Examples of using "Criatura" in a sentence and their turkish translations:
tersi pis olan dev bir yaratık.
çok garip yaratık bu karıncalar
Bunu gerçekten hissedebiliyordum. O büyük yaratığı.
Bu yaratık yüzyıllardır korku salmıştır.
Ejderha hayali bir yaratıktır.
erken evrimleşmiş bir canlıdır bu yarasalar
- Her yaratık, Tanrı'nın bir sözüdür.
- Her mahlukat, Allah'ın bir ayetidir.
hiçbir canlı gereksiz diyemeyiz
madem imkansız karınca yiyen diye bir yaratık var
Ben Allah'ın kuluyum ve onun parçasıyım.
Asya orman kırkayağı, korkutucu bir üne ve yüzyıllar boyu
canlılar arasında ekolojiyi bozan tek canlı ise
Mary, Tom'un şimdiye kadar gördüğü en büyüleyici yaratıktı.
O an, bu inanılmaz yaratığın gözlerine bakıyordum.
bu devasa yaratık, zırhlı gövdesiyle doğrudan mücadeleye girer.
O, bir zamanlar yalan söyledi ve ona dolabında nadir bir yaratığın yaşadığını söyledi.
Kendi hâlindeki vahşi bir hayvan, ziyarete gelen bu garip insan yaratığından ne kazanabilir ki?