Translation of "Aquellos" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Aquellos" in a sentence and their turkish translations:

- Me acuerdo de aquellos tiempos.
- Recuerdo aquellos tiempos.

Ben o zamanları hatırlıyorum.

¡Qué tiempos aquellos!

Onlar iyi zamanlardı!

Aquellos libros son suyos.

Şu kitaplar onların.

En Egipto, desde aquellos tiempos

Mısır'da bu başlangıçlardan sonra,

Aquellos que sobrevivieron fueron capturados.

Hayatta kalanlar tutsak alınıyor.

¿No son aquellos tus padres?

Şunlar senin ebeveynlerin değil mi?

Sé cómo son aquellos libros.

Ben o kitapların neye benzediğini biliyorum.

¿Cómo puedo olvidar aquellos días?

O günleri nasıl unutabilirim?

No conozco a aquellos hombres.

O adamları tanımıyorum.

Son aquellos que cuando se van

görevden ayrılırken arkalarında

No teníamos televisor en aquellos días.

O zamanlar televizyonumuz yoktu.

Echo mucho de menos aquellos días.

Eski günleri gerçekten özlüyorum.

Estos libros son mejores que aquellos.

Bu kitaplar şunlardan daha iyidir.

Aquellos sí que eran buenos tiempos.

Hey gidi günler.

Aquellos que le conocen le aprecian.

Onu tanıyanlar onu seviyorlar.

Estos bolígrafos son mejores que aquellos.

Bu dolma kalemler şunlardan daha iyidir.

Estos bancos son mejores que aquellos.

Bu bankalar şunlardan daha iyidir.

Estos animales son mejores que aquellos.

Bu hayvanlar şunlardan daha iyidir.

Pero aquellos que guían nos inspiran.

Fakat öncülük yapanlar bizlere ilham verirler.

Aquellos que eligen no leer no tienen ninguna ventaja sobre aquellos que no saben leer.

Okumamayı seçenlerin okuyamayanlara göre hiçbir avantajı yoktur.

Y aquellos son los zapallitos de tronco.

Bunlar kabak.

Incluso aquellos que no quieren ser expresados

hatta ve hatta dile bile getirilmemesini isteyen kesim

aquellos que no saben esto conducen por

bunu bilmeyenler şunun için sürüyor

Sé amable con aquellos a tu alrededor.

Etrafındakilere karşı kibar ol.

La moral de aquellos hombres era magnífica.

Bu insanların morali mükemmeldi.

Aquellos hombres estaban armados hasta los dientes.

O adamlar tepeden tırnağa silahlıydılar.

En aquellos días me encantaba jugar damas.

O günlerde, dama oynamayı severdim.

Aquellos dicen que yo soy una vieja.

Onlar benim yaşlı bir kadın olduğumu söylüyorlar.

Hay tres tipos de personas diferentes en el mundo: aquellos que saben contar y aquellos que no saben.

Dünyada üç farklı tipte insan vardır: sayı sayabilenler ve sayamayanlar.

aquellos que no vivimos esta experiencia cada día,

bu mücadeledeki müttefiklerimiz için

Para aquellos que dependen de ventiladores para respirar

Nefes almak için ventilatörlere ihtiyacı olanlar için

aquellos que se preguntan por favor miren allí

merak edenler lütfen oraya baksın

Para todos aquellos que adoran la era napoleónica.

en kaliteli hediyeleri ve hediyelikleri sunmaktadır.

En aquellos tiempos yo todavía era un estudiante.

O günlerde ben hâlâ bir öğrenciydim.

- Es uno de esos.
- Es uno de aquellos.

Bu onlardan biri.

- Estos son nuestros libros.
- Aquellos son nuestros libros.

Bunlar bizim kitaplarımız.

El pueblo está más allá de aquellos árboles.

Köy o ağaçların ötesinde.

Estos libros son más fáciles que aquellos libros.

Bu kitaplar, o kitaplardan daha kolay.

- Aquellos son nuestros libros.
- Esos son nuestros libros.

Onlar bizim kitaplarımız.

Aquellos que escaparon sanos y salvos son afortunados.

Şanslı olanlar sağ salim kaçanlardır.

