Translation of "Leões" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Leões" in a sentence and their turkish translations:

- Eu falei sobre leões.
- Eu falei de leões.

- Aslanlar hakkında konuştum.
- Aslanlardan söz ettim.

Os leões são daltônicos.

Aslanlar renk körüdür.

Um dos leões escapou.

Aslanlardan biri kaçtı.

É a oportunidade dos leões.

Aslanlara fırsat doğdu.

Os leões estão na jaula.

Aslanlar kafeste.

... consegue dominar um grupo de leões.

...aslan sürüsünü bastırabilir.

Os leões são, essencialmente, predadores noturnos.

Aslanlar ağırlıkla gece avlanan yırtıcılardır.

Sentem que há leões por perto...

Aslanların etrafta olduğunu sezebiliyorlar.

Você ouviu o rugido dos leões?

Aslanların kükremesini duydunuz mu?

Os leões rugiam em suas jaulas.

Aslanlar kafeslerinde kükredi.

Os leões são os reis da noite.

Aslan, gecelerin kralıdır.

Onde estão os leões e os tigres?

Aslanlar ve kaplanlar nerede?

Quando rugem os leões, as zebras tremem.

Aslan kükrediğinde, zebralar titrer.

Ele matou muitos leões, elefantes e outros animais.

O birçok aslan, fil ve diğer hayvanı vurdu.

A fêmea isolada perdeu a batalha com os leões.

Ayrı düşen dişi, aslanlarla çarpışmasını kaybetmiş.

Os tigres vivem na selva; os leões, na savana.

Kaplanlar cangılda, aslanlar savanada yaşar.

John capturou um tigre e atirou em dois leões.

John, bir kaplan yakaladı ve iki aslan vurdu.

Os seres humanos não estão no topo da cadeia alimentar. Afinal, os leões comem pessoas, mas as pessoas não comem leões.

İnsanlar besin zincirinin üstünde değiller. Sonuçta, aslanlar insanları yiyor, ama insanlar aslanları yemiyor.

É à noite que os leões capturam 90 % das suas presas.

Aslanlar, avlarının yüzde 90'ını geceleri öldürür.

Ele não sabe qual é a diferença entre leões e leopardos.

- Aslanlar ile leoparların arasında ne fark olduğunu bilmiyor.
- O, aslanlarla leoparlar arasındaki farkın ne olduğunu bilmiyor.

Uma leoa e o seu grupo de 13 leões andam à caça.

Bir dişi aslan, 13 aslandan oluşan sürüsüyle ava çıkmış.

Os vampiros não são a única ameaça. Também vivem aqui leões-marinhos.

Tek tehdit vampirler de değildir. Burada denizaslanları da yaşar.

As hienas podem ouvir leões a mais de dez quilómetros de distância.

Sırtlanlar, on kilometre öteden bile aslanlara kulak misafiri olabilir.

A visão noturna dos elefantes é mais apurada do que a nossa, mas não se compara à dos leões.

Filler karanlıkta bizden iyi görür ama aslanın yanına bile yaklaşamazlar.