Examples of using "Niña" in a sentence and their turkish translations:
Acele et kız!
O bir kız.
O bir çocuk değil.
Bir küçük kız evlat edindiler.
Ben bir kız görüyorum.
O sadece bir çocuk.
O sadece bir çocuk.
Kız çay içiyor.
Mary kötü bir kız.
Mary iyi bir kızdır.
Kız: Çünkü o beyaz.
Kız: Çünkü o siyahi.
O sadece bir çocuk.
Kız bana gülümsedi.
Sen komik bir kızsın.
Ben küçük bir çocuğum.
Kız atlıyor.
Laurie bir kızdır.
Bu kızı tanıyor musun?
Bu bir kız.
O hâlâ bir kız.
Kız yavaşça yürüdü.
Ne kötü bir kız!
yoksul bir çocukla uğraşıp durmam
- O sadece bir çocuk.
- O sadece bir çocuktur.
Kız kuşu serbest bıraktı.
Kız mısın yoksa oğlan mısın?
- O elbisenin içinde küçük bir kıza benziyorsun.
- O elbisenin içinde küçük bir kız gibi görünüyorsun.
Muhabir: Peki, bana çirkin çocuğu göster.
Muhabir: Bana güzel olan çocuğu göster.
onu, nörolojik olarak donuk bir çocuk olarak görüyordu.
Kız, bebeğini kucakladı.
Kızın annesi yok.
Şu kız çok güzel.
O iyi huylu bir kızdır.
Ben sağlıklı bir çocuktum.
O büyüleyici bir kız.
Kız korkudan titriyordu.
Mary iyi bir kızdır.
Kız erkeği görüyor.
Küçük kız ağlamaya devam etti.
Bu kız Japonyalı.
Mary güzel bir kız.
Bu kız Japonyalı.
Kız gözyaşlarına boğuldu.
Ann küçük bir kızdır.
Bir kız, flüt çalıyor.
Onlar kızı bulmaya çalıştılar.
Kız şemsiyesini açtı.
Tom bir kız değil.
Küçük kız bana gülümsedi.
Kız kabarcıkları üflüyor.
O bir bebekken evlat edinilmiştir.
Evet, utangaç bir kızdı.
Çocukken güzel şarkı söylerdi.
O, o zaman küçük bir kızdı.
Kız ne kadar iyi kayıyor.
Bu kızın bir annesi yok.
- Kız bir şey söylemedi.
- Kız hiçbir şey söylemedi.
Kız çay içiyor.
- Kızın artık bir çocuk değil.
- Kızınız artık bir çocuk değildir.
Çocuk ağlaya ağlaya uyuyakaldı.
Kızın artık bir kız değil.
O zamanlar sadece bir çocuktum.
Büyürken hevesli bir sporcuydum.
Kızın yumuşak bir kalbi var.
Kız çiçekleri kokluyor.
Bazen bir kız gibi görünüyorsun.
Kız ağaçlarla konuştu.
Bir kız orada ağlayarak duruyordu.
Bu kadar acele nereye gidiyorsun,çocuğum?
Bu kızı seninle birlikte bırakmak istiyorum.
O gerçekten iyi bir kız.
Küçük kız Brezilya'da yaşıyor.
Küçük kız gözyaşlarına boğuldu.
- Kız okula gidiyor.
- Kız okula gider.
O altın saçlı bir kızdı.
Kız bunu nasıl yapacağını bilmiyor.
Kız, gerçeği bilmek istiyor.
Çocukken ağaçlara tırmanmayı severdim.
Bir kız gibi bağırmayı kes.
Bir kız gibi ağlamayı kes!