Examples of using "Convencerle" in a sentence and their turkish translations:
- Onu ikna etmekte başarısız olduk.
- Onu ikna edemedik.
Onu ikna etmek kolay olmadı.
Biz onu ikna etmeye çalıştık.
- Onu ikna etmenin bir yolu yoktu.
- Onu ikna etmek için bir yol yoktu.
Onun doğru olduğu konusunda onu ikna edemedim.
Fikrini değiştirmesi için onu ikna etmek zordu.
O, onu ikna etmek için elinden geleni yaptı.
O, onunla gitmesi için onu ikna etmeye çalıştı.
Onu seyahati iptal etmeye ikna etmek zor oldu.
Onu ikna etmeye çalışmanın hiçbir anlamı olmadığını düşünüyorum.
Onun hakkında onu ikna etmeye çalışmanın faydası yok.
Tom'u yardım etmeye ikna etme sorunum vardı.