Examples of using "Adam" in a sentence and their turkish translations:
ve Adam Neely
Adam Smith haklıydı.
neredeyse hep Adam Sandler'dır.
Saatini kırdığımda Adam bana çok öfkelendi.
Adam: Bu doğuşkan tonları her yerde duyuyorsunuz.
sonra da Adam Sandler'ı oylar; "To Do-Over"a 3 yıldız verirler.
Adam: Teknik jargonumsu kısımlarına gireyim mi?
Adam: Herhangi bir şey duyduğumuz vakit, mesela insanların şarkı söylemesini...
Adam uyuşturucu bulundurmaktan hapiste 3 yıl geçirdi.
Adam: Kayıtta duyduğunuz gibi, Tommy Flanagan, akorlar değiştikçe
Adam: Beşli kulaklarımızın hoşuna giden bir ses.
Adam zayıf bir kimse. Köpeğimi bile kaldıramadı.
Adam: İnsanların müzik çaldığını duyduğumuzda, bu diğer notaları duyuyoruz;
Adam: Bu doğuşkanlar biraz bilinçaltı tonlar gibi; esas notanın yanında duyduklarınız.
Adam: Do majör anahtarında örneğin, Sol akoru Do'ya çözümleniyor.