Translation of "Trepar" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Trepar" in a sentence and their turkish translations:

Tendremos que trepar un largo trecho.

Bu halat tırmanmak için oldukça uzun.

¿Qué opinan? ¿Trepar por la cadena?

Ne düşünüyorsunuz? Zincire mi tırmanalım?

De niña me encantaba trepar árboles.

Çocukken ağaçlara tırmanmayı severdim.

¿Debería trepar el acantilado o debería costearlo?

Kayalıklara mı tırmanayım, kıyıdan mı dolaşayım?

Para los monos es sencillo trepar árboles.

Bir maymun için ağaca tırmanmak kolay bir şeydir.

Los osos pueden trepar a los árboles.

Ayılar ağaçlara tırmanabilir.

No sé cuán fácil será trepar para salir.

Geri tırmanmanın, o kadar da kolay olacağını sanmıyorum.

- ¿Puedes subir al árbol?
- ¿Puedes trepar al árbol?

Ağaca tırmanabilir misin?

De niño le encantaba trepar a los árboles.

Çocukken ağaçlara tırmanmayı çok severdi.

Luego atamos la Paracord a la cuerda de trepar.

Sonra paraşüt ipini tırmanış halatına bağlıyoruz.

A los niños les gusta trepar a los árboles.

Çocuklar ağaçlara tırmanmayı severler.

Pero podría ser peligroso intentar trepar un árbol tan alto.

Ama bu denli yüksek bir ağaca tırmanmayı denemek çok tehlikeli olabilir.

Hallé una enorme reja de metal que intenté trepar y cruzar,

Büyük bir metal kapı buldum, tırmanıp atlamaya çalıştım,

Pero las patas cortas no pueden trepar paredes altas ni cruzar caminos concurridos.

Fakat kısa bacaklarla uzun duvarlara tırmanılmaz. Yoğun sokaklardan da geçilmez.

- Para los monos es sencillo trepar árboles.
- Para un mono es fácil subirse a un árbol.

Bir maymun için ağaca tırmanmak kolay bir şeydir.

Puedo intentar trepar la cuerda o intentar escalar por las rocas que hay en la entrada de la cueva.

Ya buna tırmanmaya çalışacağım ya da mağaranın ağzından kaya tırmanışı yapacağım.