Examples of using "совпадают" in a sentence and their turkish translations:
Şifreler uyuşmuyor.
ve eşleştiğine karar verdiler,
Uzayın zamanı ile Dünya'nın zamanı aynı değildir
Her insan farklı bir yol izlesede, hedeflerimiz aynıdır.
Silahta kalan parmak izleri şüphelininki ile uyuşuyor.
Aynı zamanda gölgeler birbirini tutmuyor
aslında hala aynı olmasa bu filmler izlenmez