- Cuando pienso en aquellos estudiantes, me da dolor de cabeza.
- Cuando me acuerdo de aquellos estudiantes, me pongo malo.

Bu öğrencileri düşündüğümde başım ağrıyor.

En cambio, aquellos que responden más cerca del promedio

Cevapları ortaya yakın olanlar doğru ya da yanlıştan

Para aquellos que no saben, déjenme contarles una ronda

bilmeyenler için şöyle anlatayım bir yuvarlak olur

En aquellos días, poca gente podía viajar al extranjero.

O günlerde çok az sayıda kişi yurtdışına seyahat edebiliyordu.

Aquellos nuevos modelos de autos están en el mercado.

Bu yeni model arabalar piyasada.

La ignorancia es invisible para aquellos que la sufren.

Cehalet, kendisinden muzdarip olanlarca fark edilmez.

Hay que leer aquellos libros que pueden entenderse fácilmente.

Kolayca anlaşılabilir olduğu için bu tür kitapları okuyun.

- Esos libros son de ellos.
- Aquellos libros son suyos.

Şu kitaplar onların.

El colorismo, la discriminación de aquellos de piel más oscura,

Renkçilik, daha koyu ten rengine sahip olanlara karşı yapılan ayrımcılık,

Y aquellos que simplemente estamos tratando de hacer nuestro trabajo

ve sadece işini yapmaya çalışan bizleri

Con aviso previo para aquellos que sean un poco delicados

Tamam, midesi hassas olanlar için söylüyorum

Aquellos que puedan, estarán en condiciones de conquistar el mundo ".

Dünyayı fethetmeye uygun olabilecekler. "

Sus modales no son aquellos de los de un caballero.

Onun davranışları bir centilmen tavrı değildir.

Aquellos que viven por la espada por la espada mueren.

Kılıçla yaşayanlar kılıçla ölürler.

Los fantasmas son reales para aquellos que creen en ellos.

Hayaletler onlara inananlar için gerçektir.

- Aquellos son los libros de ellos.
- Esos son sus libros.

Onlar onların kitapları.

Él condenó a aquellos que se opusieron a sus políticas.

Onun politikalarına karşı olanları mahkûm etti.

Me sentí despreciada en favor de aquellos con rasgos más "favorables":

Daha "tercih edilebilir" özellikler uğruna kenara atılmış hissettim:

Y seleccionando únicamente aquellos que fuesen relevantes para la vida diaria.

ve sadece günlük hayatımızla alakalı olanları nasıl seçebilirim?"

¿Qué pasa con aquellos que no tienen los recursos que tenemos?

Peki bizim sahip olduğumuz kaynaklara sahip olmayanlar?

Incluso aquellos que están realmente enfermos no quieren entrar en cuarentena

Gerçekten hasta olan bile karantinaya girmek istemiyor

Aquellos que viven en casas de cristal no deberían tirar piedras.

Sırça köşkte oturanlar başkalarına taş atmamalılar.

En aquellos tiempos, solía levantarme a las seis todas las mañanas.

O günlerde her sabah altıda kalkardım.

¿Cuáles son aquellos alimentos que puedes consumir para bajar el colesterol?

Kolesterolünü düşürmek için yiyebileceğin bazı yiyecekler nedir?

Tecnología que ayuda y asiste a aquellos de nosotros con alteraciones neurológicas

Hayatı herkes için eşit derecede zorlayıcı yapmak için

- Conocía a cada uno de estos tipos.
- Conocí a todos aquellos muchachos.

O adamlardan her birini tanıyordum.

Recordando aquellos días, fue un juego realmente divertido, no sé por qué jugamos

o günleri hatırlayınca gerçekten çok zevkli bir oyundu neden oynadığımızı hiç bilmiyorum

La madre le dijo a su hija que pusiera en orden aquellos juguetes.

Annesi kızına bu oyuncakları ortadan kaldırmasını söyledi.

A pesar de todo esto, perdoné a aquellos que mataron a mis niños.

Bütün bunlara rağmen, çocuklarımı öldüren insanları affettim.

