Translation of "Marcar" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Marcar" in a sentence and their turkish translations:

Eu quero marcar mais gols.

Daha fazla gol atmak istiyorum.

Devíamos marcar para sair algum dia.

- Bir ara buluşmalıyız.
- Günün birinde buluşmalıyız.

Também é boa ideia marcar o caminho.

Çoğu zaman geldiğiniz yolu işaretlemek de iyi bir fikirdir.

- Vamos marcar uma reunião.
- Vamos agendar uma reunião.

Bir toplantı planlayalım.

Quem vai marcar o primeiro gol esta noite?

- Bu gece ilk golü kim atacak?
- Bu gece ilk golü kim atar?

- Por que você pensa que Tom admitiria marcar um encontro com Mary?
- Que é que te faz achar que Tom poderia gostar de marcar um encontro com Mary?

Tom'un Mary ile çıkmayı hiç düşünmeyeceğini sana ne düşündürüyor?

E pronto, basta... ... polvilhar isto à medida que ando, para marcar o rasto.

Bakın, sonra da yolu işaretlemek için bunu her yere sıçratabilirim.

O meu dente está doendo. Preciso marcar uma consulta com o meu dentista.

Dişim ağrıyor. Dişçimden randevu almam lazım.

- Gostaria de fazer uma reserva para jogar golfe amanhã.
- Gostaria de marcar uma reserva para jogar golfe amanhã.

Yarın golf oynamak için bir rezervasyon yaptırmak istiyorum.

Eu sei que Tom está com a agenda lotada, mas ficaria muito agradecido se conseguisse marcar uma hora com ele.

Tom'un yoğun bir programı olduğunu anlıyorum fakat ondan bir randevu alabilsem gerçekten minnettar olurum.