Examples of using "Encantaba" in a sentence and their turkish translations:
Sen şiiri severdin.
Onlar onu seviyordu.
Ben yüzmeyi sevdiğini sanıyordum.
Çocukken okumayı severdim.
Büyük babam okumaktan hoşlanırdı.
Çocukken ağaçlara tırmanmayı severdim.
Ben plaja gitmeyi severdim.
O günlerde, dama oynamayı severdim.
O, gülmeyi ve hayattan zevk almayı severdi.
Çocukken ağaçlara tırmanmayı çok severdi.
fakat tanıdığım herkes, hayvan yemeyi de seviyordu.
Perth'te yaşıyor ve kaykay yapmayı seviyordu.
Kedi yavrusu yuvarlanan sikkeleri kovalamayı severdi.
Çocuklar çilekli dondurma sevdiklerini söylediler.
Tom Mary'nin yeni elbisesinin rengini sevdi.
Bir çocukken dedemin bahçesinde şeftali toplamayı severdim.
babamla televizyonda boks maçları izlemeyi severdim.
John için çalışmayı sevsem de politikada başarılı olamadım.
Roger Miller radyoda dinlediği müziği sevdiği için şarkılar yazmaya başladı.
Küçükken topacım vardı. Çevirip durana kadar izlemeyi severdim.
Kadınlar onu seviyordu.