Deje que aquellos que suben al avión miren por la ventana con un ojo

uçağa binenler şöyle göz ucuyla pencereden dışarıya bir baksın

aquellos que quieren que su oración sea aceptada están respirando nuevamente en esa área

duasının kabul olmasını isteyenler yine o bölgede soluğu alıyorlar

"Aquellos que están actualmente infectados y no lo saben, o casi no muestran síntomas,

"Enfekte olup bunu bilmeyenler ya da neredeyse hiçbir semptom göstermeyenler,

El futuro le pertenece a aquellos que creen en la belleza de sus sueños.

Gelecek, rüyalarının güzelliğine inananlara aittir.

El mundo es un libro, y aquellos que no viajan leen sólo una página.

Dünya bir kitaptır, gezmeyenler sadece bir sayfasını okurlar.

¿Y los que no lo hacen? ¿Qué pasará con aquellos que ya están en problemas?

Peki ya olmayanlar. Geçim sıkıntısını zaten çekenler ne olacak?

Enterraron a aquellos que habían muerto en la batalla de acuerdo a la tradición militar.

Onlar savaşta ölenleri askeri geleneğe uygun olarak gömdüler.

Sólo aquellos que se arriesguen a ir demasiado lejos sabrán hasta dónde se puede llegar.

Sadece çok uzağa gitme riskini alanlar birinin ne kadar uzağa gidebileceğini bilecektir.

Vigilio fue a juicio y demandó justicia al emperador frente aquellos que le habían robado.

Virgilius mahkemeye gitti ve onu soymuş olan erkeklere karşı imparatordan adalet istedi.

Sólo tengo una cosa que decir a aquellos que me odien: El problema es suyo.

Benden nefret edenlere söyleyecek tek bir şeyim var: Sizin probleminiz.

Incluso Napoleón se preguntó si estaba siendo demasiado severo, a lo que Soult respondió: “Aquellos que

Napolyon bile onun çok şiddetli olup olmadığını merak etti, Soult cevap verdi, “

Normalmente es directo y sincero, y así consigue ganarse la confianza de aquellos que le conocen.

O genellikle doğru sözlü ve içten ve bu sebeple onunla tanışanların güvenini kazanır.

Se impala a los ladrones, mendigos, indigentes y aquellos con la peste son quemados vivos en establos.

hırsızları kazığa oturtturur.dilencileri, evsizleri ve vebalıları ise ahırlarda diri diri yaktırtır.

Mientras más gente es inmune, se puede proteger de mejor manera a aquellos que no lo son

Daha fazla aşılanmış insan, o kadar fazla virüse karşı hassas olanları koruyabilir.

Tom dio voluntariamente una buena parte de su tiempo en ayudar a aquellos menos afortunados que él mismo.

Tom kendinden daha az şanslı olanlara yardım etmek için zamanının çoğunu harcamaya gönüllüydü.

La vida no se mide por las veces que respiramos, sino por aquellos momentos que nos dejan sin aliento.

Hayat aldığımız nefes sayısıyla ölçülmez fakat nefesimizi kesen anlarla ölçülür.

Pero para aquellos que tienen curiosidad, pueden encontrar información sobre la cantidad de pi bajo este tema cuando ingresan a canerunal.com

ama merak edenler için canerunal.com sitesine girdiğinizde bu konu altında pi sayısı ile ilgili bilgileri bulabilirsiniz

- Aquellos dicen que yo soy una vieja.
- Dicen que soy una anciana.
- Dicen que soy una mujer mayor.
- Dicen que soy una vieja.

Onlar benim yaşlı bir kadın olduğumu söylüyorlar.

La tolerancia ilimitada debe conducir a la desaparición de la tolerancia. Si extendemos la tolerancia ilimitada aun a aquellos que son intolerantes; si no estamos preparados para defender a una sociedad tolerante contra los atropellos de los intolerantes, entonces los tolerantes serán destruidos y la tolerancia junto a ellos.

Sınırsız hoşgörü hoşgörünün ortadan kalkmasına yol açar. Hoşgörüsüz olanlara bile sınırsız hoşgörüyü uzatırsak, hoşgörülü bir toplumu hoşgörüsüzlerin saldırısına karşı korumaya hazır değilsek, o halde hoş görülü tahrip olacak ve onunla birlikte hoşgörü de.