas personas miraban series de televisión todas las noches.

Bazı insanlar her akşam televizyon dizilerini izlediler.

Tom y María se miraban el uno al otro.

Tom ve Mary birbirlerine bakıyorlardı.

Tom se preguntaba por qué todos lo miraban fijamente.

Tom niçin herkesin ona baktığını merak ediyordu.

Me preguntaba por qué las personas me miraban fijamente.

İnsanların neden bana baktıklarını merak ettim.

Tom y Mary comían pochoclo mientras miraban la película.

Tom ve Mary filmi izlerken patlamış mısır yediler.

Alguien a quien miraban y consideraban demasiada morena, demasiada gorda,

Bakıp da çok kahve tenli, çok şişman,

Los turistas extranjeros iban sentados en el bus y miraban por la ventana.

Yabancı turistler otobüse oturup pencereden dışarı baktılar.